Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13077 E. 2025/484 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Görevsizlik kararıyla iş mahkemesine gönderilen ve dava şartı arabuluculuk uygulamasının başladığı tarihten önce açılan bir davada, arabuluculuk şartının aranıp aranmayacağı ve davalı ...'ın dava konusu alacaktan sorumlu olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi gereğince dava şartı arabuluculuk uygulamasının başladığı tarihten önce açılan ve görevsizlik kararı nedeniyle yargılamasına görevli iş mahkemesinde devam edilen davada arabuluculuk şartı aranmayacağı ve davalı ...'ın haksız fiile iştirak ettiğine dair yeterli delil bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/232 E., 2024/1292 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/55 E., 2023/220 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekilinin Mersin 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde; davalılardan ...’un, hazır beton ve çimento sektöründe ülkenin en büyük şirketlerinden birisi olan davacı Şirketin Mersin’de bulunan fabrikasında 01.10.2012 ile 13.03.2015 tarihleri arasında muhasebe elemanı olarak çalıştığını, Yenihal Hazır Beton Tesisi yöneticisi olan S.B.A'nın 10.03.2023 tarihinde bilgisayar SAP Muhasebe Sistemine gerçekte kendilerince böyle bir masraf sarf edilmediği hâlde davalı ... kullanıcısı tarafından masraf kalemi olarak giriş yapıldığını fark ederek durumu Şirketin Fabrikasının muhasebe müdürü olan M.A’ya bildirmesi üzerine şirket muhasebe kayıtlarında başlatılan detaylı incelemede yazılı savunması talep edilen davalı ...'un 2014 yılının ilk aylarından itibaren sistemli olarak şirketin muhasebe sisteminde suistimal ve usulsüzlük yaptığını, davacı Şirketin muhasebe sisteminin adı olan SAP Programında yer alan Arızi Satıcılar bölümüne diğer davalı ...’ı tanımladığını, bu kişiye Garanti Bankası Pozcu/Mersin Şubesinde hesap açtırdığını ve olmayan bir hizmet üzerinden şirket hesaplarından ödeme kaydı oluşturduğunu, bu hesaba sistemli bir şekilde yaklaşık 400.000,00 TL civarında para aktardığını kabul ve beyan ettiğini, davacı Şirket tarafından yapılan tespitlerde bu tutarın 510.000,00 TL civarında olduğu görülmüşse de yargılama esnasında yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile ... tarafından haksız şekilde aktarılan tutarların net olarak tespit edilebileceğini, ... Ortak Hizmet Müdürlüğünde görev yapmakta olan davalı ... tarafından ... muhasebe kayıtlarında Arızi Satıcılar kodu altında davalı ... adına fiktif fatura kaydı yapmak suretiyle 2014 ile 2015 yılları arasında toplam 323 adet işlem ile 510.291,00 TL tutarın hesaba aktarımı şeklinde gerçekleştirilen haksız fiilleri neticesinde davalıların sebepsiz şekilde zenginleşmeleri suretiyle davacı Şirketin zarara uğratıldığını ileri sürerek söz konusu zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı işyerinden yapılan para çıkışı konusunda ne yetkisinin, ne de bu amaçla yapılmış bir eyleminin bulunmadığını, çocukluk arkadaşı olan diğer davalı ... tarafından hesabına gönderilen paraları elden kendisine teslim ettiğini ve karşılığında kendisine hiçbir menfaat sağlamadığını, davalı ...'a bu paranın kaynağını sorduğunda; “kaçak iddia” kaynaklı para kazandığını ve kendi hesaplarının sorunlu olduğunu, para kesilmemesi için bu yolu bulduğunu açıkladığını, müvekkilinin de çocukluk arkadaşı olan davalı ... ile aralarındaki güven ilişkisi nedeniyle, hesabına gönderilen paranın nereden geldiğini sorma ve hesaplarını kontrol etme ihtiyacı hissetmediğini, müvekkilinin yapılan transferlerden hiçbir şekilde kazanç sağlamadığını, sadece arkadaşına yardımcı olmak amacıyla hareket ettiğini, kendi adına kesildiği iddia edilen fiktif faturalardan hiçbir şekilde haberinin olmadığını, bu nedenle müvekkilinin oluşan zarardan ve zararın tazmininden sorumlu tutulmaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'un 01.10.2012 tarihinden 13.03.2015 tarihine kadar davacı ... Çimento Şirketinde muhasebe elemanı olarak çalıştığı, şirkete ait SAP isimli bilgisayar programında diğer davalı ... adına cari hesap oluşturduğu, 01.05.2014 ile 07.03.2015 tarihleri arasında 323 adet ve 510.291,00 TL tutarında hayali fatura girişi yaptığı, şirketin Akbank İstanbul hesabından davalılardan ...'ın Garanti Bankasındaki hesabına şirketin 29.05.2014 - 10.03.2015 tarihleri arasında 70 seferde 510.291,00 TL tutarında para havalesi yapıldığı, davalının banka hesabına bu tutarların davalı tarafından parça parça çekildiğinin bilirkişi raporu, davalıların kabulü ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile sabit olduğu, davalılardan ...'un davacı Şirket ile arasındaki hizmet ilişkisi nedeniyle kendisine verilen görevi yaparken kullanılan sistemin açıklarından yararlanarak diğer davalı ... adına gerçekte olmayan mal ve hizmet alımlarına ilişkin hayali faturalar girerek bedellerini davalı ...'ın hesabına yatırılmasını sağlayacak şekilde işlem yaptığı,suç teşkil eden haksız fiil sebebiyle davacının haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, davacı vekilinin dava dilekçesi ile faiz talebinde bulunmayıp ıslah suretiyle faiz talebinde bulunduğu, davalı ... vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunduğu, davaya konu ... suç teşkil ettiğinden ve ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinden zamanaşımı def'inin yerinde olmadığı, davalı ...'ın da banka hesabını kullanarak gelen havaleleri alması ve banka hesabından çekmesinden ve çekilen paraları kullanmasından dolayı ... ve ...'ın talep edilen 510.291,00 TL tutardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacı şirketin muhasebe kayıtlarına usulsüz fatura girişleri yapmak suretiyle haksız ödeme yapılmasını temin eden kişinin diğer davalı ... olduğu, davalının isnat edilen fiili işlediğini Mersin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/84 Esas, 2020/279 Karar sayılı dosyasına kayıtlı olarak açılan ceza davasında alınan savunmasında kabul ederek pişman olduğunu beyan ettiğini, davalı ...’ın suça iştirak ettiğine ve parayı bankadan kendisinin çektiğine dair hiçbir delil bulunmadığı hâlde onun hakkında da mahkumiyet kararı verilmesinin hatalı bulunduğunu, davalı ...’ın yalnızca arkadaşına duyduğu güven ile bankamatik kartını ...’a vermiş olması nedeniyle dosyalara dâhil olduğunu,

2. Davalı ...’ın davacı Şirkette hiçbir görevinin olmadığını, dolayısıyla taraflar arasında iş ilişkisine dayalı bir bağın bulunmadığını bu anlamda davalıların birlikte hareket ettiklerinin söylenemeyeceğini,

3. Davanın önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını ve dosyanın görevsizlik kararı üzerine İş Mahkemesine gönderildiğini, dava şartı olan arabuluculuk son tutanağının, dosya 26.04.2023 tarihinde karara çıkmasına karşın 13.06.2023 tarihinde dosyaya sunulmuş olduğunu buna göre usuli eksikliğin dosya karar çıktıktan sonra tamamlanmaya çalışıldığını oysa davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi gereğince dava şartı arabuluculuk uygulamasının başladığı 25.10.2017 tarihinden önce açılan ve görevsizlik kararı nedeniyle yargılamasına görevli İş Mahkemesinde devam edilen davanın dava şartı arabuluculuğa tâbi olup olmadığı, dava konusu alacaktan dolayı davalı ...’ın sorumlu tutulup tutulamayacağı hususlarına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.