Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10810 E. 2024/13188 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanamayacağı ve bu bağlamda toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmayacağı ile sendikanın bu alacaklardan işverenle birlikte sorumlu olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmadığı ancak, davacının Nisan 2017 tarihindeki ücretinin hesabında işverence yapılan zammın da dikkate alınarak toplu iş sözleşmesi zammının uygulanmasının ve sendikanın da sorumlu tutulmasının hatalı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulü

TEMYİZ EDENLER : Davalılar vekilleri

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Kestel'deki adresinde 16.07.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, kesintisiz çalışmasına sevkiyat planlama uzmanı olarak hâlen devam ettiğini, müvekkilinin çalışmakta olduğu işyerinde ... Sendikasının (Sendika) tarafı olduğu 01.01.2016-31.12.2017 ve 01.01.2018-31.12.2019 dönemlerine ait toplu iş sözleşmelerinin bağıtlandığını, müvekkilinin 18.04.2017 tarihinden bu yana ... Sendikası üyesi olmasına rağmen bugüne kadar işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmadığını, toplu iş sözleşmelerinde öngörülen ücret zamlarının kendisine uygulanmadığını, dolayısıyla işyerinde yetkili sendika olan ... Sendikasına üye olduğu tarihten bugüne kadar müvekkilinin hak ettiği ücretlerin eksik ödendiğini, toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı sosyal haklardan da faydalandırılmadığını, ücretlerinin eksik ödenmesi ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklı sosyal haklarının eksik ödenmesinde davalı Sendikanın da sorumluluğunun bulunduğunu, daha öncesinde sözlü talepte bulunan müvekkilinin işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden faydalandırılması ve birikmiş ücret farkı alacakları ile hak ettiği sosyal hakların kendisine ödenmesi talebiyle davalı işveren ve davalı Sendikaya noter kanalıyla başvurmuşsa da sonuç alamadığını, 18.04.2017 tarihinden itibaren davalı Sendikaya üye olan müvekkilinin yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesindeki haklardan faydalandırılmamasının kanunlara ve ilkelere aykırı olduğunu, arabuluculuk yolunda anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin, işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmelerinden sendika üyelik tarihinden itibaren faydalanması gerektiğinin tespiti ile işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmeleri göz önünde bulundurularak dava tarihi itibarıyla alması gereken ücretin tespiti ve toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmaması nedeniyle bugüne kadar müvekkiline eksik ödenen ücret farkları ile ödenmeyen sosyal haklarının tahsilini talebiyle ücret farkı, ikramiye, yakacak yardımı, yıllık ücretli izin harçlığı, kıdemli işçi taltif ikramiyesi, bayram harçlığı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... (... Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; davacının açmış olduğu davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkili Şirkette uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi gereği kapsam dışı personel olduğunu, davacının müvekkili Şirkette 01.04.2008-12.09.2018 tarihleri arasında sevkiyat planlama uzmanı olarak çalıştığını, 16.07.2007 tarihinde müvekkili Şirkette çalışmaya başladığı iddiasını kabul etmediklerini, 01.01.2018-31.12.2019 tarihleri arasını kapsayan toplu iş sözleşmesinin “Toplu iş sözleşmesinin kapsam ve yararlanma” başlıklı maddesinde kapsam dışı personelin düzenlendiğini, uzmanların da kapsam dışı kaldığını, davacının dava dilekçesinde sevkiyat planlama uzmanı olarak çalıştığını ikrar ettiğini, davacının görev tanımının toplu iş sözleşmesinin 3 üncü maddesinin (b) bendinde düzenlenmiş olan kapsam dışı personel kapsamında olduğunun sabit olduğunu, hâl böyle iken sendika üyelik tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden faydalanması gerektiğinin tespiti yönünden taleple bulunmasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında da toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilere uygulanan zam oranları ve tanınan sosyal hakların, kapsam dışı personel bakımından emsal olamayacağının ifade edildiğini, davacı yana müvekkili Şirketle arasında imzalanmış olan iş sözleşmesinde, kanuna ve eşit işlem borcuna uygun olarak kararlaştırılan zam oranları ve sosyal hakların eksiksiz bir şekilde vakit geçirilmeksizin ücret bordrolarında tahakkuk ettirilerek ödendiğini, davacının müvekkili Şirketten fark ücret, ulusal bayram ve genel tatil ücreti veya sosyal haklara ilişkin herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkili Şirkette genel uygulama olarak resmî ve dinî bayramlarda çalışma yapılmadığını, işin ve işyerinin gerektirdiği durumlarda arızi olarak çalışma yapılması hâlinde ise bu çalışmaların karşılığının yine kanuna ve sözleşmeye uygun olarak eksiksiz bir şekilde bordrolarda tahakkuk edilmek suretiyle ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli kararı ile; yasal düzenlemelerde beyaz yaka ve mavi yaka çalışan işçi ayrımı ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı, uygulamada yer bulan kavramların kapsamları itibarıyla ise daha çok beden gücü ile çalışanların mavi yakalı, ofis çalışması ve fikri çalışma (büro, idari ve yönetim kadrolarında) alanında çalışanların ise beyaz yakalı grup altında çalıştığı kabul edilmekte olup tüm dosya kapsamına göre sevkiyat planlama uzmanı olarak çalışan davacının bu doğrultuda beyaz yakalı çalışan kapsamında olduğu, davalı işyeri ile davalı Sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmesinde beyaz yakalı çalışanların kapsam dışı bırakıldığı görülmekle davacının söz konusu toplu iş sözleşmesi kapsamında olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 31.01.2023 tarihli kararı ile; davacının sendika üyesi olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, üyesi olduğu Sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin 3 üncü maddesi uyarınca davacının sözleşme kapsamı dışında olduğunun anlaşıldığı, dava konusu uyuşmazlığın temelini oluşturan toplu iş sözleşmesinin kapsadığı dönem bakımından da geçerli ve yürürlükte olduğu, iptaline veya geçersiz hâle geldiğine ilişkin herhangi bir iddianın da bulunmadığı, davacının sendika üyesi olmakla birlikte, üyesi olduğu sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin 3 üncü maddesi gereği çalışma biçimi ve görevi itibarıyla kapsam dışında tutulduğu, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin kanunun emredici düzenlemelerine aykırılığı da tespit edilemediğinden, bir yönüyle 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 53 üncü maddesi kapsamında yorum talebinin de değerlendirildiği İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 26.04.2023 tarihli kararı ile; davacının beyaz yakalı çalışan olup olmadığı ve bu bağlamda toplu iş sözleşmesi kapsamına dâhil olup olmadığının uyuşmazlık konusu olduğu, davacının salt beden gücü ile çalışmamasından hareketle beyaz yakalı çalışan kabul edilmesinin yeterli bir kriter olmadığı, davalı işverenlik nezdinde sevkiyat planlama uzmanı ünvanı ile çalışan davacının yaptığı iş ve buna bağlı olarak görev ve sorumlulukları, aldığı ücret, işyeri organizasyonu içerisinde yönetici kabul edilebilecek bir pozisyonun olup olmadığı hususlarının irdelenerek sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda işyerinde inceleme yaptırılarak keşif yaptırıldığı ve aldırılan rapora göre, davacının davalı Şirket tarafından Şirket iç yapısında tanımlanan ünvanı ile resmi olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilen ünvanı arasında çelişki bulunduğu, davacının işveren vekili veya yönetici konumunda olmadığı, şirket organizasyonu içerisinde yönetim veya karar fonksiyonu bulunmadığı, sevk ve idaresinde çalışan personelin olmadığı, davacının görevinin resmî kayıtlarda "nitelik ve eğitim gerektirmeyen görev" olarak kayıtlandığı, aldığı ücret yönünden ise yönetici kabul edilebilecek bir pozisyonda bulunmadığı, bu kapsamda davacı işçinin beyaz yakalı statüsünde çalışmadığı ve sendika üyesi olan davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Sendika vekili; davacının toplu iş sözleşmesi kapsamı dışı işçi olarak tanımını işverenin yaptığını, müvekkili Sendikanın bu konuda hukuken hiçbir müdahale yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle fark alacaklardan işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, Sendikanın bu davada husumetinin bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... Şirketi vekili; toplu iş sözleşmesinin kapsam ve yararlanmaya ilişkin 3 üncü maddesi ve davacının da kendisinin sevkiyat planlama uzmanı olarak çalıştığını ikrar etmesi karşısında davacının kapsam dışı personel olduğunun sabit olduğunu, bilirkişice yapılan tespitlerin gerçeği yansıtmadığını, SGK meslek kodu listesinde sevkiyat ile ilgili başka bir meslek tanımı yer almadığından davacının görevine en uygun meslek kodunun seçildiğini, davacının asgari ücretin çok üzerinde ücretle çalıştığını, davacının kapsam içi personelden farklı bir birimde çalıştığını, davacı tarafın herhangi bir alacağı bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanamayacağı ve bu bağlamda toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmayacağı ile davalı Tek Gıda İş Sendikasının alacaklardan davalı işveren birlikte sorumlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 53 üncü maddesi.

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5 ve 32 nci maddeleri, 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalıların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta davacı, toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanarak ücretinin tespiti ile bir kısım fark alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bozma doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapan İlk Derece Mahkemesince, davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında olduğunun ve buna göre toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplama hatalıdır.

Şöyle ki hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 18.04.2017 tarihinde Sendikaya üye olan davacının 2017 yılı Nisan ayında almış olduğu ücreti 3.403,08 TL kabul edilip, bu ücret üzerine toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılan ücret zamları uygulanmak suretiyle ücret tespiti yapılmış ve fark alacaklar hesaplanmıştır. Dosya içerisinde yer alan ücret bordroları incelendiğinde; davacının Nisan 2016-Mart 2017 dönemindeki ücretinin 3.151,00 TL olduğu, Nisan 2017 döneminde ise davacının ücretinin 3.403,08 TL seviyesine yükseldiği görülmektedir. Dolayısıyla ücret bordroları ve dosya içeriğine göre davalı işverence, 2017 yılı için Nisan ayında davacının ücretine kapsam dışı personel vasfı ile zam yapılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı Nisan 2017 tarihindeki ücreti tespit edilirken, işverence davacının kapsam dışı personel olduğu kabulüne göre yapmış olduğu bu zam neticesi oluşan ücret seviyesi üzerine, toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılan ücret zamları da eklenmiş ve bu şekilde davacıya ödenmesi gereken ücret miktarı belirlenmiştir. Oysa toplu iş sözleşmesi kapsamında olduğu belirlenen davacının, hem kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar için işverence öngörülen ücret zammından hem de toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılan ücret zammından yararlanması mümkün değildir.

Şu hâlde Nisan 2017 döneminden itibaren kapsam dışı personel için öngörülen ücret zammı dikkate alınmaksızın sadece toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılan ücret zammı dikkate alınarak davacıya ödenmesi gereken ücretin belirlenmesi gerekmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre İlk Derece Mahkemesince; davacının Nisan 2017 tarihindeki ücretinin, işverence kapsam dışı personel olduğu gerekçesiyle yapıldığı anlaşılan ücret zammı dikkate alınmaksızın 3.151,00 TL olduğu kabul edilmeli, bu ücret üzerine davacının yararlanma hakkı olduğu belirlenen toplu iş sözleşmesindeki ücret zammı uygulanmalı, bu şekilde belirlenecek ücret miktarına göre talep konusu alacaklar yeniden hesaplanmalı ve ödenen miktarların da mahsubu sonrası varsa fark alacaklar hüküm altına alınmalıdır.

3. Diğer yandan hüküm altına alınan bu alacaklardan davada husumeti ve dolayısıyla herhangi bir sorumluluğu bulunmayan davalı Sendikanın davalı işveren ... Şirketi ile birlikte sorumlu tutulması da hatalıdır.

Belirtilen hususlar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.