"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurularının kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 15. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan ... Belediye Başkanlığına ait işyerlerinde ihale ile hizmet satın alınan alt işverenler nezdinde öncesinde özel güvenlik görevlisi daha sonra ise elektrik teknikeri olarak çalıştığını, Nisan 2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında kadroya geçirilerek davalı Belediyenin tek ortağı olduğu diğer davalı ...Gıda Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ (...Şirketi) bünyesinde çalıştırılmaya başlatıldığını, kadroya geçirilmesinden bir süre sonra 08.08.2018 tarihinde davacıya yeni bir sözleşmenin imzalatılmak istendiğini, düzenlenen sözleşmede davacının günlük brüt ücretinin 115,00 TL olarak mevcut ücretinin altında bir tutardan belirlenmiş olması sebebiyle davacının sözleşmeyi imzalamadığını, buna karşın günlük ücretinin düşürülerek 115,00 TL olarak ödenmeye başlandığını, davacının bu durumu kabul etmeyerek itirazlarını işyerinde amirlerine, Başkan Yardımcılarına ve Belediye Başkanına bildirdiğini ve bu kapsamda 09.08.2018 ve 10.04.2019 tarihli dilekçeleri ile evrak kayıt numaralarını alarak başvuru yaptığını fakat olumlu cevap alamadığını, aksine ilk dilekçe tarihinden itibaren psikolojik tacize (mobbing) maruz kalmaya başladığını, davacının Mayıs 2018 döneminde ücreti günlük 140,31 TL iken, Haziran 2018 döneminde 135,79 TL’ye düşürüldüğünü, akabinde Temmuz 2018 döneminde %4 oranında zamlı ödenmesi gerekirken, bu defa da 115,00 TL' ye düşürüldüğünü, davacının işyerinde büyük bir özveriyle çalıştığını ve hâlen çalışmaya devam ettiğini, ancak davalı işveren yetkililerinin davacının sözleşmeyi imzalamaması ve ücretinin düşürülmesini kabul etmemesi nedeniyle davacıya psikolojik taciz (mobbing) uygulamaya başladıklarını, Mali İşler Başkan Yardımcısının davacıya Belediye Binası koridorlarında bağırıp kolundan çekiştirerek odasına sokup telefonunu masaya vurarak kendisiyle uğraşacağı yönünde tehdit ettiğini, Fen İşleri Başkan Yardımcısının davacıyı hiçbir çalışanın olmadığı başıboş sokak köpeklerinin gezindiği ... Şantiyesine gönderdiğini, davacının burada hiçbir iş yapmadan bekletildiğini, Elektrik Bakım Şefinin davacının yıllık ücretli izinlerini kullanmasına müsaade etmediğini, davacının Belediye binasına girmesinin, Belediye çalışanı gibi hareket etmesinin yasak olduğunu söylediğini, dönemin Belediye Başkanının da durumdan haberdar olmasına karşın psikolojik taciz (mobbing) uygulamalarına sessiz kaldığını, davacının Ağustos 2018 tarihinden 31 Mart 2019 tarihine dek ... Şantiyesine gönderildiğini, 2019 Mart seçimleri sonrasında Belediye binasına döndüğünü ancak bir ay boyunca yine iş verilmediğini, sonrasında ise yıllık ücretli izne çıkartılıp dönüşte de çalıştığı bölümün değiştirildiğini, davacının maruz kaldığı strese bağlı olarak şeker hastalığına yakalandığını ileri sürerek davacının uygulanan psikolojik taciz (mobbing) nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığı gerekçesiyle manevi tazminat ile rızası dışında ücretinin düşürülmesi nedeniyle eksik ödenen ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ...Şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesine konu manevi tazminata yönelik davacının şikâyet ve taleplerinin ... personeli ve eski Belediye Başkanına yönelik olması ve kendisine psikolojik taciz (mobbing) uyguladığını iddia eden kişilerin davalı firma personeli veya yetkilisi olmaması nedeniyle davalı firmadan manevi tazminat talep edilmesinin mümkün olmadığını, dava dilekçesine konu yaşandığı iddia edilen olaylar ve kişilerin davalı firma bünyesinde görevli veya yetkili kimseler olmadıklarını, dava dilekçesinde iddia ve talep edilen alacakların tamamının geriye dönük olarak 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğundan zamanaşımı def'ilerinin olduğunu, davacının psikolojik taciz (mobbing) uygulandığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin söz konusu olamayacağı, davacıya ait saatlik izin, günlük izin, yıllık ücretli izin belgelerinden de anlaşılacağı üzere izin kullandırılmama gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının davalı firma bünyesinde 01.04.2018 tarihinde çalışmaya başladığını, hâlihazırda davalı firma bünyesinde çalışmaya devam etmekte olduğunu, 01.04.2018 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak ... ile ihale yüklenicisi ve alt işveren firmaların sorumlu olduğunu, iş sözleşmesi kayıtsız olarak çekilen banka maaş ödemelerine göre de sözleşmenin zımmen kabulünün gerçekleştiğini, bu durumda davacının, davalı firma bünyesindeki alacağı maaşı, görevi/statüsü ve diğer sosyal haklarını açık şekilde kabul etmiş olduğunu ve davalı firma yönünden maaş farkı talep etmesinin mümkün olmadığını, cevap dilekçesi ekinde sunulmuş olan bordro örneklerinden anlaşılacağı üzere davacının geçiş öncesi yevmiyesinin brüt 110,26 TL olmakla dengi çalışanlarla eşit olduğunu, ancak davacının geçiş işlemleri yapılırken yevmiyesinin sehven brüt 130,56 TL kabul edilerek hesaplama yapıldığını, yapılan tetkiklerde bu yevmiye artışına sebep olabilecek bir belge ve dayanağın olmadığını ve bu işlemin sehven yapıldığının görüldüğünü, davacının yevmiyesinin 01.07.2018 tarihinden itibaren aynı hizmet sınıfındaki emsalleri gibi brüt 115,00 TL olarak düzeltildiğini, davacının aldığı yevmiyenin kendi statüsündeki işçilerle uyumlu olduğunu, davacının iddia ettiği maaşındaki düşüşe bağlı olarak 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında iş sözleşmesini derhal feshetmemesinin sözleşmede belirlenen ücreti kabul ettiği anlamına geldiğini, davacının alt işveren firmadan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 24 üncü maddesi ile tanınan haklar karşılığında ...Şirketi bünyesinde kadroya geçiş işlemlerini tamamlamış olduğunu, kadroya geçiş sürecinde işçilerin daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin olarak iş sözleşmelerinden kaynaklı haklardan feragat ettiğini kabul ve beyan etmek koşulu ile kadroya geçirildiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı ... bünyesinde 04.02.2009 tarihinden itibaren hizmet alım ihaleleri ile alt işveren şirketler nezdinde çalıştığını, son işvereni dava dışı ... ... Şirketinde 110,26 TL yevmiye ve usta ünvanı ile 31.03.2018 tarihine kadar çalıştığını, davacının alt işveren işçilerinin kadroya geçirilmesine ilişkin 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçirildiğini, geçiş işlemleri tamamlandıktan sonra ''teknik okul mezunu” olması nedeniyle Fen İşleri Müdürlüğü kapsamında çalışmaya başladığını, davacının geçiş öncesi yevmiyesinin dengi çalışanlarla eşit olup 110,26 TL olduğunu, ancak davacının geçiş işlemleri yapılırken yevmiyesinin sehven 130,56 TL kabul edilerek hesaplama yapıldığını, ilgili birimce yapılan tetkiklerde bu yevmiye artışına sebep olabilecek bir belge dayanağının olmadığı ve işlemin sehven yapılmış olduğunun görüldüğünü, davacının yevmiyesinin sehven hatalı hesaplandığının öğrenilmesi üzerine davacının yevmiyesinin 01.07.2018 tarihinden itibaren aynı hizmet sınıfındaki emsalleri gibi 115,00 TL olarak düzeltildiğini, davacının yüksek ücret talebinin davacının işi ile dengi çalışanların iş barışını olumsuz yönde etkileyeceğinden davalı ... tarafından kabulünün mümkün olmadığını, davacının son yevmiyesinin 375 sayılı KHK'nın geçici 24 üncü maddesi uyarınca şirketlerde işçi statüsüne geçirilen ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Hakların belirlenmesinde esas alınacak toplu iş sözleşmesi hükümlerinde; ''İşçilerin 01.01.2018 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 oranında zam yapılacağı, ancak bu dönemde verilmiş bir ücret zammı varsa %4 ten mahsup edileceği” düzenlemesi uyarınca 01.01.2018 tarihinde almış olduğu yevmiye üzerinden %4 zam yapıldığını, 15.08.2020 tarihi itibarıyla dengi personeller gibi yevmiyesinin 129,79 TL olduğunu, davacının psikolojik taciz (mobbing) iddialarını ve iş nedeniyle strese bağlı olarak şeker hastalığına yakalandığı iddiasını kabul etmediklerini, söz konusu hususun somut olarak ispatlanması gerektiğini, davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunaak haksız davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kadroya geçtiği Nisan 2018 dönemi sonrasında 08.08.2018 tarihinde davacıya yeni bir sözleşme imzalatılmak istendiğini, düzenlenen sözleşmede davacının günlük brüt ücretinin 115,00 TL olarak belirlendiğini, 115,00 TL yevmiye ile çalışmaya devam ettirildiği, davacının bu durumu kabul etmeyerek sözlü olarak amirleri, Belediye Başkanı ile Belediye Başkan Yardımcılarına bu hususu dile getirmek sureti ile talepte bulunduğu gibi ayrıca 09.08.2018 tarihli 863213 kayıt numaralı dilekçe ile ve 10.04.2019 tarihli ve 923158 kayıt numaralı dilekçe ile Kuruma da yazılı olarak başvuru yapmasına rağmen olumlu cevap verilmediği, ayrıca birbiri ile tutarlı somut ve tutarlı davacı iddiasını doğrular mahiyette yeminli davacı tanık anlatımları da dikkate alındığında, davacının ücrete ilişkin yazılı talepleri sonrasında kendisine amirleri tarafından farklı muamelede bulunularak zor şartlarda çalıştırıldığı ve ayrıca psikolojik tacize (mobbinge) maruz bırakıldığı kanaatine varılmakla davacının süreklilik arz eden bir biçimde kişilik haklarına saldırı mahiyetinde davranışa uğradığının ispatlandığından, manevi tazminat talebinin yerinde olduğunun anlaşıldığı, Yargıtay emsal kararları ile hak nesafet kuralları gözönünde tutularak manevi tazminat miktarının davacıda bir tatmin duygusu yaratabileceği, olayı arzu edilen hâle getirmeyeceği ve karşı tarafın mahvına yol açmayacağı sonuç ve inancına varılarak manevi tazminat miktarı belirlendiği gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda fark ücret alacağı ile 4.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair kısmen kabul kararı verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davalı Kuruma yapılan başvuru ile temerrüdün gerçekleşmiş olduğunu ve davacının tüm alacakları yönünden temerrüt tarihi olan 09.08.2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken belirli tutar yönünden dava tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, manevi tazminat talebinin kısmen kabulünün hatalı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkeme kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Şirket vekili; davacının geçiş işlemi Yüksek Hakem Kurulu kararına göre sosyal hakları ile birlikte sağlandığından yazılı sözleşme ile kendisine belirlenen günlük ücretin verileceği taahhüt edilmemesine rağmen bunun kabulünün hatalı olduğunu, davacının 31.03.2018 tarihinden önceki ücretinin düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacının geçiş sırasında imzaladığı sulh sözleşmesinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Davalı ... vekili; davacı diğer davalı Şirketin işçisi olup asıl işveren olarak Belediyenin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, davacının son işveren ... ... AŞ’de 110,29 TL yevmiyeli olarak ve usta ünvanı ile 31.03.2018 tarihine kadar çalıştığını, 696 sayılı KHK kapsamında geçiş işlemlerinin tamamlandığını ve teknik okul mezunu olması nedeniyle Fen işleri Müdürlüğünde çalışmaya başladığını, geçiş işlemi sırasında yevmiyesinin sehven 130,56 TL olarak kabul edildiğini, ancak ilgili birim tarafından yapılan tetkikte yevmiye artışına neden olabilecek belge veya herhangi bir dayanak olmadığından işlemin sehven yapıldığının tespit edildiğini, 01.07.2018 tarihinden itibaren emsalleri gibi 115,00 TL olarak düzeltme yapıldığını, yine %4’lük zam ile birlikte de yevmiyesinin 129,79 TL olduğunu, davanın reddi yerine kabulünün hatalı olduğunu, davacı lehine psikolojik taciz (mobbing) nedeniyle tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının bir olaya ilişkin baskı yaşadığını iddia ettiğini bu durumun psikolojik taciz (mobbing) tanımına girmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, davalı ... Belediyesine ait iş yerinde hizmet alımı yoluyla iş üstlenen alt işverenler işçisi olarak çalışması, yasal düzenlemeler uyarınca davalı Belediyenin asıl işveren ve diğer davalının son alt işveren sıfatıyla davacının tüm çalışma döneminden ve ödenmeyen işçilik alacaklarının tamamından sorumlu olması karşısında dava konusu taleplerden sorumlu tutulamayacaklarına yönelik istinaf nedeninin yerinde bulunmadığı, sürekli işçi kadrosuna geçirilecek işçilerin ücret ve malî haklarının ne şekilde belirleneceğine ilişkin 01.01.2018 tarihinde Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yayınlanan Tebliğ'in 21 inci maddesinde 696 sayılı KHK' nın 127 nci maddesine göre olacağının ifade edildiğini, madde de bahsi geçen Yüksek Hakem Kurulu kararında ise ücrete ilişkin bir belirlemede bulunulmayıp ücretlere %4 oranında zam uygulanacağının belirlendiğini, bu şekilde sürekli işçi kadrosuna mevcut ücret seviyesinden geçiş yapılacağının belirlendiğinin anlaşıldığı, davacının davalılardan ... Belediyesinin iktisadi işletmesi olan ...Şirketinde 696 sayılı KHK kapsamında 01.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosunda geçirildiği ve hâlen çalışmaya devam etmekte olduğu, davacıya ait bordro örnekleri incelendiğinde; 2018 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları bordrolarında davacının günlük brüt ücretinin 110,26 TL olduğu, kadroya geçiş yaptığı 2018 Nisan ayında günlük brüt ücretinin 130,56 TL’ye, 2018 Mayıs ile Haziran aylarında ise 135,79 TL'ye yükseltildiğinin, takip eden 2018 Temmuz ayında ise günlük ücretinin 115,00 TL'ye düşürüldüğünün görüldüğü, davalı taraflarca emsal işçi kapsamında dosyaya sunulan işçilere ilişkin bordrolar incelendiğinde ise; hiçbirinde davacıda olduğu gibi 2018 Nisan, Mayıs, Haziran dönemlerinde günlük ücretlerinde artış olmadığı, 2018 Ocak, Şubat, Mart dönemlerindeki ücretlerinin aynı şekilde Nisan ayı ve devamı döneminde de uygulandığının tespit edildiği, buna göre İlk Derece Mahkemesi tarafından, davalı ... vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde yer alan ve hesaplama hatasına vurgu yapan ifadesine dayalı olarak davacının 2018 Haziran ayındaki günlük brüt ücretinin 135,79 TL olduğunun davalı tarafın kabulünde olduğu tespiti ile davacının ücret alacağının kabulüne karar verilmesinin yerinde görülmediği, zira, yargılama süresince davalı taraflarca, sürekli işçi kadrosuna geçiş hakkı kazanan işçi sayısının fazla olması nedeniyle, geçiş sırasında ücrette sehven artış yapıldığının savunulduğunu, hataen yapılan ve hak edilmeyen paranın ödenmesine yönelik işlemlerden kazanılmış hak doğmayacağını, bu konuda Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.09.2021 tarihli ve 2021/8062 Esas, 2021/12605 Karar sayılı kararının emsal mahiyette olduğu, dosyaya sunulan emsal işçi bordroları dikkate alındığında emsal işçilere göre davacının ücretinin artmasını gerektirecek herhangi bir durumun dosya kapsamında bulunmaması ve davacı tarafından da bu yönde bir iddiada bulunulmaması ile sürekli işçi kadrosuna geçen işçi sayısı ve sehven yapılan işlemin fark edilme süresinin makul kabul edilebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının ücret alacağı talebinin yerinde olmadığı, tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacının ücrete ilişkin yazılı talepleri sonrasında kendisine amirleri tarafından farklı muamelede bulunularak zor şartlarda çalıştırıldığı ve ayrıca psikolojik tacize (mobbing) maruz bırakıldığının değerlendirildiği, davacının süreklilik arz eden bir biçimde kişilik haklarına saldırı mahiyetinde davranışa uğradığı ispatlandığından manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 417 nci maddesinde işçinin hem kişiliğinin, hem de yaşam ve vücut bütünlüğünün korunmasına yönelik olarak düzenleme yapıldığı, kişilik hakkı zedelenen kimsenin uğradığı manevi zararın giderilmesine ilişkin düzenlemenin 6098 sayılı Kanun'un 58 inci maddesinde yer aldığını, hükmün kişilik değerlerinin hukuka aykırı olarak zedelenmesi hâlinde ihlale maruz kalan kimsenin manevi tazminat talebine dair bir düzenleme öngördüğünü, İlk Derece Mahkemesince davacının duyduğu manevi acıların giderilmesi için manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu ancak hükmedilen tutarın az bulunduğu, dosya kapsamı ve mevcut delil durumu ile yerleşik Yargıtay kararlarındaki ilkelere göre 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesinin uygun bulunduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ücret farkı alacağı talebinin reddi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne dair olmak üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Şirket vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek yanı sıra davacı tanıklarının psikolojik tacize (mobbing) ile ilgili beyanlarının 2017 yılına ilişkin olduğunu, oysa davacının davalı Şirkete geçişinin 01.04.2018 tarihinde gerçekleştiğini, davacının kadroya geçtikten sonra gerçekleştiğini iddia ettiği mobbing iddiasının ispatlanamadığını dolayısıyla davalı şirketin manevi tazminat alacağından sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili, davacı lehine psikolojik taciz (mobbing) nedeniyle tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, psikolojik tacizin (mobbing) sistematik olarak bireyin iş yaşamında psikolojik tacize uğraması olduğunu, davranışın kaynağının bir olaya değil bir kişiye odaklı bulunduğunu, davacının ise bir olaya bağlı olarak baskı yaşadığını iddia etmekte olduğunu, davacının psikolojik taciz (mobbing) yapılması sebebiyle 4857 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi uyarınca fesih hakkı da bulunmasına rağmen bu haklarını kullanmadığını, davacının iddia konusu yaptığı olayların sonlanmasından sonra, uzun süre aynı şartlarda çalışmaya devam etmesinin mevcut çalışma koşullarını kabul ettiğinin açık göstergesi olduğunu, belirlenen manevi tazminat miktarının da oldukça yüksek bulunduğunu, davacının ıslah dilekçesi ile 25.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunulmuş olmasına ve talebinin 15.000,00 TL' lik kısmının reddedilmesine karşın ret vekâlet ücretinin 10.000,00 TL ile sınırlandırılmasının da hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Davacı vekili, dosyaya sunulan bordroların davacı işçinin emsali olan işçilere ait olduğunun iddia edilmesine karşın bordrolarda işçilerin görevlerinin yazılı olmadığını, kendilerince bildirilen emsal işçilere ilişkin bordroların ise dosyaya gönderilmediğini, gönderilmiş olsa idi davacı ile aynı işi yaptıklarının ve davacı ile aynı şekilde artış yapılan ücretlerinin ödenmeye devam ettiğinin görüleceğini, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat tutarının yeterli olmadığını, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti ile aynı miktarda olduğunu, dava dilekçesi ile talep edilen tazminat miktarının gayet makul ve mantıklı olduğunu bu nedenle talebin tümden kabulüne hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının kadroya geçiş sırasında ve takip eden aylarda ücretinin belirlenme yöntemi, davacının dayandığı delillerin toplanıp toplanmadığı ve talep konusu alacaklara hak kazanıp kazanamadığı, psikolojik taciz (mobbing) ve vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 219 ve 220 nci maddeleri ile aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK' ya eklenen geçici 23 üncü madde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 417 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalıların tüm, davacının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekili; müvekkilinin 2009 yılından itibaren davalılardan ... Belediye Başkanlığına ait işyerlerinde ihale ile hizmet satın alınan alt işverenler nezdinde son olarak elektrik teknikeri olarak çalışmakta iken 696 sayılı KHK kapsamında Nisan 2018 tarihinde kadroya geçirilerek davalı Belediyenin tek ortağı olduğu diğer davalı ...Şirketi bünyesinde çalışmaya başladığını, kadroya geçirildikten sonra yevmiyesi 135,00 TL iken, 08.08.2018 tarihinde imzalatılmak istenen yeni sözleşme ile yevmiyesinin 115,00 TL'ye indirilmek istendiğini, davacının sözleşmeyi imzalamadığını, buna karşın haksız şekilde günlük ücretinin düşürülerek 115,00 TL olarak ödenmeye başlandığını ileri sürerek fark ücret alacakları talep etmiştir. Davalılar ise 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçişi yapılan çok sayıda işçi olmasından kaynaklı iş yükü fazlalığından geçiş işlemleri sırasında sehven ücrette artış yapıldığını oysa davacının alt işveren işçisi iken kadroya geçerken ücretinde artış yapılmasını gerektirir her hangi haklı bir dayanak bulunmadığını, hataen yapılan bir işleme dayanılarak hak talep edilemeyeceğini savunarak talebin reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflarca delil olarak dayanılan davacı ile aynı dönemde kadroya geçen emsal işçi ücretlerinin belirlenmesi için 25.03.2021 tarihli müzekkere ile davalılardan ücret bordrolarının gönderilmesi istenilmişse de davalılarca isimleri bildirilen işçilerin bordro bilgileri sunulduğu hâlde davacı vekilince davacı ile denk olduğu ve onların ücretlerinde herhangi bir indirime gidilmediği ileri sürülen İ.Y., B.K., G.Ö. isimli işçilerin ücret bordroları sunulmamış olup İlk Derece Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli kararı ile; davanın esasına etki etmeyeceği gerekçesiyle önceki karardan dönülerek yapılan yargılama neticesinde davacının fark ücret alacakları hüküm altına alınmıştır. Ne var ki karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davacının fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
Belirtmek gerekir ki işverenin hataen yapmış olduğu fazla ödemeler işyeri uygulaması hâline gelmeyeceğinden, işçiye talep hakkı bahşetmez. Ancak davacı işçi, işverenin eşit davranma borcuna aykırı davrandığını ileri sürdüğünden bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Şu hâlde Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin delil dilekçesinde bildirdiği, müvekkili ile emsal olduklarını ve onların ücretlerinde herhangi bir indirime gidilmediğini iddia ettiği işçilerin ücret bordroları ve özlük dosyaları getirtilmeden eksik incelemeyle karar verildiği anlaşılmakla söz konusu bordro ve özlük dosyaları davalılardan istenerek, davacı iddialarının usulünce araştırılması neticesine göre ücret farkı alacağı bakımından yeniden bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.