"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı asıl işverenden ihale alan alt işverenler nezdinde numune alma ve hazırlama elemanı olarak çalıştığını, gerçekte davalının asıl işçisi olduğunu, Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2016/1403 Esas, 2017/932 Karar sayılı dosyasında davalı asıl işveren ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti yönünde karar verildiğini, verilen kararın kesinleştiğini ileri sürerek müvekkilinin 25.10.2016 tarihinden itibaren ilave tediye, 18.01.2016-31.12.2018 tarihleri arasındaki ücret farkı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti fark alacakları, prim, sosyal yardım, giyim yardımı, yol yardımı, kira yardımı, ek ödeme ve benzeri alacaklardan oluşan sendikal alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; muvazaa iddialarının haksız olduğunu, alt işveren çalışanlarının yaptığı iş kapsamında müvekkili İdarenin çalışanı bulunmadığını, yüklenici firma işçilerinin müvekkili tarafından işe alınmadığını, İdarenin sorumluluk kapsamında alt işverenleri denetlemesinin muvazaa olarak kabul edilemeyeceğini, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası Mahkemece aldırılan bilikişi heyeti raporunda; teknik yönden yapılan incelemeler sonucunda davacının çalışmasının üretim faaliyetine ilişkin olduğu, ...İşletme Müdürlüğünde numune alma ve hazırlama işinde çalışan davacının işe giriş tarihinden itibaren yapmış olduğu işin, mal üretiminin yardımcı işlerinden ve teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olarak alt işverene verilebilecek işlerden olmadığı, işyerinde fiilen yapılan işin yerinde gözlemlenmesi sonucunda ihale edilen kontrol işlemleri için örnek alma işlerinin ve bu işlerde çalışanların işverenin asıl işini yaptığı kanaatine varıldığının bildirildiği, bu nedenle davalı asıl işveren ile davacının kayden işvereni olarak görünen şirketler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu, davalının beyanına göre ve dosyadaki belgelere göre davacının da aralarında bulunduğu bir kısım çalışanların sendika üyeliğinin toplu bir şekilde davalı işverene 19.12.2016 tarihinde bildirildiği, davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğu, yıllık izin ücretlerinin ise ödendiği, bu alacak talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, ulusal bayram ve genel tatil ücret farkı alacağı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; yıllık izin hesabında 2018 yılı günlük yevmiye ücretleri gözetilerek hesaplama yapılması gerekirken hatalı değerlendirmeyle karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulü istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının yaptığı işin yardımcı iş kapsamında olduğunu, kanunen izin verilen bir konuda kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair kabulün eksik incelemeye dayalı ve hatalı olduğunu, zira müvekkili İdarenin ana faaliyet alanının; bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, davacının yaptığı işin herhangi bir uzmanlık gerektirmediğini, işin esas sevk ve idaresinin İdarenin, kadrolu ve vasıflı işçileri tarafından yapıldığını, numune alma ve hazırlama işinin niteliği gereği yardımcı iş olduğunu ve asıl işin bir bölümü olmadığını, emsal içtihatlar gereği her hizmet alımına ilişkin olduğu dönem bakımından ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince önceki tespit nedenlerine dayanarak karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekleri incelendiğinde görüleceği üzere, alt işveren işçilerinin yönetim hakkı tamamen alt işverene ait olup müvekkili İdarenin bu işçiler üzerinde yönetim hakkını kullanmadığını, davacının talep ettiği alacaklardan ihbar edilen Şirketin sorumlu olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; daha önce Bölge Adliye Mahkemesince incelemesi yapılan 24.01.2023 tarihli ve 2023/147 Esas, 2023/55 Karar sayılı karar ve dosya içeriğine göre yerinde inceleme yetkisi verilerek hazırlatılan 18.10.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait ...İşletme Müdürlüğünde numune alma ve hazırlama işinde çalışan davacının yapmış olduğu işin mal ve üretiminin yardımcı işlerden ve teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olarak alt işverene verilebilecek işlerden olmadığı, ihale ve teknik şartnamelerdeki işin tarifi ve çalışma esasları dikkate alındığında ihale edilen işlerin bu işlerde çalışan işçilerin işverenin asıl işini yaptığı, alt işverenlik sözleşmesinin muvazaalı olduğunun açıklandığı, gerek hazırlanan bilirkişi heyet raporu, gerek dosyaya celpedilen hizmet alım sözleşmeleri ile davacıya ait belgeler ve gerekse de emsal mahiyetteki Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.04.2022 tarihli ve 2022/4603 Esas, 4843 Karar sayılı ile 24.05.2023 tarihli ve 2023/6821 Esas, 7659 Karar sayılı kararları gözetildiğinde, numune alma işinin yardımcı iş olmadığı asıl iş niteliğinde olduğu, buna göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu, davacının 18.01.2016 tarihinde Türkiye Maden İşçileri Sendikasına üye olduğu, davacının bu üyeliğinin davalı asıl işveren İdareye 19.12.2016 tarihinde bildirildiğinin anlaşıldığı, alınan hesap bilirkişi raporunda davalıya üyeliğin bildirim tarihi olan 19.12.2016 tarihinden itibaren hesaplama yapıldığı gerekçeleriyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının yaptığı işin yardımcı iş kapsamında olduğunu, kanunen izin verilen bir konuda kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair kabulün eksik incelemeye dayalı ve hatalı olduğunu, zira müvekkili İdarenin ana faaliyet alanının; bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, davacının yaptığı işin herhangi bir uzmanlık gerektirmediğini, işin esas sevk ve idaresinin İdarenin, kadrolu ve vasıflı işçileri tarafından yapıldığını, numune alma ve hazırlama işinin niteliği gereği yardımcı iş olduğunu ve asıl işin bir bölümü olmadığını, emsal içtihatlar gereği her hizmet alımının ilişkin olduğu dönem bakımından ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince önceki tespit nedenlerine dayanarak karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekleri incelendiğinde görüleceği üzere, alt işveren işçilerinin yönetim hakkı tamamen alt işverene ait olup müvekkili İdarenin bu işçiler üzerinde yönetim hakkını kullanmadığını, davacının çalışmış olduğu işin, doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan, süreklilik arz eden ihtiyaç niteliğinde bir yardımcı iş kapsamında olduğunu savunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve alacakların hesaplanması hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri. 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 11 ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi