"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1193 E., 2024/2049 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 64. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/373 E., 2024/32 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ... Bakanlığına bağlı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Ankara 3. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinin ihale yolu ile yapılan Sterilizasyon ve Dezenfeksiyon Hizmetleri Alım İşi kapsamında davalı ... Sağlık Hizmetleri Ticaret AŞ (... AŞ) nezdinde yardımcı eleman olarak çalıştığını, ... Sağlık İş Sendikası üyesi olduğunu, davalı alt işveren Şirket ile Sendika arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine uyuşmazlığın Yüksek Hakem Kurulunun 02.04.2019 tarihli ve 2019/40 Esas 2019/112 Karar sayılı kararı ile çözüme ulaştırıldığını, ancak 02.04.2019 tarihinde imzalanan 15.02.2016-30.06.2017 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanmadığından davacının ücretinin eksik ödendiğini ve sosyal alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark ücret ile ikramiye, çocuk yardımı, yakacak yardımı ve bayram yardımı alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı Kurumun, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmesi Kanunu kapsamında diğer davalı firmadan ihale yolu ile hizmet satın aldığını, davacının ihaleyi alan Şirket çalışanı olduğunu, ücret, yıllık ücretli izin gibi özlük haklarının diğer davalı işveren tarafından karşılandığını, davacının iş ilişkisinden kaynaklanan taleplerini davalı Kuruma değil diğer davalıya yöneltmesi gerektiğini, davalı Kurumun işveren değil, işi ihale eden ihale makamı olduğunu, ihaleyi kazanan firmaların teknik şartnamelerde belirtilen sayı ve nitelikte personel istihdam ederek hizmet ürettiklerini, yüklenici firma tarafından temin edilen ve çalıştırılan işçiler ile davalı Kurum arasında akdi veya kanuni bir bağ yada sorumluluk ilişkisi bulunmadığını, 15.10.2006 tarihli ve 26320 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kamu İhale Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ'in 6. maddesi gereğince yüklenici firmaların maliyet unsurlarını ve kârlarını hesaplayarak belli bir kâr marjı üzerinden teklif vererek ihaleyi aldıklarını, ihale neticesinde elemanlı hizmet veren tüm firmaların hak edişlerinin her ay düzenli olarak çalışmalarının menfaati göz önünde bulundurularak bekletilmeksizin ödenmekte olduğunu, iddia edilen alacağın davalı Kurumdan talep edilmesinin daha önce ödenmiş bulunan personel alacaklarının tekrar ödenmesine sebebiyet vereceğinden kamu zararına yol açacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... AŞ vekili tarafından cevap dilekçesinin uzatılması talebinde bulunmasına ve talebin Mahkemece kabulüne karar verilmesine karşın dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Bakanlığa bağlı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından yapılan sterilizasyon ve dezenfeksiyon hizmeti alımı ihalesi kapsamında, hizmet alım sözleşmesi yapılan davalı ... AŞ nezdinde yardımcı eleman olarak çalıştığı, davacının ... Sağlık İş Sendikasının üyesi olduğu, taraflar arasında davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacağı, ikramiye alacağı, bayram yardımı alacağı, yakacak yardımı alacağı ve çocuk yardımı alacağının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunduğu, davacının ... Sağlık İş Sendikası ile ... arasında Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin imza ve yürürlük tarihleri arasında Sendikanın üyesi olduğu, davacıya toplu iş sözleşmesinde belirtilen ücret zamlarının uygulandığına ve buna göre ödemelerin yapıldığına dair davalı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, toplu iş sözleşmesinde öngörülen zam oranları uygulanarak davacının fark ücret alacakları ile yakacak yardımı, bayram yardımı, çocuk yardımı ve ikramiye alacaklarının hesaplanarak hüküm altına alındığı, davalı Kurumun bir kısım işleri ihale yolu ile diğer davalı Şirkete verdiği, aralarında 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2/7 hükmü kapsamında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, bu durumda asıl işverenin alt işverenle birlikte işçilik alacaklarından sorumlu olduğu, davacı tarafça alacaklar yönünden toplu iş sözleşmesinde düzenlenen temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmiş ise de toplu iş sözleşmesinde dava konusu alacaklar yönünden herhangi bir ödeme tarihinin açık bir şekilde düzenlenmemesi nedeniyle davacının bu talebinin yerinde olmadığı, Yargıtayın bu yöndeki uygulaması da dikkate alınarak alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... AŞ vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde;
1. İdarenin ihale makamı olup işveren statüsünde olmadığı, ihale şartnamesi ve sözleşmesinde işçilerle ilgili her türlü sorumluluk ve yükümlülüğün işveren yükleniciye ait olduğunun düzenlendiğini, hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan işçilerin alacaklarından bu işçileri çalıştıran işverenin sorumlu olduğunu, davalı İdarenin 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesi yönünden de herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ve İdareye husumet yöneltilemeyeceğini,
2. Davaya dayanak yapılan toplu iş sözleşmesinin diğer davalı Şirket ile Sendika arasında yapıldığını, davalı İdarenin tarafı olmadığı bir toplu iş sözleşmesinden dolayı sorumlu tutulamayacağını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; davalı ... Bakanlığının, davacının 02.04.2019 tarihinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan 15.02.2016-30.06.2017 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işveren sıfatıyla sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Hükmün kapsamı" başlıklı 297/1-(c) hükmünde; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" kapsaması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkeme kararında hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Öte yandan, Kanun'un aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Gerekçe ile hüküm çelişkisi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı kararına aykırı olup salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Somut olayda İlk Derece Mahkemesince hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilen fiilî çalışma süreleri dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda davacının 449,10 TL ücret farkı, 284,00 TL yakacak yardımı, 585,35 TL ikramiye, 473,33 TL çocuk yardımı ve 85,00 TL bayram yardımı bulunduğu belirlenmiş ve davacı vekili tarafından da bu hesaplamalara göre dava dilekçesindeki talepler ıslah edilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesi tarafından kısa kararın aynı vekil tarafından davalılara karşı aynı taleplerle açılan serinin diğer dosyalarındaki alacak tutarları kopyalanarak kurulduğu, ne var ki durumun gerekçeli kararın yazımı esnasında fark edilerek gerekçe kısmında sehven talepten fazlaya hükmedildiğinin açıklandığı anlaşılmıştır.
Buna göre; İlk Derece Mahkemesince tesis edilen kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmakta olup kanun hükümlerine aykırı şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması ve davada talep edilen tutardan fazlasına hükmedilmesi hatalı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.