Logo

9. Hukuk Dairesi2024/11029 E. 2024/12239 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı sendikanın, davacı şirket işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli yetkiye sahip olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı sendikanın, yetki tespiti başvuru tarihi itibarıyla davacı şirket işyerinde çalışan işçilerin yarısından fazlasının üyesi olduğu ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 41. maddesindeki yetki şartlarını sağladığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1278 E., 2024/1615 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/94 E., 2024/215 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; inceleme konusu dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde temyizde duruşmaya tâbi davalar arasında belirtilmediğinden duruşma isteminin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirkete ait işyerinin davalı Sendikanın kurulu olduğu işkolundan farklı işkolunda yer aldığından ve resmî kayıtlarda da bu şekilde görüldüğünden davalı Sendikanın ehliyetsiz olduğunu ve yetki alamayacağını, Bakanlık tarafından çalışan işçilerin tamamının değerlendirilmediğini, davalı Sendikaya zorla ve hukuka aykırı şekilde üye yapılan kişilerin mevcut olmasına karşın bu hususun dikkate alınmadığını, müvekkili Şirketin raylı sistem araçlarının gövde ile tekerleklerinin bağlandığı şasenin imalatını (Bogie imalatı) yaptığını, işyerinde yürütülen tüm faaliyetlerin İşkolları Yönetmeliği'nin 12 sıra numaralı metal işkolu kapsamında yer aldığını ileri sürerek davalı Bakanlığın 16.02.2023 tarihli ve 226971 sayılı yetki tespit yazısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, dava konusu yetki tespiti öncesi davacı işverenin Bakanlığa işkolu incelemesi konusunda herhangi bir başvurusu bulunmadığını, bu nedenle yetki tespit kararı verilirken de işyeri tescillinde yer alan işkolu olan 15 sıra numaralı taşımacılık işkolunun dikkate alındığını, hukuki belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik ilkeleri dikkate alındığında uyuşmazlığın yetki tespiti başvuru tarihindeki hukuki duruma göre değerlendirilmesi gerektiği hususunun Yargıtayın yerleşik içtihatlarından olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait işyerinde başvuru tarihinde çoğunluğu sağladığını, bu işyeri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun davalı Bakanlıkça tespit edildiğini, davacının işkoluna itiraz ettiğini, görülen davanın konusunun yetki itirazı olması sebebiyle, bahse konu işkolu itirazlarının bu davada öne sürülmesinin mümkün olmadığını, bu iddiaların ancak işkolu tespiti davasında öne sürülebileceğini, dava konusu işyerinde gerçekleşen faaliyetle müvekkili Sendikanın örgütlü olduğu işyerlerinde yürütülen faaliyetin aynı nitelikte olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Sendikanın 16.02.2023 günü davacı Şirket işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için diğer davalı Bakanlıktan yetki tespiti talebinde bulunması üzerine davacı Şirkette 271 işçinin çalıştığı ve bu işçilerden 137'sinin davalı Sendika üyesi olduğundan bahisle olumlu yetki tespitine karar verildiği, yapılan araştırma neticesinde yetki başvuru tarihi ve saati itibariyle davacı Şirket işyerinde toplam 273 işçinin çalıştığı ve 137 işçinin davalı Sendika üyesi olduğu, aynı gün üye olduğu görülen işçi yönünden üyelik onay tarih ve saatlerinin celbi ile yapılan kontrol sonucunda üyeliğin başvurudan önce onaylandığının anlaşıldığı, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi kapsamında yetki tespiti başvuru tarihi ve saati itibarıyla, davacı işyerinde çalışan işçilerin yarısından fazlasının davalı Sendika üyesi olduğu, bu kapsamda davalı Sendikanın işyeri toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli olan çoğunluğu sağladığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yetki başvuru tarihi itibarıyla davacı Şirketin işçi sayısı ile davalı Sendikaya üye işçilerin sayısının hatalı tespit edildiğini, yetki prosedür dosyasında yer alan ve yetki tespitine esas alınan çalışan listeleri taraf erişimine açılmayarak adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davalı Bakanlığın idari hatası neticesinde müvekkili Şirkete ait yetkiye konu işyerinin 12 sıra numaralı metal işkolu yerine, 15 sıra numaralı taşımacılık işkolunda gösterildiğini, davalı Bakanlığın söz konusu maddi hatasının giderilmesinin her aşamada ileri sürülebileceğini, sendikaya zorla üye yapılanlara ilişkin delil gösterme ve tanık dinletme taleplerinin reddinin adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu, Sendikaca üyelikten resen çıkarılanlar araştırılmaksızın davalı Sendikanın üye sayısının tespiti yoluna gidilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlığın diğer davalı Sendikanın başvurusu üzerine 16.02.2023 tarih ve 226971 sayılı yazısı ile davacı işyerinde davalı Sendikanın yetkili olduğunu tespit ettiği, davacının görevli makama itirazını kaydettirerek yasal süresi içerisinde görülmekte olan davayı açtığı, yapılan inceleme doğrultusunda işyerinde bulunan işçilerin yarıdan fazlasının sendika üyesi olduğu, Bakanlığın yetki tespit kararının yerinde olduğu, dosya kapsamına, mevcut delil durumuna ve 6356 sayılı Kanun'un 41, 42 ve 43 üncü belirtilen ölçütlere göre yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme ...” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:

“(1)Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.

(2) İşletme toplu iş sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak dikkate alınır ve yüzde

kırk çoğunluk buna göre hesaplanır.

(3) İşletmede birden çok sendikanın yüzde kırk veya fazla üyesinin olması durumunda

başvuru tarihinde en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.