Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10189 E. 2024/14490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, taraflar arasında imzalanan protokole dayalı olarak cezai şart ve işe başlatmama tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının idari işlemle yöneticilik görevinden alınması nedeniyle iş sözleşmesinin feshi zorlayıcı sebep kapsamında kaldığı ve protokole dayalı cezai şartın da fesih hakkını ortadan kaldırmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 04.09.2013 tarihinde Özel ... ... Rehabilitasyon Merkezinde Kurum müdürü olarak çalışmaya başladığını, 27.11.2013 tarihinde Kurum sahipleri A.U. ve D.K'nın müvekkilini çağırarak diğer ortağa Kurumdan para vermemek için sadece kağıt üzerinde Kurumu devretmeyi teklif ettiklerini, müvekkilinin teklifi kabul ettiğini, 28.11.2013 tarihinde işletme hakkının kağıt üzerinde müvekkiline devredildiğini, müvekkilinin 11.08.2017 tarihinde Kurumu gerçek sahipleri olan D.K. ve oğlu ...'a devrettiğini, müvekkilinin 10.03.2018 tarihine kadar Kurum müdürü olarak çalışmaya devam ettiğini, bu tarihte aralarında tartışma yaşandığını, bunun üzerine 02.03.2018 tarihli olarak geriye dönük bir şekilde işten çıkışının verildiğini, müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer haklardan mahrum bırakıldığını, Millî Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının 25.12.2017 tarihli inceleme raporu neticesinde müvekkilinin görevden alındığını, müvekkilinin görevden alınma tarihi olan 27.02.2018 tarihine kadar tüm sınıf defterlerini kontrol ederek eksiksiz imzaladığını sadece 2017 yılı Eylül ayının yarısından 2018 yılı Şubat ayına kadar olan dönemde Aylık Bireyselleştirilmiş Eğitim, Çalışma, ve Rehabilitasyon Planlarını imzalamadığını, bunların resmî belge statüsünde olmadığını, müvekkilinin tutması gereken ücretsiz öğrenci formları dışında hiçbir eksiği olmadığını, bu formların imzalatılmasını ... ve D.K'dan talep etmesine rağmen kasten imzalatmadıklarını, bunların tek taraflı fesih ve müvekkilinin işe başlatılmaması için haklı sebep olmadığını, Kurumun kağıt üzerinde müvekkilinin olarak gözüktüğü dönemde gideri fazla göstermek için Kurumun gerçek sahiplerinin naylon fatura kullandığını, müvekkiline 52.000,00 TL vergi borcu çıkartıldığını, açtığı davayı kazanmasına istinaden müvekkili göreve başlamayı talep etmişse de kendisine olumsuz yanıt verildiğini ileri sürerek 50.000,00 Euro tazminat, müvekkiline çıkartılan vergi borcu ve işe başlatmama tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hükmi şahsiyet olmayan Özel ... ... Rehabilitasyon Merkezine yöneltildiğini, açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini müvekkili ...'a yöneltilen bir dava bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında 11.08.2017 tarihinde dayanak sözleşmenin yapıldığını ancak 15.08.2017 tarihinde yeni bir sözleşme yapılarak davacının bu sözleşmeye göre çalışmaya devam ettiğini, 15.08.2017 tarihli sözleşmenin İl Millî Eğitim Müdürlüğüne teslim edildiğini, 11.08.2017 tarihli protokoldeki cezai şartın geçersiz olduğunu, işverenin haklı nedenle fesih hakkını ortadan kaldıracak şekilde cezai şart ihdas edilemeyeceğini, böyle bir cezai şartın istenmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, iş sözleşmelerine konulan cezai şartların sözleşmeye taraf olan herkesi kapsaması gerektiğini, davacının dayandığı protokolde işçiye yüklenen bir maddi yükümlülük ya da karşılık olmadığını, davacının işine müvekkilinin son vermediğini, davalının tutması gereken Aylık Bireyselleştirme Eğitim, Çalışma ve Rehabilitasyon Planı ile tutulması gereken defterleri tutmadığı için 02.03.2018 tarihinde ... Valiliği tarafından müdürlük görevinden alındığını, bu yazı karşısında müvekkilinin istese bile davacıyı çalıştıramayacağını, vergi borçlarının müvekkilinden istenemeyeceğini, müvekkilinin işlettiği Kurum özel okul olduğu için bir müdür çalıştırma zorunluluğu olduğunu, müdürlük kadrosu dolu olduğu ve müvekkili iş güvencesi kapsamında bir işyerine sahip olmadığı için davacının talebinin değerlendirilemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin 29.12.2020 tarihli dilekçesinde müvekkiline yüklenen vergi borcu Konya Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dairesinin kararı ile iptal edildiğinden ve karar kesinleştiğinden vergi borcu talebi yönünden bir talepleri bulunmadığını beyan ettiği, davacının 27.02.2018 tarihli idari kararla yöneticilik görevinden alındığı, daha sonra idare mahkemesinde görülen davayı kazanmış olmasının davacının o tarihlerde idarecilik görevini yapamayacağı gerçeğini değiştirmeyeceği, borçlar hukukunda sözleşme serbestisi ilkesi gerçeli ise de kanuna, ahlâka aykırı sözleşmelerin geçersiz olduğu, somut olaydaki protokol metni işçi ve işveren arasında düzenlenmiş olup, işçinin yeterliliğini işverenin elinde olmayan sebeplerle kaybetmesine bağlı olarak protokolün uygulanamaz hâle geldiği, protokole yazılmış bulunan davacının her ne sebeple olursa olsun işten çıkarılamayacağı hükmünün, somut olay değerlendirildiğinde uygulama alanı olmayan bir madde hâline geldiği, işverenin işlettiği Kurum bir eğitim kurumu olup, müdür olmadan Kurumun çalıştırılmasının da söz konusu olamayacağı, davacı hakkındaki ceza soruşturmasının devam ettiği, ayrıca protokolün 8 inci maddesinde de davacının iş tanımına uygun hareket etmezse protokolün feshedileceğinin düzenlendiği, davacının açmış olduğu işe iade talepli bir dava olmadığı gerekçeleriyle işe başlatmama ve protokole dayalı tazminat taleplerinin reddine, davanın vergi borcu yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin 27.02.2018 tarihli idari işlemle haksız yere görevden alındığını, bu durumun ... İdare Mahkemesinin 2017/466 Esas, 2018/884 Karar sayılı kararı ile kanıtlandığını ... İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından yöneticilik görevinin iade edildiğini ve 23.09.2019 tarihinde görevinden alınması nedeniyle kaybettiği haklarının müvekkiline ödendiğini, müvekkilinin mahkeme kararı kesinleştikten sonra ...'a ihtarname göndererek protokole uygun şekilde işine tekrar başlatılmasını talep ettiğini, ...'ın müvekkiline gönderdiği ihtarnamede müvekkili görevden alınmadan önce protokole uygun şekilde hareket edildiğini kabul ettiğini, ancak müvekkilini tekrar işe başlatmadığını, bu durumda protokolden doğan 50.000,00 Euro tazminatı ödemesi gerekirken ödemeyi reddettiğini, davanın aydınlatılabilmesi için müvekkili aleyhine açılmış olan ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/97 Esas sayılı dosyasının şikâyetçisi K.B'nin kamu tanığı olarak dinlenilmesini talep ettiklerini fakat bu taleplerinin reddedildiğini, bu kişi dinlenilseydi müvekkilinin suçsuz olduğunun anlaşılacağını, hem bir kısım kendi tanıkları hem de davalı tanığı dinlenilmeden hüküm kurulduğunu gösterilen tanıkların dinlenilmemesinin savunma hakkını kısıtladığını, müvekkilinin Kurumda tutulması gereken defter ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak tuttuğunu, müvekkilinin 2015 yılına kadar disiplin cezaları aldığını fakat bütün disiplin cezalarının işini yapmadığı gerekçesiyle verilmediğini, bu hususta Millî Eğitim Müdürlüğünden bilgi istenilmediğini, ... tarafından bu disiplin cezaları bilinerek gönüllü olarak protokolün imzalandığını, müvekkilinin Kurumu 11.08.2017 tarihinde devrettiğini, protokolün taraflar arasındaki gerçek iş sözleşmesi olduğunu, 15.08.2017 tarihli sözleşmenin sadece çalışma oluru alınması için hazırlanmış taslak sözleşme olduğunu, müvekkili hakkında tutulan tutanakların hiçbir geçerliliği ve resmîyeti olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilmemiş olmasına, uyuşmazlığın çözümü için gereken hukuk kurallarını uygulaması, uyuşmazlık konusu hususları gerekçelendirmesinin isabetli olmasına, davacının vergi borcuna yönelik talebini geri almasına, davacının açmış olduğu davanın işe iade talepli bir dava olmamasına ve dava dilekçesi ekinde yer alan protokolde belirlenen davaya konu cezai şartın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 420 nci maddesindeki koşulları da taşımadığının anlaşılmasına göre Mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; tanıkların dinlenilmemesine yönelik istinaf sebebi dışında istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve İlk Derece Mahkemesi kararında müvekkili hakkındaki ceza soruşturmasının devam ettiği belirtilmiş ise de müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının cezai şarta ve işe başlatmama tazminatına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 21 ve 25 inci maddeleri.

3. 6098 sayılı Kanun'un 179, 182 ve 420 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Taraflar arasında düzenlenen protokolün 2 nci maddesinde yer alan hüküm haklı nedenle fesih hakkını ortadan kaldırmaz. Her ne kadar davacının yöneticilik görevinin üzerinden alınmasına ilişkin karar sonradan idari yargı tarafından iptal edilmiş olsa da ... Valiliği İl Millî Eğitim Müdürlüğünün idari işlemi ile yöneticilik görevi yapması imkânsız hâle gelen davacının iş sözleşmesinin feshi, 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (III) numaralı bendi uyarınca zorlayıcı sebepler kapsamında kalmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle (2) numaralı paragrafta açıklanan ilave gerekçeye göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.