"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; 28.02.2008 tarihinde ... Petrolleri Anonim Ortaklığı (...) Genel Müdürlüğü bünyesinde Ankara'da uzman yardımcısı ünvanı ile çalışmaya başladığını, 25.09.2014 tarihinde ... Trakya Bölge Müdürlüğüne aynı ünvan ve derece ile atandığını, hâlen de çalıştığını, Ortaklık kapsam dışı personel rejimine tâbi olduğunu, Ortaklık Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'ne göre bu rejimin dayandığı mevzuatın 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) olduğunu, Ortaklık kapsam dışı personelinin işveren ile yaşadığı uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin 01.01.2018 tarihinden itibaren iş mahkemesi olduğunu, arabuluculuğa başvurduğunu ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) Ortaklık kapsam dışı personeline de uygulandığını, derece ilerlemesinin 657 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesindeki kariyer ilkesine dayandığını, Ortaklık Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nin 25, 26 ve 27 nci maddelerinde, derece ilerlemesi ve derece ilerlemesi için öngörülen asgari şartları gözeterek 02.03.2018 tarihinde çalıştığı Kuruma ünvanının baş Uzman olarak değiştirilmesi amacıyla başvuruda bulunduğunu; ancak yaptığı başvurunun zımnen reddedildiğini, geçmişte de Ortaklık İdaresinin, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği ile ilgili maddelerinde ünvan geçişleri/derece ilerlemeleri için çok sıkı şekil şartları öngörülmesine rağmen Ortaklığın ise bu hususun kendi inisiyatifinde olduğunu iddia ettiğini, ancak bu iddiasının da dilekçe ekinde sunduğu yargı ortamında kabul görmediğini, işe girdiği tarihten itibaren düzenli olarak her yıl performans notu karşılığında kademe ilerlemesi aldığını, bu beş yılın üçüne ait performans puanlarının mahkeme kararıyla iptal edildiğini, mahkemelere yapılan bu başvuruların Ortaklık mevzuatınca yeterlilik puanı alınmış olmasına rağmen düşük görüldüğü için yapıldığını, buna rağmen ünvan ve özlük haklarında değişiklik yapılmadığını, davalı Ortaklık tüzel kişiliğinin herhangi bir organının; hâlihazırdaki mevzuat uyarınca ve daha önceden verilmiş olan mahkeme kararlarından yola çıkılarak bu işlemi yapmama ve uygun bulmama yetkisi bulunmadığını beyanla; derece ilerlemesine ilişkin başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile işbu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğunu, bu nedenle görev itirazında bulunarak dosyanın görevli yargı yerine gönderilmesini, Ortaklık çalışanlarının memur, sözleşmeli personel ve işçi statüsünde olduğunu, memur dışındaki kapsam dışı personele ... Personel Yönetmeliği'nin uygulandığını, işçilere uygulanmadığını, terfi ilerleme işleminin Ortaklık personel rejimi doğrultusunda liyakat ve takdir ilkeleri çerçevesinde değerlendirildiğini, davacının davranışlarından dolayı İdarenin takdir yetkisi çerçevesinde baş uzman görev ünvanına terfien atanmasının uygun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2018 tarihli ve 2018/171 Esas, 2018/382 Karar sayılı kararıyla; 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 37 nci maddesi ile eklenen ek 3 üncü madde ile birlikte davalının Ortaklık kapsam dışı personelleri ile yaşanan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu açıkça belirtilmiş olduğundan davalının görev itirazının hukuken izafe edilebilir bir yanının bulunmadığı, davacının; 28.02.2008 tarihinde ... Genel Müdürlüğü (Ankara) bünyesinde uzman yardımcısı ünvanı ile çalışmaya başladığı ve hâlen çalışmaya devam ettiği, dosyaya celp edilen belgelerden; davacının, Ortaklık Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği'nce derece ilerlemesi ve derece ilerlemesi için öngörülen asgari şartlarını taşıdığı, buna istinaden davalı Kuruma, ünvanının baş uzman olarak değiştirilmesi amacıyla başvuruda bulunduğu; ancak davalı Kuruma yaptığı başvurunun zımnen reddedildiği, Ortaklık Yönetmeliği EK- 3 Asgari Hizmet Şartı ve Hizmet Süresi tablosuna göre baş uzman görevi için asgari 4 yıl yüksek tahsil ve 10 yıl iç hizmet süresi gerektiği, aynı tablonun notlar bölümünde 5 No.lu bentte; "görev unvanları için öngörülen asgari hizmet süresinin dolmasına 6 ay ve daha az süre kalması halinde, bu süre yıla tamamalanır" şartlarını yerine getirdiği, bunlar dışında bir uygulama yapılmasının ancak Yönetim Kurulu kararıyla mümkün olduğu, dosya içerisinde böyle bir karara rastlanmadığı, ayrıca bu hususta davalı Kuruma herhangi bir takdir yetkisinin tanınmadığı, davacının derece ilerlemesinin yapılmaması ve buna bağlı özlük haklarının ödenmemesinin hukuka uygunluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının; davalı Kuruma yapmış olduğu derece ilerlemesi talebine ilişkin, davalı Kurumca zımni ret şeklinde tesis edilen işlemin iptali ile işbu işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı tüm özlük ve parasal hakların, davacının derece ilerlemesine hak kazandığı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; dava konusu uyuşmazlığın görevli yargı yerinin idari yargı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 23.06.2022 tarihli ve 2018/4662 Esas, 2022/1715 Karar sayılı kararı ile; iş mahkemelerinin iş hukuku uyuşmazlıklarının çözümünde görevli olarak kabul edildiği, kapsam dışı personelin kamu personeli olarak kabul edilmediği, bu kişilerin işçi olarak kabul edilmesi nedeniyle iş mahkemelerinin görevli olması yönünde düzenleme yoluna gidildiği dikkate alındığında davalı vekilinin istinaf sebep ve gerekçesinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 22.10.2022 tarihli ve 2022/10796 Esas, 2022/12040 Karar sayılı kararı ile; somut olayda Mahkemece davalı Kurumca zımni ret şeklinde tesis edilen işlemin iptali ile işbu işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı tüm özlük ve parasal hakların, davacının derece ilerlemesine hak kazandığı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulmuş olup bu kararın herşeyden önce infazı kabil olmayan bir karar olduğu ayrıca gerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun hizmet akdine ilişkin hükümlerinde gerekse 4857 sayılı Kanun’da, işverenin yönetim hakkı kapsamında işçinin işyerini veya işini değiştirmesi durumunda, bu işlemin iptali için öngörülmüş bir dava türü bulunmadığından Mahkemece işverenin yönetim yetkisine müdahale anlamına gelecek şekilde işlemin iptaline yönelik bir hüküm kurmasının yerinde olmadığı, Mahkemece öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davacıya İdarenin hukuka aykırı işlemi nedeniyle uğradığı hak kaybının ne olduğu ve miktarı açıklattırılarak bu miktarın harcı tahsil edildikten sonra oluşacak sonucuna göre işin esasına yönelik değerlendirme yapılması gerektiği,
Mahkemece yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulü gerektiği sonucuna ulaşıldığı takdirde, işverenin yerine geçecek şekilde işlemin iptaline yönelik hüküm kurulamayacağı, ancak işlemin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile sınırlı olarak hüküm kurulabileceğinin gözden kaçırılmaması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi karrının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak davacıya talebi açıklattırılarak, İdarece yapılan zımni ret işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine ve kurumun hukuka aykırı işlemi nedeniyle uğramış olduğu net 1.993,75 TL alacağın arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren işleyecek taleple bağlılık ilkesi gereği yasal faiziyle davalıdan tahsili yönünde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; kamu kurumlarında iş sözleşmesi olmadan işçi çalıştırılmayacağını, davacının iş sözleşmesi bulunmadığını, davalı işverenin %100 sermayesinin kamuya ait olduğunu, genel bütçeye dâhil edildiğini, kendisinin işçi değil kamu görevlisi olduğunu ve kamu görevlileri ile ilgili kararların özlük noktasında Cumhurbaşkanlığı Kararı ile alındığını ve işçi ile işveren arasında belirlenmediğini, uyuşmazlığın kamu hukuku çerçevesinde zımnen ret işleminin iptali ve tüm özlük haklarının iadesi ile maddi alacağın enflasyon farkı gözetilerek tespit edilmesi ve bu tespit edilen tutara yasal faiz işletilerek ödemenin gerçekleştirilmesi yönünde çözümünün hakkaniyete uygun olduğunu, kamu görevlisi olduğunu, işçi sayıldığına dair gerekçenin hatalı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; iş mahkemelerinin idari bir işlemin hukuka aykırı olup olmadığını tespitine, idari işlemin iptaline veya idare yerine geçerek ünvan verilmesi gibi bir işlemi tesis yetkisi bulunmadığını, dava konusu olan başvurunun zımnen reddi işleminin tamamen Kurumun takdirinde olan terfi verilip verilmemesi hususuna ilişkin olduğunu, terfi işleminin Kurumun personel rejimi doğrultusunda liyakat ve takdir ilkeleri çerçevesinde değerlendirildiğini, davacının Kuruma karşı hasmane tutumlarını gösterir davranışlarından ötürü terfien atamasının uygun bulunmadığını, İdarenin işlemi hukuka uygun olduğundan idari işlemin iptaline ve parasal hakların iadesine ilişkin davanın reddi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının baş uzman olarak olarak terfi ettirilmesine dair talebin zımmen reddine ilişkin İdare işleminin hukuka aykırı olup olmadığı ve İdarenin tesis etmediği işlemin sonucu olarak makam ve mesleki sorumluluk ve meslek tazminatının eksik ödenmesi nedeniyle davacının parasal haklarının miktarına ve faizine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.