Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10628 E. 2024/14527 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının ücretinin miktarı ve para birimi, iş sözleşmesinin feshi ile kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ispatı, hesaplanması ve ödenip ödenmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile imzalanan iki sözleşmeden hangisinin önce yapıldığı belli olmamakla birlikte, davacıya iş sözleşmesi devam ederken Euro üzerinden ücret ödendiği ve davacının buna itiraz etmediği gözetilerek tarafların iradesinin fiili duruma uygun olan sözleşmenin, yani ücretin Euro olarak belirlendiği sözleşmenin uygulanması yönünde olduğu ve bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiği değerlendirilerek, istinaf başvurusunun reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 24. İş Mahkemesi

SAYISI : 2017/483 E., 2020/686 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalılar vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.11.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıların adi ortaklık şeklinde çalıştığı Cezayir'deki şantiyesinde tornacı olarak 04.09.2014-21.09.2017 tarihleri arasında çalıştığını, ücretinin net 2.706,00 Amerikan doları (USD) olduğunu ancak ücretinin Euro olarak ödendiğini ve eksik olduğunu, müvekkilinin iş sözleşmesini işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiğini, 2014/Eylül, Ekim ve Kasım ayı ücretlerinin ödenmediğini, işyerinde 2 vardiya hâlinde haftanın 7 günü 05.00-15.00, 08.00-20.00 saatlerinde çalışıldığını ve ayrıca haftanın 5 günü de dörder saat daha fazla çalışma yapıldığını ve bir kısmının düşük ücret üzerinden banka yoluyla ödendiğini, ayda iki hafta tatili çalışıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde sadece dinî bayramların ilk günü çalışılmadığını, diğer günler çalışıldığını, yıllık izinlerin kullandırılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ve bu alacakların fark alacakları ile ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının ... İnşaat Ltd. Şti.- ... İnşaat AŞ Adi Ortaklığı bünyesinde ve Cezayir ülkesinde tornacı olarak ve en son aylık net 1.650,00 Euro ücret karşılığında çalıştığını, davacının ücret bordrolarını ihtirazı kayıt koymadan imzaladığını, aylık ücretinin 2.706,00 USD olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından tanzim edilen standart/matbu "Yurt Dışı Hizmet Akdi"ne dayanıldığını, fakat anılan belgede yer alan ücret kısmının sehven USD döviz birimi ile doldurulduğunu, davacının banka hesabına ücret ödemelerinin Euro döviz cinsinden yapıldığını, davacının ıslak imzası bulunan iş sözleşmesinin 10 uncu maddesinde aylık net ücretinin 1.650,00 Euro olduğunun yazıldığını, davacının fark ücret talebinin yerinde olmadığını, aynı iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretlerinin asıl ücrete dâhil olduğunu ve yıllık 270 saat sınırını aşan çalışmaların karşılığının ödendiğini, Cezayir'de haftalık iznin yasal olarak cuma günleri olduğunu, kullanılmayan hafta tatili izinlerinin biriktirildiğini ve yıllık izne eklenmek suretiyle kullandırıldığını, işçinin Türk mevzuatına göre belirlenmiş ulusal bayram ve genel tatil günlerinde Cezayir'deki işyerinde çalışmış olmasının, işçi lehine ayrıca bir ücrete hak kazandırmayacağını, davacının yasal yıllık ücretli izin hakkından daha fazlasını kullandığını ve davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyada mevcut 04.09.2014 tarihli İŞKUR Genel Müdürlüğü onaylı İŞKUR sözleşmesinin taraflarca imzalı olduğu, davacının aylık net ücretinin 2.706,00 USD olarak belirlendiği, ayrıca bu sözleşmenin 15 inci maddesinde taraflar arasında ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde bu sözleşmedeki hakların sınırlanamayacağı, iki sözleşme arasında fark olması hâlinde işçinin lehine olan hükümlerin uygulanacağının düzenlendiği, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde ücretin 1.650,00 Euro olduğu, banka kayıtları ve ücret bordrolarında da davacının ücretinin Euro olarak ödendiği, davacının ücretinin tespitinde İŞKUR sözleşmesinde yazılı olan ücret esas alınarak davacının ücretinin aylık net 2.706,00 USD olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname içeriği ve tarihi dikkate alındığında ihtarname tarihinden sonra tutulan devamsızlık tutanaklarının feshe etkisi bulunmadığından davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erdiği, davalı işveren tarafından ücret ödemeleri Euro döviz cinsinden yapılmış olduğundan davacının ödendiği ispatlanamayan ücret alacağı ve ücret fark alacağı bulunduğu, davacının haftalık 9 saat fazla çalışmasının bulunduğu, lehe olan İŞKUR sözleşmesinde fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğuna dair hüküm bulunmadığından bu doğrultuda hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre davacının fazla çalışmasının bulunduğu, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığı, davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı, yıllık izin alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili; davacının kendi dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu puantaj kayıtlarının etmiş olduğu yemin ile çeliştiğini, davacının ücretinin Euro olarak belirlendiğini, sözleşmede USD ifadesinin hatalı olarak yazıldığını, hesabına her ay düzenli olarak Euro cinsinden ödeme yapıldığını, bu nedenle ücret farkı talebinin yerinde olmadığını, davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarının dikkate alınamayacağını, imzalı ücret bordrolarından ve banka kayıtlarından fazla çalışma ücreti ve diğer alacaklarının ödendiği hususunun anlaşıldığını, iş sözleşmesinde belirlenen ücrete fazla çalışmanın dâhil olduğunu, Mahkemenin İŞKUR sözleşmesinin çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağını belirten hükmünü ve fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğuna dair hükmünü dikkate almadığını, davacının devamsızlığı nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan 04.09.2014 tarihli İŞKUR sözleşmesinde davacının aylık ücretinin net 2.706,00 USD olarak belirlendiği, aynı sözleşmenin 15 inci maddesinde taraflar arasında ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde bu sözleşmedeki hakların sınırlanamayacağı, iki sözleşme arasında fark olması hâlinde işçinin lehine olan hükümlerin uygulanacağı hususunun kabul edildiği, her ne kadar davalı işverenlikçe ücretin sehven USD cinsinden yazıldığı, banka hesabına ödemelerin Euro olarak yapıldığı, 04.09.2014 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 10 uncu maddesinde davacının tornacı olarak Cezayir ülkesinde aylık net 1.650,00 Euro ücret ile çalışacağı, aynı sözleşmenin 8 inci maddesinde yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışmaların ücretin içinde olduğu ileri sürülmüş ise de "Yurt Dışı Hizmet Akdi"nin 15 inci maddesinde taraflar arasında ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde bu sözleşmedeki hakların sınırlanamayacağı, iki sözleşme arasında fark olması hâlinde işçinin lehine olan hükümlerin uygulanacağının düzenlenmesi karşısında ücret ve fazla çalışmalar yönünden davacı lehine olduğu anlaşılan İŞKUR sözleşmesine itibar edilerek davacının aylık ücretinin net 2.706,00 USD olduğunun kabulu ile hesaplanan fark ücret alacağının dosya kapsamına uygun olduğu, davacının haftanın altı günü 08.00-18.00 saatleri arasındaki çalışmasından kaynaklanan haftalık 9 saat fazla çalışmasının bulunduğu, çalışma saatlerine ilişkin davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarının sunulan puantaj kayıtları ile desteklendiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının ücretinin miktarı ile para birimi, iş sözleşmeisnin feshi ile davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ve ücret alacaklarının ispatı, hesaplanması ve karşılığının ödenip ödenmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24, 32, 41, 44, 46, 47, 53 ve 63 üncü maddeleri, 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 99 uncu maddesi.

4. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 24 ve 27 nci maddeleri.

5. Dairemizin 19.09.2024 tarihli ve 2024/8741 Esas, 2024/12074 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:

"... iş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğu yönündeki kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre yıllık 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması hâlinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin (aylık 22,5 saat, haftalık 5,2 saat) ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir. İşçinin işyerindeki çalışması bir yıldan az ise yıllık 270 saat kriteri çalışılan ay sayısına göre azaltılarak belirlenir. Örneğin bir işçinin 10 ay, 18 gün süreli çalışmasında ispatlanan fazla çalışma saat sayısı 184 ise, 270 saat x 10,6 ay/ 12 ay= 238,5 saat olup çalışılan süreye göre, temel ücret içinde ödendiği varsayılan fazla çalışma süresi aşılmamış olur. Bu durumda fazla çalışma talebinin reddi gerekir."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Kanun'un 99 uncu maddesi uyarınca; borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ise ve sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup yenilik doğurucu nitelikteki talep hakkını kullanan alacaklının artık bu tercihinden dönmesi mümkün değildir.

3. Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf dava dilekçesinde, ücretinin USD para birimi üzerinden kararlaştırıldığını belirterek dava konusu alacakları USD olarak talep etmiştir. Davalı taraf ise davacının ücretinin Euro para birimi üzerinden olduğunu ve bu şekilde ödendiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davacının dava konusu alacakları USD olarak hüküm altına alınmıştır.

4. Dosya içerisinde yer alan, taraflarca 04.09.2014 tarihinde imzalandığı anlaşılan "Yurt Dışı Hizmet Akdi" başlıklı İŞKUR sözleşmesinin 6 ncı maddesinde ücretin aylık üzerinden 2.706,00 USD olduğu belirtilmiştir. Sözleşmenin "İkinci Sözleşme" kenar başlıklı 15 inci maddesi "Taraflar arasında ikinci iş sözleşmesi, bu sözleşmedeki hakların sınırlayıcı olmamak koşuluyla imzalanabilir. İki sözleşme arasında fark olması halinde işçinin lehine olan hükümler uygulanır ." şeklinde düzenlenmiştir. Taraflar arasında aynı gün imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 10 uncu maddesinde ise aylık net ücretin 1.650,00 Euro olduğu yazılmış, sözleşmenin 8 inci maddesinde de yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışma ücretlerinin asıl ücrete dâhil ve aylık brüt ücretin içinde olduğu belirtilmiştir.

Davacı ile yapılan sözleşme öncesinde "İşe alma emri" başlıklı belgede de ücretin Euro olarak belirtildiği, ücret bordrolarında ücretin TL olarak tahakkuk ettirildiği ve Euro olarak davacıya ödendiği sabittir.

Davacı tanıklarından E.K. davacının aldığı ücreti bilmediğini beyan ederken diğer davacı ...K. davacının en son net 1.650,00 Euro civarında ücret aldığını beyan etmiştir.

5. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde davacı ile davalı arasında yapılan İŞKUR sözleşmesinin 15 inci maddesine göre davacı ile ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde bu sözleşmedeki hakların sınırlanamayacağı, iki sözleşme arasında fark olması hâlinde işçinin lehine olan hükümlerin uygulanacağı düzenlemesine göre davacının ücretinin USD olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

6. Öncelikle belirtmek gerekir ki İŞKUR tip sözleşmesi, ücretin hangi para birimi üzerinden ödeneceği ya da miktarı bakımından bir sınırlama içermemektedir. Sözleşmenin 15 inci maddesi bu noktada yapılacak bir anlaşmaya engel değildir. Bu durumda daha sonra yapılacak yeni bir iş sözleşmesi ile ilk sözleşme hükümleri değiştirilebilir. Bu şekilde ücret miktarının artırılması mümkün olduğu gibi azaltılması da mümkün olabilir. Ancak aynı konuda farklı hükümler içeren iki sözleşmeden hangisinin daha sonra yapıldığı tespit edilemiyorsa fiilî durum, tarafların ortak iradesinin belirlenmesinde dikkate alınabilir. Başka bir anlatımla; sözleşmelerden birinde yer alan asli edim niteliğindeki ücretin miktarı veya para birimi esas alınarak ödeme yapılmış olması durumunda, artık tarafların iradesinin o sözleşmeye geçerlilik tanımak yönünde olduğu kabul edilebilir.

Somut uyuşmazlıkta; davacı ile imzalanan iki sözleşmeden hangisinin daha önce yapıldığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte iş sözleşmesi devam ederken davacıya Euro üzerinden ücret ödendiği ve davacının da çalışma süresi boyunca buna itiraz etmediği dikkate alındığında, tarafların iradesi, fiilî duruma uygun olan sözleşmenin uygulanması yönündedir. Buna göre İŞKUR sözleşmesinde belirtilen ücretin fiilen uygulanmadığı anlaşılmakla; taraflar arasında anlaşılan ve uygulanan ücretin Euro olduğunun kabulü gerekir.

7. Taraflar arasındaki sözleşmede ücretin Euro olarak kararlaştırıldığı, ödemenin de bu para birimi üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının dava konusu alacakları USD olarak talep edemeyeceği açıktır. Ancak dava dilekçesinde alacakları yabancı para biriminden talep etmesine göre talebinin Euro olduğunun kabulü ile dava konusu alacakların değerlendirilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile davacının ücretinin USD olduğunun kabulü ile alacakların hüküm altına alınması hatalıdır.

8. Yukarıda belirtilen ve taraflar arasında geçerli olduğu kabul edilen iş sözleşmesinin 8 inci maddesinde, yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışma ücretinin aylık sabit ücrete dâhil olduğu kararlaştırılmıştır. Dava konusu fazla çalışma alacağı hesaplanırken, sözleşmenin ilgili hükmü yönünden de bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmelidir.

9. Davacı ile yapılan ikinci sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalılar yararına müştereken takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.