Logo

9. Hukuk Dairesi2024/1302 E. 2024/3901 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalılar ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı, buna bağlı olarak davalıların davacının talep ettiği alacaklardan sorumlu olup olmadığı, sorumluluğun hukuki dayanağı, davacının yararlanması gereken toplu iş sözleşmesinin tespiti, alacakların hesaplanması ve faiz oranının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Fazla çalışma ve cumartesi çalışması alacağının hesaplanmasında tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları sürelerin dikkate alınmaması, ödeme günü gelmemiş ikramiye alacağının hesaplanması ve toplu iş sözleşmesinin bitiş tarihinden sonraki alacaklara yasal faiz yerine toplu iş sözleşmesine dayalı faiz uygulanması hataları gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1306 E., 2022/2265 K.

KARAR : Davalıların istinaf başvurularının esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. İş Mahkemesi

SAYISI : 2016/777 E., 2019/680 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine, davacının vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.02.2007 tarihinden itibaren arıza, bakım ve onarım servislerinde çalıştığını, dava dışı alt işverenler ile kurulan ilişkinin muvazaalı olduğunu, bu hususun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu raporu ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, dava dışı Boğaziçi Elektrik ve Dağıtım AŞ'nin (BEDAŞ) asıl işveren olduğunu, özelleştirme sonrasında dava dışı BEDAŞ'ın kamuya ait tüm hisselerinin davalıya devrolduğunu, BEDAŞ'ın tüzel kişiliğinin devam ettiğini, tüm işçilerin iş sözleşmelerinin davalı Beda Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri AŞ'ye (BEDA AŞ) devredildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin de 01.09.2013 tarihinde davalı Şirkete devredildiğini, müvekkilinin 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, bir ay içerisinde 2 hafta tatilinde çalışmasına devam ettiğini, müvekkilinin üyesi olduğu sendika ile imzalanan 14 ve 15. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri'nden müvekkilinin yararlandırılmadığını ileri sürerek ilave tediye, fazla çalışma, fark ücret, sosyal yardım, ikramiye, iş güçlüğü tazminatı, bakım tazminatı, gıda yardımı, elektrik yardımı, cumartesi çalışma zammı, pazar çalışma zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının alacak taleplerinin belirlenebilir olduğunu ve davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, BEDA AŞ’nin kurulmasından önce BEDAŞ’ın tarafı olduğu toplu iş sözleşmelerinden BEDA AŞ'nin sorumlu tutulamayacağını, davalı Şirketin 2013 yılının Mayıs ayında kurulduğunu, davacının dava dışı BEDAŞ yönünden alınmış olan kararların davalı Şirket için de sonuç doğurması gerektiğine dair taleplerinin kabul edilemeyeceğini, davacının hiçbir dönem BEDAŞ işçisi olarak çalışmadığını; dolayısıyla davalının bu alacaklardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, devir öncesi ve sonrasında davalı Şirkette başvurusu olan ve dayanışma aidatı ödeyen işçisinin olmadığını, bu nedenle davacının talep ettiği sendikal haklara hak kazanamadığını, davalılar ile dava dışı şirketler arasında muvazaa bulunmadığını, muvazaa kabul edilse dahi davacının sendikal haklardan yararlanabilmesi için sendikaya üye olması ve bu üyeliğin işverene bildirilmesi gerektiğini, talep edilen sendikal alacaklardan davacının yararlanamayacağını, davacının faiz taleplerine itirazlarının olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul 1. İş Mahkemesinin 2011/681 Esas, 2013/16 Karar sayılı kararı ile; dava dışı BEDAŞ ile BEDAŞ'tan hizmet alım ihalesi ile iş üstlenen şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair tespitte bulunan 10.05.2011 tarihli İş Teftiş Kurulu İnceleme Raporuna karşı açılan itiraz ve muvazaalı bir işlem olmadığının tespitine dair davada davanın reddine karar verildiği, buna göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davacının başlangıçtan itibaren dava dışı BEDAŞ'ın işçisi sayılması gerektiği, davacının sendika üyeliğinin işverene bildirildiği, muvazaa nedeniyle davacının baştan itibaren dava dışı BEDAŞ işçisi sayılmasının sonucu olarak davacıya uygulanan haklar ile BEDAŞ işçisi olarak çalışanlara uygulanan haklar arasındaki farkı ya da hiç ödenmeyen alacakları talep ... bulunduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; hüküm altına alınan alacaklara en yüksek işletme kredisi faizi yerine yasal faiz işletilmesinin ve faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, bakım tazminatı alacağının hesaplanmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesinde belirttiği hususlarla birlikte davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin kabulü ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, davacı ile menfaat birliği içinde ola, duyuma dayalı ve çelişkili tanık beyanları esas alınarak fazla çalışma ücretinin hesaplanamayacağını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kesinleşmiş Mahkeme kararı uyarınca davacının başından itibaren BEDAŞ işçisi sayılması gerektiği, dosya kapsamına göre fazla çalışma ücretinin doğru hesaplandığı, ilave tediye alacağının doğru bir şekilde özelleştirme tarihine kadar hesaplandığı, Mahkemece hüküm altına alacaklara yasal faiz değil en yüksek banka mevduat faizinin uygulandığı, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerektiği, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılması sebebiyle dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, toplu iş sözleşmesinde bakım tazminatının vardiyalı çalışanlar için öngörüldüğü, davacının ise vardiyalı çalışan olmadığı belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle birlikte toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonraki dönem yönünden hesaplanan alacaklara yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalılar ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna göre davalıların davacının talep ettiği alacaklardan sorumlu olup olmadığı, sorumluluğun hukuki dayanağı, davacının yararlanması gereken toplu iş sözleşmesinin tespiti, alacakların hesaplanması ve faize ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci, 32 nci ve 41 inci maddeleri.

3. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

4. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hükme esas alınan 26.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti ile cumartesi günleri çalışmadan kaynaklı ücret alacağı 01.6.2013-29.07.2016 tarihleri arasındaki dönem esas alınarak hesaplanmıştır. Ancak davacı tanıklarının beyanlarından çalışmalarının 2013 tarihine kadar olduğunu bildirdikleri anlaşılmaktadır. Tanıkların beyanlarına davacı ile birlikte çalıştıkları süreler dikkate alınarak değer verilmelidir. Bu hâlde Mahkemece tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süre tespit edilerek fazla çalışma ücreti ile cumartesi çalışması alacağının bu husus dikkate alınarak hesaplanması gerekmektedir.

3. Toplu iş sözleşmesinde, işçilere 8 Nisan, 18 Eylül ve 20 Kasım tarihlerinde ikramiye ödemesi yapılacağı düzenlenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava tarihi olan 29.07.2016 tarihi itibarıyla henüz ödeme günü gelmemiş olan 8 Nisan tarihinden sonraki dönemler yönünden ikramiye alacağının hesaplanması hatalıdır.

4. 15. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin bitim tarihi olan 28.02.2015 tarihinden sonra hesaplanan alacaklar toplu iş sözleşmesinden değil sona eren toplu iş sözleşmesinin art etkisinden kaynaklandığından bu dönemden sonra hesaplanan alacak tutarlarına yasal faiz işletilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin hüküm kurulması da hatalı olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.