"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... 4. Bölge Müdürlüğüne bağlı Bolu 41. Şube Şefliğinde 03.10.2007 tarihinden 31.05.2013 tarihine dek kesintisiz şekilde çalıştığını, iş sözleşmesinin 31.05.2013 tarihinde haklı ve geçerli neden olmaksızın feshedilmesi üzerine davalı aleyhine işe iade davası açtığını, işe iade davasının yargılaması devam ederken 16.08.2013 tarihinde yeniden işe başlatıldığını ve 18.11.2014 tarihinde emekliye ayrılıncaya dek çalışmasını sürdürdüğünü, davalının daha düşük ücretle işçi çalıştırmak için alt işveren şirketlerle hizmet alımı sözleşmeleri yaptığını ancak davacının asli ve sürekli işlerde çalıştırıldığını, Ankara 6. İş Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı dosyasında; davacının da aralarında bulunduğu 544 işçi için açılan davada davalı ile alt işveren şirketler arasında yapılan sözleşmelerin muvazaalı bulunduğu, davacının ilk günden itibaren davalının işçisi olduğu ve toplu iş sözleşmelerinden faydalanması gerektiğine karar verildiğini ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onanmak suretiyle kesinleştiğini, davacının sendika üyeliğinin davalıya bildirildiği 01.03.2011 tarihinden 31.l2.2012 tarihine kadar toplu iş sözleşmesinden doğan fark alacaklarının tahsili için Ankara 44. İş Mahkemesinin 2016/822 Esas sayılı dosyasında açılan davanın da kabulüne karar verildiğini ve Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, davacının iş sözleşmesinin 31.05.2013 tarihinde feshedilmesi üzerine Bolu İş Mahkemesinin 2013/297 Esas sayılı dava dosyasında davalı ... nezdinde işe iadesi için açmış olduğu davada yargılama devam ederken davacının tekrar işe başlaması üzerine Mahkeme tarafından Karayolları Genel Müdürlüğünce yapılan feshin geçersizliği ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar alacağının davalı ... Müdürlüğünden tahsili gerektiğinin tespitine karar verildiğini, kararın Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 2014/6013 Esas sayılı kararı ile onandığını ve kesinleştiğini, davalı Kuruma 11.08.2014 tarihinde ihtarname gönderilerek boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar alacağı ile ihtarnamenin 13.08.2014 tarihinde tebliğ edildiğini ancak ödeme yapılmadığını ileri sürerek; 01.01.2013-31.05.2013 tarihleri arasında toplu iş sözleşmesinden doğan fark ücreti, 01.06.2013-16.08.2013 tarihleri arasında boşta geçen ücreti ve diğer haklar alacağı, 16.08.2013 tarihinden davacının emekli olduğu 18.11.2014 tarihine kadar ücret, ilave tediye, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ek ödeme, yıpranma primi, yemek ve koruyucu madde, sosyal yardım bedeli, giyim eşyası bedeli ile kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ... vekili, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının hizmet alım sözleşmesi kapsamında ihaleyi almış olan firmanın bünyesinde çalıştığını, işin anahtar teslim götürü bedel ihale edildiğinden davalının daimi personel ve araçlarının bu dönemde hiçbir çalışma gerçekleştirmediğini, yol bakım işinin tamamının yüklenici firma tarafından yapıldığını, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının da bunu gösterdiğini, işe alım ve son vermelerde davalının hiçbir yetkisi olmadığını, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un (6001 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinde İdarenin görevlerinin yapmak/yaptırmak, hazırlamak/hazırlatmak gibi terimler kullanıldığını, davalının ihale makamı olup yüklenicinin asıl işveren olduğunu, dava konusu işin personel çalıştırılması değil hizmet alım işi olduğunu, bu nedenle 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun öngördüğü şekilde sözleşme imzalayan Kanun'daki tanımı ile üzerine ihale yapılan olarak tanımlanan taahhüt sahibinin yüklenici olduğunu savunarak davanın husumet yokluğundan reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.03.2019 tarihli ve 2017/74 Esas, 2019/213 Karar sayılı kararı ile; davacının, davalı ... ile muvazaalı ilişkisi olduğu anlaşılan dava dışı alt işverenler nezdinde 01.01.2003-31.05.2013 tarihleri arasında çalıştığı, davalı işveren ile Türkiye ... Sendikası arasında imzalanan 01.03.2013-28.02.2015 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesinden bu Sendikanın işçilerinin yararlanacağının anlaşıldığı, davacının sendika üyesi olduğu, davacının toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarının ödendiği hususu davalı tarafça usulünce ispat edilemediğinden davacının taleplerinin kısmen yerinde olduğu, 02.05.2018 tarihli bilirkişi raporu ile 11.01.2019 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 26/05/2021 tarihli ve 2019/2032 Esas, 2021/756 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.09.2021 tarihli ve 2021/8428 Esas, 2021/12041 Karar sayılı kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde hizmet alım sözleşmeleri dâhilinde dava dışı Şirketler nezdinde yol bakım onarım ustası olarak 03.10.2007-18.11.2014 tarihleri arasında çalıştığı, davacının kesinleşen mahkeme kararları ile 31.05.2013 tarihi öncesi çalışmalarının muvazaaya dayalı olduğunun belirlenmiş olmasının hizmet döküm cetveline göre en son 16.08.2013-11.08.2014 tarihleri arasında ... İnşaat Limited Şirketi ve 14.08.2014-18.11.2014 tarihleri arasında Hi-Ka İnşaat Limited Şirketi nezdinde hizmet alım sözleşmelerine istinaden geçen çalışmalarının da muvazaaya dayalı olduğunu göstermediği, 6001 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınmasının mümkün olduğu ve asıl işin tamamı ya da bir kısmının 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinde öngörülen sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverene verilebileceği, buna göre sadece 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabileceği, bu denetim yapılırken davacının fiilen yaptığı iş ve bu işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında belirlenen iş olup olmadığının, işyerinde asıl işveren işçileri ile davalı alt işveren işçilerinin aynı işi yapıp yapmadıklarının ve davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin Kanun'a uygun kurulup kurulmadığının her ihale dönemi için ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiği, eksik incelemeye dayalı kararın hatalı olduğu, yanı sıra davacının 7 yıl, 6 ay olan çalışma süresi boyunca hiç yıllık ücretli izin kullanmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu gözetilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesinde düzenlenen hâkimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; davacı asılın çalışma süresi boyunca yıllık ücretli izin kullanıp kullanmadığı konusundaki beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 16.08.2013-11.08.2014 ve 14.08.2014-18.11.2014 tarihleri arasındaki çalışmasına ilişkin geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, muvazaa bulunmadığı, davacının belirtilen dönem için toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı, buna göre 16.08.2013-18.11.2014 tarihleri arası için davacının ücret farkı, ilave tediye, ek ödeme, yıpranma prim, yemek ve koruyucu madde bedeli, giyim eşyası bedeli ve sosyal yardım alacağı bulunmadığı, 18.01.2024 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; bozma sonrası aynı bilirkişiden alınan ek raporlardaki hesaplamalara davalı vekilince itirazda bulunulmamasına karşın her defasında hesaplanan alacak tutarının düşürüldüğünü, bu durumun usuli kazanılmış hak ilkesine aykırılık oluşturduğunu, davacının iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiği tarihe dek davalı ... ile ... Sendikası arasında imzalanan 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nden yararlandığının kabulü gerektiğini, buna göre 30.05.2013 tarihinde toplu iş sözleşmesine göre çıplak yevmiyesi olan 56,39 TL'nin toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince artırılması gerekirken hükme dayanak raporda bunun dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davalıya gönderilen ihtarname ile temerrüdün 13.09.2014 tarihinde gerçekleştiği gözetilerek kıdem tazminatı haricinde hüküm altına alınan alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava ve ıslah tarihininden faiz yürütülmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davanın öncelikle husumet yönünden reddinin gerektiğini, 31.05.2013 tarihinden önceki dönemde de hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayalı olmadığını, davalı İdarenin yalnızca ihale makamı olarak sorumluluğunun bulunduğunu, davacı lehine alacak tespitini kabul etmediklerini, faiz başlangıç tarihlerinin ve faiz türünün de hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı, buna göre dava konusu alacakların ispat ve hesaplanması ile hükmedilen faiz hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, aynı Kanun'un 24, 32, 53 ve 59 uncu maddeleri ile 120 nci maddesinin atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; tarafların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, müvekkilinin davalı ... 4. Bölge Müdürlüğüne bağlı Bolu 41. Şube Şefliğinde 03.10.2007 tarihinden 31.05.2013 tarihine dek kesintisiz şekilde çalıştığını, iş sözleşmesinin 31.05.2013 tarihinde haklı ve geçerli neden olmaksızın feshedilmesi üzerine davalı aleyhine işe iade davası açıldığını, işe iade davasının yargılaması devam ederken 16.08.2013 tarihinde davacının yeniden işe başlatıldığını ve 18.11.2014 tarihinde emeklilik nedeniyle iş sözleşmesi son buluncaya dek çalışmasını sürdürdüğünü, Bolu İş Mahkemesinin 2013/297 Esas sayılı dosyasına kayıtlı olarak açılan işe iade davası yargılaması devam ederken davacının yeniden işe başlatılması üzerine Mahkemece iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 31.05.2013 ile davacının yeniden işe başlatıldığı 16.08.2013 tarihleri arasındaki 2 ay 16 günlük boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar alacağının davacıya ödenmesi gerektiğinin tespit edilmiş olduğunu ileri sürerek boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar alacağına karar verilmesini talep etmiştir.
Bozma sonrası hükme dayanak alınan 18.01.2024 tarihli bilirkişi ek raporunda; 31.05.2013 tarihi sonrası dosyada mevcut ücret bordrolarına göre davacının 2013 yılı Haziran ayı günlük brüt ücretinin 32,62 TL, Temmuz ve Ağustos ayı günlük brüt ücretinin 34,05 TL olduğu tespit edilerek 2013 yılı Haziran ayında 978,60 TL, 2013 yılı Temmuz ayında 1.021,50 TL ve 2013 yılı Ağustos ayında 16 gün için 544,80 TL alacağının bulunduğu belirlenmesine karşın boşta geçen süre ücreti ve diğer haklar alacağının toplam tutarının 2.544,90 TL yerine 1.566,30 TL olarak hesaplanması ve 01.01.2013-31.05.2013 tarihleri arasındaki dönem için 3.035,70 TL fark ücret alacağı ile birlikte toplam 4.602,00 TL ücret alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.
3. Bozma kararı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde 31.05.2013 tarihinden sonraki dönem bakımından davalı ... ile yüklenici firmalar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulduğu, muvazaa iddiasının yeterli ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığı değerlendirilmiş olup muvazaalı kabul edilen 01.01.2013-31.05.2013 tarihleri arasındaki dönem bakımından davacının davalı ... ile Türkiye ... Sendikası arasında bağıtlanan 01.03.2013-28.02.2015 yürürlük süreli 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nden yararlanacağı kabul edilerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklı talep edilen alacaklara hükmolunmuştur.
15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin "yıpranma ödeneği" başlıklı 78 inci maddesinde; "Senelik izin, ücretsiz izin ve raporlu günlerde ödenmemek, müktesap hak sayılmamak ve başkaca bir ödemeyi etkilememek kaydıyla; şantiyelerde, kontrolluklarda, ekiplerde, (..., trafik yol kontrol, trafik sayım...)... işlerde çalışanlara çıplak yevmiyenin %20'si... yıpranma ödeneği ödeneceği verilir." düzenlemesi yer almakta olup hükme dayanak alınan 18.01.2024 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 01.01.2013-31.05.2013 tarihleri arasındaki dönemde 2013 Ocak ayı yıpranma ödeneği alacağı 297,87 TL, 2013 Şubat ayı yıpranma ödeneği alacağı 266,33 TL, 2013 Mart ayı yıpranma ödeneği alacağı 349,61 TL, 2013 Nisan ayı yıpranma ödeneği alacağı 338,34 TL, 2013 Mayıs ayı yıpranma ödeneği alacağı 338,34 TL olarak belirlenmesine karşın toplam yıpranma ödeneği alacağının 1.587,49 TL yerine 6.728,55 TL olarak hesaplanması da bir diğer hatalı husustur.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Tarafların İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3), (6) ve (16) numaralı bentlerinin tümüyle çıkartılarak yerlerine sırasıyla;
"3-) 5.580,60 TL brüt çıplak ücret alacağının temerrüt tarihi olan 13.09.2014 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizinden düşük olmamak kaydıyla işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,"
"6-) 1.587,49 TL brüt yıpranma ödeneği alacağının temerrüt tarihi olan 13.09.2014 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizinden düşük olmamak kaydıyla işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,"
"16-)Davacı tarafça yapılan toplam 3.993,79 TL yargılama giderinden kabul edilen miktara göre hesaplanan 1.140,22 TL'nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine," bentlerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.