Logo

9. Hukuk Dairesi2024/12290 E. 2024/16275 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işverene karşı açtığı davada, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, prim ve ikramiye alacakları, ayrımcılık tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türk Hava Kurumu Derneğinin ticari faaliyetlerini yürütmek için kurduğu davalı Şirketler nezdinde ilk defa 01.02.2001-31.08.2014 tarihleri arasında çalıştığını, o döneme ilişkin tazminatlarının ödenmiş olduğunu, akabinde davalılardan ... ... İktisadi İşletmesinin davacıya ihtiyacı hasıl olduğunu ve iş teklifinde bulunduğunu, davacının da pilotaj eğitimi aldığı, daha önce 13 yıl çalıştığı yere vefa borcunu ödemek için teklifi kabul ederek geri döndüğünü, davacının davalılardan ... ... İktisadi İşletmesi ile genel müdür yardımcılığı görevini aylık 5.000,00 TL ücret karşılığı yürütmek üzere anlaşarak 16.03.2016 tarihinde işbaşı yaptığını, kısa sürede performansının çok beğenilmesi üzerine bu defa kendisine 20.06.2017 tarihinde diğer davalı ... Taşımacılık Eğitim Şirketinin temsil vekâletnamesinin verildiğini, akabinde de bu Şirketin de genel müdür yardımcısı olarak çalışmaya başladığını, davacının fedakârca çalışması neticesinde 21.11.2018 tarihinde ... Sicil Gazetesi'nde de yayınlandığı üzere her iki davalı Şirketin de genel müdürü olduğunu, davacıya genel müdür ücreti ödeneceğinin sözü verilmesine karşın her iki Şirketin genel müdürü olduktan sonra kendisine yine aylık sadece 5.000,00 TL ücret ödendiğini, oysaki davacıdan önce ve davacıdan sonra görev yapan genel müdürlere aylık 10.000,00 TL ile 20.000,00 TL arasında her iki Şirketten de ücret ödendiğini, ... kazanç sorgulama sisteminde dahi 2014 yılında genel müdür ve genel müdür yardımcısı brüt ücretinin 9.108,00 TL olarak belirtildiğini, davacıya daha düşük ödeme yapılmasının nedeninin asker kökenli olmaması olduğunu, zira davacı harcinde çalışan tüm genel müdürlerin emekli asker olduklarını, emekli askerlerin kadrolaşma ve birbirini tutma durumunda olduklarını ve dönemsel olarak yönetim değişikliğine gidildiğinden eski kadroların tasfiye edilmesi sürecine girildiğini, davacının da hem asker kökenli olmaması hem de yeni yönetimin adamı olmaması sebebiyle ücretinin 5.000,00 TL seviyesi ile sınırlandığını, bu durumun eşit davranma borcuna aykırılık teşkil ettiğini, yanı sıra davacı genel müdür iken yeni yönetimin başka bir genel müdür daha atayarak davacıyı personele karşı itibarsızlaştırdığını, makam aracının diğer genel müdüre tahsis edildiğini ve 28.01.2019 tarihinde iş sözleşmesinin haklı sebep bildirilmeden davalılarca feshedildiğini ve davacının tazminat ve alacaklarının ödenmediğini, davacının zamanında işe iade davası açmadığını, kendisinden sonra eşinin de işten çıkartıldığını ve büyük yıkıma uğradığını ileri sürerek ödenmeyen ücret, bakiye süre ücreti, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ile prim ve ikramiye alacakları, ayrımcılık tazminatı ve manevi tazminatın aralarında organik bağ bulunan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Taşımacılık Eğitim AŞ vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaaşımına uğradığını, dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, davacının işe başlama tarihinin 20.06.2017 olarak gösterilmesi ve bunun da verilen bir vekâletnameye bağlanmasının kabul edilemeyeceğini, vekâletnamenin davacının davalı Şirkette çalıştığına kanıt olmadığını, davacının davalı ... Şirketinde 07.12.2018 tarihli iş sözleşmesiyle çalışmaya başladığını ve 28.01.2019 tarihinde de çalışmasının sona erdirdiğini, Ocak 2019 bordrosunda görüldüğü üzere 28 günlük çalışması karşılığı olarak 1.707,09 TL ücrete hak kazandığını, davacının ayrımcılık yapıldığı iddiasının aksine aynı görevde bulunan genel müdürlere (E.A, İ.D.) de davacı ile aynı standartta ücret ödendiğini, söz konusu kişilerden E.A’nın diğer davalı ... İşletmesine ait Aralık 2018 ayına ilişkin ücret bordrosu incelendiğinde anlaşılacağı üzere bu kişinin pilot olarak çalışmaya başlaması ve genel müdürlük görevindeyken de pilot olarak çalışmaya devam etmesi nedeniyle uçuş tazminatı aldığını, 17.693,34 TL'lik ödemenin yarısından fazlasının uçuş tazminatı olduğunu, ücret olarak yalnızca 2.029,50 TL ödendiğini, dolayısıyla davacı ile fark olmadığını, nitekim davacıdan sonra genel müdür olan İ.D'nin de pilot olmaması nedeniyle E.A. gibi yüksek ücret almadığının görüleceğini, davacının da bildiği gibi 2010-2016 tarihleri arasında yapılan prim ödemelerinin ... Genel Müdürlüğü denetim raporunda belirtildiği üzere usulsüz olduğunu, vakıf şirketlerinin kasıtlı olarak zarara uğratıldığını, davacının davalı Şirketler tarafından birlikte istihdam edildiğini, adres ve faaliyet alanlarının aynı olduğunu, davalı Şirketin Türk Hava Kurumu Vakfının mal varlığının birer parçası, diğer davalı ... Ticari İşletmesinin ise THK Derneğinin ticari işletmesi olduklarını, her iki Şirketten ayrı ayrı kıdem ve ihbar tazminatı talebinin yerinde olmadığını, davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, davalı ... AŞ ile istihdam ilişkisinin başladığı tarihten önce kıdem ve ihbar tazminatı hakkı doğduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatail ücreti taleplerinin yerinde olmadığını, ücrete dâhil olduğunu, davacının yeni yönetim döneminde terfi ettirilerek ücretinin artırıldığı gözetildiğinde kişilik haklarının zarara uğratıldığı iddiasının da yerinde olmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, davacının 16.03.2016- 28.02.2017 tarihli belirli iş sözleşmesi ile Türk Hava Kurumu Genel Başkanlığı ve bağlı işyerlerinde çalışmak üzere istihdam edildiğini, iş sözleşmesinin 01.08.2016 tarihinden geçerli olarak belirsiz süreliye çevrildiğini, daha sonra davacının genel müdür olarak çalışması uygun görüldüğünden Kasım 2018- 28.02.2019 tarihli belirli süreli iş sözleşmesi imzalandığını, davacının 28.01.2019 tarihinde iş sözleşmesini sona erdirmek üzere işverene başvurduğunu, bunun üzerine tarafların 28.01.2019 tarihinde iş sözleşmesini ikale yoluyla sona erdirdiklerini, 10.09.2019 tarihinde ikale ile davacıya hak etmiş olduğu 17.163,15 TL kıdem tazminatı, 9.389,03 TL ihbar tazminatı ve 2 aylık ücret tutarında 10.000,00 TL ek tazminat olmak üzere toplamda 36.552,18 TL'nin 10.09.2019 tarihinde ödendiğini, davacı ile önceki genel müdür E.A'nın aldığı miktarlar arasındaki farkın uçuş tazminatından kaynaklandığını, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, 2010-2016 tarihleri arası yapılan prim ödemelerinin usulsüz olduğunun ... Genel Müdürlüğü denetimleriyle belirlendiğini, manevi tazminat talebine dayanak gösterilen kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasının haklı olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arabuluculuk son tutanağında yıllık izin ücreti, prim/ ikramiye, iş arama izin ücreti, hafta tatili ücreti ile manevi tazminat taleplerinin yer almadığı, davacının 16.03.2016 tarihinde THK ... ... İktisadi İşletmesinde çalışmaya başladığı ve fiilî çalışmasının 29.01.2019 tarihinde sona erdiği, yine bu tarih aralığında da diğer davalı ... Taşıma AŞ ile 07.12.2018-07.03.2019 tarihleri arasında iş ilişkisinin kurulduğu ancak fiilî çalışmanın 28.01.2019 tarihinde sonlandığı, her iki davalı arasında birlikte istihdam ilişkisinin bulunduğu kabul edilerek hüküm altına alınan işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutuldukları, davacının davalı ... İşletmesinin yanı sıra diğer davalı ... ... Şirketinin de genel müdürü olduktan sonra yine 5.000,00 TL olan aynı ücretin ödendiğini, ... ... Şirketindeki çalışması için ücret ödenmediğini, kendisinden önceki genel müdür olan E.A. ve kendisinden sonraki genel müdür İ.D'ye verilen ücretin 10.000,00 TL ile 20.000,00 TL arasında olduğunu, davalının ise davacının bahsettiği kişilerin de davacı ile aynı ücreti aldıklarını ancak E.A'nın aynı zamanda pilot olduğunu, genel müdürlük döneminde de pilotluk yaptığını, uçuş tazminatı ödendiğini, davacının ise büro personeli olarak işe alındığını, genel müdürlüğü döneminde de uçuculuk faaliyetinde bulunmadığını savunduğu, banka kayıtları ile uyumlu ücret bordrolarından davacıya davalı ... tarafından net 5.500,00 TL, diğer davalı Şirket tarafından ise asgari ücret ödendiğinin anlaşıldığı, davalı tarafça davacının 28.01.2019 tarihinde iş sözleşmesini sona erdirmek için işverene başvurduğu, bunun üzerine yapılan ikale anlaşması ile davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ile iki aylık ücret tutarı ek tazminat olarak toplamda 36.552,18 TL ödeme yapıldığının ileri sürüldüğü, bir yandan istifa iradesinin davacıdan geldiği iddia edilip diğer yandan işten ayrılışın kod 4 ile Kuruma bildirildiği ve davacıya ihbar tazminatı ödenmiş olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde iş sözleşmesinin feshi yönünde talebin davalıdan geldiğine kanaat getirildiği ve iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispata yarar delil sunulmadığından davacının 2 yıl 10 ay 13 gün hizmeti nedeniyle kıdem tazminatına hak kazandığının anlaşıldığı, net 17.133,61 TL olarak hesap edilen kıdem tazminatı tutarından ikale anlaşması ile davalının ödediği net 17.163,15 TL mahsup edildiğinde bakiye kıdem tazminatı bulunmadığının belirlendiği, hizmet süresine göre hak kazanılan 6 haftalık ihbar tazminatından davalının ödediği bedel mahsup edilerek bakiye ihbar tazminatının hesaplandığı, dosyada davacının çalışma gün ve saatlerini tespite elverişli puantaj kayıtlarının yer almadığı, bordrolarda fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarının bulunmadığı, yine davacı beyanı ve tanık ifadelerine bakıldığında haftalık 45 saati aşan çalışmanın ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapıldığının usulünce kanıtlanmadığının görüldüğü, davacının emsallerine göre daha düşük ücret aldığı ve genel müdür sıfatı ile her iki davalı Şirketten ayrı ayrı ücret ödenmesi gerektiği iddiası bakımından emsal işçi bordroları incelendiğinde farkın diğer genel müdürlük görevini yapan işçilere ödenen uçuş tazminatından kaynaklı olduğunun, davacı hakkında ise uçuşa elverişli olmadığı yönünde Hastane raporu bulunduğu, somut olayda olduğu gibi birlikte istihdam hâllerinde birlikte istihdam edenlerce tek bir ücret ödemesi yapıldığı, sunulan iş sözleşmesinde de ücret zammı ya da uçuş tazminatına yönelik herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 5 inci maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesinin mutlak eşitlik olarak düzenlenmediği, nesnel nedenler olması durumunda işçiler arasında farklı uygulamaya gidilebileceği, yerleşik hâle gelen içtihatlar uyarınca; ilgili maddede düzenlenen ayrımcılık tazminatı koşullarının oluşması için öncelikle işverence yapılan farklı muamelenin ırk, dil, siyasi düşünce, inanç gibi sebeplere dayalı olması gerektiği, davacının ayrımcılık yapıldığı iddiasının gerekçesinin ise asker kökenli olmayıp ve yeni yönetimin de adamı olmaması nedeniyle ücretinin 5.000,00 TL ile sınırlanması, buna karşın sonradan gelen genel müdüre daha yüksek ücret ödenmesi olduğu, ancak davacının bu gerekçelerinin ayrımcılık yasağının ihlali olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile yıllık izin ücreti, prim/ ikramiye, iş arama izin ücreti, hafta tatili ücreti ile manevi tazminat taleplerinin dava şartı yokluğundan usulden, kıdem tazminatı, bakiye ücret, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve ayrımcılık tazminatı taleplerinin esastan reddine karar verilerek, ihbar tazminatı bakımından davanın kısmen kabulüne hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin asker kökenli olmaması ve yönetimdekilerin adamı olmaması sebebiyle ayrımcılığa uğradığını, bu sebeple de aylık ücretinin düşük tutulduğunu, davalılarca farkın uçuş tazminatından kaynaklandığı iddia edilmesine karşın davacıdan sonra genel müdürlük yapan İ.D, E.C. ve H.E’nin pilotluk faaliyeti yapmadıklarını, davalı tarafın 04.11.2020 tarihli dilekçesinde de bu durumun ikrar edildiğini, bununla birlikte uçuş kayıtlarının da ibraz edilmediğini, davacıya ... ... AŞ'de çalıştığı 20.06.2017-21.11.2018 tarihleri arasında 17 aylık süreçte genel müdür yardımcısı aylık ücreti verilmediğini, oysa davacıdan sonra genel müdür yardımcılığı yapan F.Ş. ve A.D’nin iki yerden de ücret aldıklarını, davacının gündoğumu-günbatımı çalışan bir işletmenin genel müdürü olması, hava ambulans ihalesinin yılın 365 günü devam etmesi ve davacının üst düzey yönetici konumunda olmasının fazla çalışma yaptığının en önemli delili olduğunu, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacının bakiye ücret alacağı talebinin neden reddedildiğinin anlaşılamadığını beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arabuluculuk son tutanağında yıllık izin ücreti, prim/ ikramiye, iş arama izin ücreti, hafta tatili ücreti ile manevi tazminat talepleri yer almadığından bu taleplerin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin dosya içeriğine uygun olduğu, davalıların, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğine yönelik ispata yarar delil sunmadıkları, davacının 2 yıl 10 ay 13 gün üzerinden hak kazandığı kıdem tazminatından ödenen tutarın mahsup edilmesiyle bakiye kıdem tazminatı bulunmadığından bu talebin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, iş sözleşmesinin sonlandırma iradesinin davacıdan geldiği ya da sözleşmenin haklı nedenle derhal sona erdiği kanıtlanamadığından hizmet süresine göre hak kazanılan 6 haftalık ihbar tazminatından davalının ödediği ihbar tazminatı tutarı mahsup edilerek bakiye ihbar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğun aylık ücretin tespiti noktasında davacının elden ödeme olduğu yönünde bir iddiasının olmaması dikkate alınarak bordro kayıtlarına itibar olunmasının da isabetli bulunduğu, davacının çalışma düzenini gösterir kayıtların sunulmamış olduğu nazara alındığında hesaplamaya elverişli olmayan tanık anlatımlarına göre fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil çalışma iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmakla bu taleplerin reddine karar verilmesinde hata bulunmadığı, davacı, emekli asker olmaması ve yeni gelen yönetimin adamı olmadığı gerekçeleri ile ayrımcılık tazminatı talebinde bulunmuş ise de söz konusu gerekçelerin dosya kapsamına göre somut delillerle ispatlanamadığı gibi anılan iddianın ve giderek işverence iş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrımcılık yapıldığının davacı tarafından ispat edilememesi nedeniyle davacının istinaf itirazlarının tümünün yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının ücretinin miktarı ile buna göre dava konusu alacakların hesaplanması ile ücret alacağının bulunup bulunmadığına ve ayrımcılık tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi,

3. 4857 sayılı Kanun'un 5, 12, 17, 41, 44 üncü maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.