Logo

9. Hukuk Dairesi2024/1075 E. 2024/4054 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş müfettişi raporunda belirtilen işçi alacağı tespitinin iptaline yönelik açtığı davada, istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İstinaf başvurusunun yasal süresi içerisinde yapılmadığı, adli tatil nedeniyle süre uzaması hükmünün tespit davası niteliğindeki işbu uyuşmazlık için uygulanamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunu süre yönünden reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2045 E., 2023/1828 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun süreden reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 15. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/102 E., 2023/182 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun süreden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının motor yenileme faaliyeti işiyle iştigal ettiğini, Mayıs 2021 tarihinde işyerinde 5 işçi çalıştığını, bunlardan birinin emekli, diğerlerinin ise tüm sigorta kollarına tâbi olarak çalıştığını, Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişinin 27.07.2021 tarihinde işyerine geldiğini, işçilerle görüştüğünü, davacıdan istenen belgelerin 03.08.2021 tarihinde iş müfettişine teslim edildiğini, teftiş sonucunda düzenlenen raporun "İşverence Yerine Getirilmesi ve Uyulması Gereken Hususlar" bölümünde işçilerden ... isimli işçinin 2021 yılının Mayıs ayında brüt 1.788,75 TL tutarındaki ücretinin ilgili ayda tahakkuk ettirilmediğinin ve işçiye ödenmesi gerektiğinin tespit edildiğini, ancak pandemi nedeniyle 29.04.2021 Perşembe günü saat 19.00’da başlayan ve 17.05.2021 Pazartesi günü saat 05.00’de biten tam zamanlı sokağa çıkma kısıtlaması uygulandığını, işyerinin bu dönemde kapatıldığını, tüm personelin 2021 yılı Mayıs ayında 16 gün çalışmadığını, işyerinin 17.05.2021 günü açıldığını, ...’ın ise Devletin verdiği pandemi ücretsiz izin desteğinden faydalanmak istediğini ve ayrıca babasının sokağa çıkma kısıtlamasından önce vefatı nedeniyle vefat sonrası işleri yapacağını belirterek yazılı izin dilekçesi verip işe gelmediğini, ...’ın bu şekilde 2021 yılı Mayıs ayında çalışmadığını ileri sürerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 27.09.2021 tarihli ve 10473/İNC/22 sayılı raporundaki brüt 1.788,75 TL ücretin ilgili ayda tahakkuk ettirilmediği ve hak sahibi işçiye ödenmediği yönündeki tespitin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... (İŞKUR) vekili; davada İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu raporun Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İş Teftiş Kurulu müfettişi tarafından düzenlendiğini ve İŞKUR'un bu davalarda taraf sıfatı bulunmadığından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde; davaya bakmaya İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Bakanlık İş Teftiş Grup Başkanlığına yapılan isimsiz bir ihbar sebebiyle davacının işyerinde 27.07.2021-03.08.2021 tarihleri arasında iş müfettişleri tarafından yapılan teftiş neticesinde dava konusu raporun düzenlendiğini, teftiş sırasında izin dilekçesi gibi herhangi bir belgenin varlığından söz edilmediğini, dava dilekçesinde bu belgeden bahsedildiğini, teftiş sırasında ifadesine başvurulan ...’ın sadece tam kapanma döneminde çalışmadığını, anılan ayda ve devamında bunun dışında hiç ücretsiz izin kullanmadığını beyan ettiğini, bu nedenle izin dilekçesinin varlığını ve doğruluğunu kabul etmediklerini, belgenin sonradan oluşturulma ihtimalinin yüksek olduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ilgili tutanağın ve teftiş raporunun aksinin ancak eşdeğerde başka bir kanıtla çürütülmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ...’ın talimatla alınan ifadesinde Mayıs 2021 döneminde hiç işe gitmediğini, ancak davacıdan yazılı olarak izin almadığını, sözlü olarak söyleyerek işe gitmediğini beyan ettiği, dava dilekçesinde ...’ın yazılı izin dilekçesi vererek işe gelmediğinden söz edilmesine rağmen dava dilekçesi ekinde veya yargılama sürecinde bu nitelikte bir belge sunulmadığı, müfettiş raporundaki tespitin aksinin 4857 sayılı Kanun'un 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereği eşdeğer delille ispatlanamadığı gerekçesiyle davalı Bakanlık hakkındaki davanın esastan reddine, davalı İŞKUR hakkındaki davanın ise husumetten reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, işçi ...’ın olayın üzerinden geçen zaman nedeniyle izin belgesini hatırlamamasının normal olduğunu, ilgili izin belgesi ...'a sorulmadan davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından gerekçeli kararın davacı vekiline usulüne uygun olarak 29.07.2023 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki haftalık istinaf süresinin son gününün 14.08.2023 olduğu, davacı vekilinin istinaf dilekçesini UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda 28.08.2023 tarihinde Mahkeme dosyasına gönderdiği, istinaf başvurusunun yasal süre geçtikten sonra 28.08.2023 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacının istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen itiraz gerekçelerine ek olarak; açılan davanın tespitin iptaline yönelik bir dava olduğunu, adli tatilde görülecek dava ve işlerden olmadığını, bu sebeple 6100 sayılı Kanun'un 104 üncü maddesinde “...sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır." hükmünün yer aldığını, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesinin bu hususu dikkate almadan istinaf dilekçesini süreden reddetmesinin usule ve kanuna aykırı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı ve buna göre Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile 341 ila 360 ıncı maddeleri.

3. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7 nci maddesinin son fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.