"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 14.02.2023 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25 yılı aşkın mesleki deneyimi olan ve demir ustası olarak çalışan müvekkilinin 08.01.2000-30.06.2013 tarihleri arasında davalı Şirketin Almanya’da bulunan ..., Frankfurt, München ve diğer şantiyelerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 30.06.2013 tarihinde haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, müvekkilinin son ücretinin sözleşmeye göre 3.000,00 Euro iken davalı tarafından her zaman eksik ücret ödemesi yapıldığını, ücretin 1.000,00 Euro olan kısmının Almanya’da bulunan banka hesabına, 500,00 Euro olan kısmının avans olarak elden verildiğini, kalan 1.500,00 Euro ücretin ise ödenmediğini ve davalı tarafından sözleşmeye bu anlamda riayet edilmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Şirketin yurt dışı şantiyelerindeki çalışmasının başlangıcı, dönemleri, bitişine dair beyanlarının gerçeğe uygun olmadığı gibi aldığı ücretin şekil ve tutarının da tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, öncelikle davacının farklı tarihlerde, farklı sürelerle müvekkili Şirketin Almanya’da aldığı dönemlik işlerde demirci olarak çalışmak üzere vizeleri müvekkili Şirket tarafından alınmak sureti ile münhasıran o iş için gönderildiğini, davacının çalıştığı süreler içerisinde hak kazandığı veya kazanabileceği tüm hak edişlerin kendisine fazlasıyla ödendiğini, davacının fiilî çalışma karşılığı saat ücretinin 7,89 Euro olduğunu, ayda 3.000,00 Euro ücretle çalışma iddiasının gerçek dışı olduğunu, dava tarihinden geriye doğru ücret ve ücret türlerine ilişkin olarak alacak iddialarının 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, davacının tüm kıdem ve ihbar tazminatı bakımından talep ve dava haklarının zamanaşımına uğradığını, davacı ile Şirketin belirli süreli sözleşmeler imzaladığını, ilk sözleşme haricinde aralıklı olarak gerçekleşen tüm çalışmaların 1 yıldan az olması karşısında davacının kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, Almanya Federal Cumhuriyeti Dortmund-Unna Vergi Dairesi tarafından yapılan 2008-2010 denetimin neticesinde, davacıya müvekkili Şirket tarafından 7.975,80 Euro fazla ödeme yapıldığının belgelendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin belirsiz ve sürekli nitelikte bir sözleşme olduğu, işveren tarafından feshin haklı nedene dayandığının ispat edilemediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının banka hesabına yapılan ödemelere ilişkin imzalı belgeler ve ücret bordrolarının karşılaştırılmasında bordroların davacıya yapılan ödemelerle uyumlu olduğu, davacı tanıklarının çalışılması hâlinde karşılığının ücret ile birlikte hesaplarına ödendiğini beyan ettikleri, davacı tarafça talep ettiği ücret alacaklarına ilişkin delil ibraz edilmediği ve ücret alacaklarının zamanaşımına uğradığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; eksik harç ile dava açıldığını, taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini, davacının hizmet süresinin hatalı hesaplandığını, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, yabancı para cinsinden hüküm kurulmasının ve faiz uygulanmasının hatalı olduğunu, davacıdan davalının alacaklı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hesaplamada davacı lehine hükmedilmesi gereken nispi vekâlet ücreti toplamının (davacı tarafın talebiyle bağlı kalınarak) 56.420,32 TL olduğu, davacı tarafın bu yöndeki istinaf talebinin haklı olduğu, dava açılışında davacı tarafça başvurma harcı ve nispi karar harcı yatırıldığı, geri gönderme sonrası usulüne uygun olarak mevcut dosya ile sınırlı olmak üzere davalı Şirketin yeniden ihyasının sağlandığı, ticaret siciline kaydedildiği, yargılamaya taraf teşkili sağlanarak devam edildiği, davacının davalı Şirket bünyesinde kesintili dönemler hâlinde çalıştığı, kesintili çalışmaların her birinin ayrı ayrı kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkı doğmayacak şekilde sonlandığının davalı işveren tarafından ispatlanamadığı, kesintili çalışmaların toplamına göre kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının hüküm altına alınmasında dosya kapsamına göre aykırılık bulunmadığı, demirci olarak çalışan davacı ile belirsiz süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşulların ortaya konulamadığı, belirli süreli yapılmış olsa dahi birden fazla yenilenen sözleşmelerin ilk sözleşme tarihinden itibaren belirsiz süreli sözleşme olarak kabul edilmesi gerektiği, alacakların yabancı para cinsinden talep edilmesinin mümkün olduğu gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı, yabancı para cinsinden hüküm kurulmasının mümkün olup olmadığı, alacakların zamanaşımına uğrayıp uğranmadığı konularındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17 nci maddesi ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.