"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 57. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 3.096,23 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren nezdinde proje elektrik mühendisi olarak projenin mühendislik, tasarım, satın alma, saha koordinasyonu sağlanması, malzeme onayları, idare ile görüşmeler gibi projenin her aşamasında görev aldığını, müvekkilinin prim alacağı olan projelerin ...-1, ...-2 ve ...-3 projeleri olduğunu, projelerle ilgili olarak müvekkiline ödenmesi gereken evre primleri eksik ödendiği gibi iş bitim primlerinin ise hiç ödenmediğini, davalı işyerinde prim uygulamasının her şeyden önce işyeri şartı hâline geldiğini, keza prim ödemesinin davalı ile kurulan iş sözleşmesinin esaslı unsurlarından olduğunu, davacının iş sözleşmesi süresince "jestiyon-para transferi" gibi açıklamalar ile prim ödendiğinin hesap hareketleri incelendiğinde kolaylıkla tespit edilebileceğini ileri sürerek prim alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde çalışırken görevlendirmeler nedeniyle fazla çalışma yapmak zorunda kaldığını, yine hafta tatillerinde çalışmak zorunda kaldığını ileri sürerek fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili asıl davaya verdiği cevap dilekçesinde; yetki itirazlarının bulunduğunu, davacı/birleşen davacının davaya konu ettiği fazla çalışma ve hafta tatili alacakları bakımından davasını belirsiz alacak davası olarak ikâme etmişse de işbu davaya konu alacaklar bakımından belirsiz alacak davasının koşullarının oluşmadığını, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının Şirket bünyesinde prim alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı vekili birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde; yetki itirazlarının bulunduğunu, davacı/birleşen davacının davaya konu ettiği fazla çalışma ve hafta tatili alacakları bakımından davasını belirsiz alacak davası olarak ikâme etmişse de işbu davaya konu alacaklar bakımından belirsiz alacak davasının koşullarının oluşmadığını, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının Şirket bünyesinde fazla çalışma ve hafta tatili alacağı olduğuna yönelik iddialarının gerçek dışı olduğunu işbu davanın yalnızca Şirketten haksız kazanç elde etme amacıyla kötüniyetle ikâme edildiğini, zamanaşımı def'inin bulunduğunu, müvekkili Şirket bünyesinde davacının iddia ettiği gibi bir fazla çalışma uygulaması olmadığı gibi fazla çalışma alacaklarının ödenmemesinin de söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamında beyanları alınan tanıkların ve dosyaya sunulan belgelerin davacıyı desteklediği, davacının fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yaptığının ispatlandığı, yapılan işyeri kayıtları incelemesinde; davacının merkez işyerinde proje elektrik mühendisi olarak çalıştığı, yurt dışına görev gereği geçici süreli giriş/çıkış yaptığı ve merkez çalışan personellerine yıllık net ücretlerinin %20'si kadar prim verildiği, davacının çalışma dönemi içerisinde 20.614,62 TL prim ödendiği, her ne kadar taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde prim ödeneceği yazılı belirtilmemiş ise de ödenen prim tutarları dikkate alındığında prim ödemesinin Şirket uygulaması hâline geldiği, zira davacı işçiye merkez personeli olarak yıllık net ücretinin %20 oranında prim ödendiği, çalışma süresi boyunca toplam 20.614,62 TL prim ödemesi yapıldığı başka da prim alacağı varlığının işyeri kayıtlarından tespit edilemediği, davacının prim alacağı talep ettiği projelerin henüz tamamlanmadığı, bahsi geçen prim talebinin ön şartının proje bitimi olduğu dolayısıyla davacıya hak etmiş olduğu tüm primlerin ödendiği, iş sözleşmesinin sonlandığı tarihte henüz doğmamış prim alacaklarının talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; salt işveren kayıtlarına göre prim tespiti yapılarak ödendiği kabulü ile prim alacağına yönelik talebinin reddinin hatalı olduğunu, tanık beyanlarının da dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini, alacağın raporda da tespit edilen e-posta yazışmalarında davalı işveren Şirketin Genel Müdürü tarafından onaylanan net tutarlar olup iş bitirme primi ile primin ödenme zamanının kastedildiğini, proje bitmeden ayrılan personele iş bitim primlerinin ödenmesinin Genel Müdürün onayına sunulması üzerine Genel Müdürün bu hususu onayladığını, Mahkeme gerekçesindeki davacıya yıllık net ücretinin %20'si oranında prim ödendiği, bunun da tamamının ödendiğine dair tespitin hiçbir somut dayanağı bulunmadığını, birleşen davada tanıkların işverene karşı davaları olduğundan bahisle beyanlarına itibar edilmemesinin kabul edilemez olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; prim alacağında yıllık ücretinin %20'si oranında prim verildiği kabulünün hatalı olduğunu, böyle bir sistem bulunmadığını, ancak prim talebinin reddinin yerinde olduğunu, davacının yurt dışı çalışmalarına tanıklık edenlerin işverene karşı davalarının bulunması sebebiyle beyanlarına itibarla hüküm kurulamayacağını, ayrıca yıllık 270 saat fazla çalışmanın ücrete dâhil olması sebebiyle fazla çalışma alacağı olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının prim alacağının reddine dair kararın yerinde olduğu, davacının haftalık 19,5 saat fazla çalışma yaptığı kabulü ile hesap yapılmış olup davacının sadece yurt dışında çalıştığı haftalar için fazla çalışma yaptığı kabulü karşısında yıllık 270 saati doldurmayan fazla çalışma alacağı talebinin reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle benzer gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının prim, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının ispat ve hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32, 41, 46 ve 63 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.