Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13165 E. 2025/1061 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacının ücret alacağından sorumlu olup olmadığı ve davacının davalı şirkette çalışıp çalışmadığı noktasında husumetin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, dava konusu ücret alacağından sorumlu olmadığı ve davacının davalı şirkette çalıştığına dair yeterli ve geçerli delil bulunmadığı, ayrıca davalı şirketin geminin donatanı ve işleteni olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, 09.11.2010 tarihinde davalının işlettiği M/V ...-N isimli gemide kaptan olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinde işveren olarak her ne kadar ... ... Limited unvanlı Şirket yer almakta ise de davacının çalıştığı söz konusu geminin işleticisinin davalı Şirket olduğunu, aylık ücretinin 6.000,00 USD olduğunu, ücret alacağı ile yıllık izin ücreti alacakları ödenmediği için icra takibi başlattıklarını, ancak davalı Şirket tarafından borca itiraz edilmesi ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette herhangi bir şekilde istihdam edilmediğini ve müvekkili nezdinde çalışmadığını, müvekkili Şirketin gemi maliki olmadığı gibi gemi işletmecisi de olmadığını, sadece ... ... Limited isimli Şirkete ait olan ve aynı Şirket tarafından işletilmiş M/V ...-N isimli gemiye bazı seferlerde yük bulduğunu ve yükü taşıtmak isteyen ile gemi sahibi arasında aracılık ettiğini, kesinlikle adı geçen gemiyi işletmediğini, haricen öğrendiğine göre davacının 1,5 ay çalıştıktan sonra işten ayrıldığını, yaptığı işin niteliği gereği belirli süreli iş sözleşmesiyle çalışmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 29.03.2016 tarihli kararıyla; davacının ücretinin ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça ödemeye ilişkin olarak herhangi bir belge ya da delil sunulmadığı, davalı tarafından davacının sözleşmesinin feshedildiğine ilişkin bir belge olmadığı için sözleşme devam ettiği sürece davalı tarafından davacının ücretinin ödenmesi gerektiği, iş sözleşmesinin 6. maddesine göre ve davacının çalıştığı süreye göre 7,5 gün yıllık izin hakkı olduğu ve davalı tarafından bunun ödenmediği, davalının takibe itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu kanaatine varıldığından davalı borçlunun icra takip dosyasına haksız olarak yaptığı itirazının iptali ile icra takibinin devamına karar verilerek davalı aleyhine %20 oranında inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 29.03.2016 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.09.2019 tarihli ve 2016/22164 Esas, 2019/15464 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki verilerin, davacının 854 sayılı Deniz İş Kanunu'na (854 sayılı Kanun) tâbi olup olmadığını belirlemeye yeterli olmadığı, gemiadamının 854 sayılı Kanuna tâbi olmaması hâlinde uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'na (6098 sayılı Kanun) göre çözüleceğinden 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) yürürlüğe girdiği 25.10.2017 tarihinden sonra açılan davaların 7036 sayılı Kanunu'nun 5/1-(a) hükmü uyarınca iş mahkemelerinde görüleceği, buna göre 854 sayılı Kanun'un 1. maddesindeki unsurlara göre gerekli araştırma yapılarak davacının 854 sayılı Kanun'a tâbi olup olmadığının tespiti ile Mahkemenin görevi hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin 28.04.2023 tarihli kararıyla; 854 sayılı Kanun'un 1. maddesinde ''Bu kanun denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonilatoluk gemilerde bir hizmet akti ile çalışan gemiadamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır.'' düzenlenmesinin yer aldığı, İstanbul Liman Başkanlığına yazılan müzekkere cevabında geminin Türk bayrağında kayıtlı olmadığının tespit edildiğinin bildirildiği, dava dışı ... Denizcilik ve Taşımcılık Ticaret Ltd. Şti.ne (... Denizlik Şirketi) yazılan müzekkere cevabında ise geminin ... bayraklı olduğunun yer aldığı, geminin yabancı bayraklı olması nedeniyle 854 sayılı Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca davacının 854 sayılı Kanun hükümlerine tâbi olmadığı, 6098 sayılı Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, bozma ilâmında da yer aldığı üzere davanın 25.10.2017 tarihinden önce açılmış olması nedeniyle görevli mahkemenin genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğuna ve Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tasfiyeye giren ve ticaret sicil kaydı terkin olunan davalı Şirketin, eldeki dava dosyasına ilişkin olarak "ticaret siciline ihyasına” karar verildiği, İstanbul Liman Başkanlığına yazılan müzekkere cevabında, davacının çalıştığı geminin geminin Türk bayrağında kayıtlı olmadığı, ayrıca davalı adına kayıtlı herhangi bir gemiye rastlanılmadığının belirtildiği, ... adlı bilgi sistemi üzerinde yapılan araştırma neticesinde yazı ekinde ... ve ... N adlı gemilerin ... ve . ... Grenadines bayraklı olduğu, davalı Şirketin 14.11.2010 tarihinden itibaren “...” olduğunun yer aldığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1320/1 hükmünde "işleten" ve "yönetici" kavramlarının birbirinden farklı kavramlar olduğunun vurgulandığı, 1993 tarihli Milletlerarası Sözleşme'nin 4. maddesinde yönetici terimine karşılık olarak "manager", işleten terimine karşılık ise "operator" kelimesi kullanılmış olup gerek Türk hukukunda gerekse uluslararası hukukta aynı kavramların kullanıldığı, atıf yapılan kaynaklar ve toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları uyarınca davalı Şirketin davaya konu geminin donatanı ve işleteni olmadığı ve davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Sadece doktrinden alıntılara yer verilen kararın gerekçesiz olduğunu, husumete ilişkin herhangi bir kanun hükmüne ve dosyadaki somut delillere dahi atıf yapılmadığını, davalı Şirketin talep konusu ücret alacağından sorumlu olduğunu, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede işveren yabanci Şirket olarak yer almış olsa ve davalı Şirket, müvekkilin çalıştığı geminin ISM Managerı -yöneticisi- olarak görünse de dosya kapsamındaki tüm deliller ve dinlenilen tanık beyanlarının müvekkilinin iş ilişkisinin esasen davalı ile olduğunu, ücretlerini direkt davalıdan aldığını ve müvekkilin çalışma koşullarını davalın belirlemiş olduğunu ispatladığını,

2. Dosya kapsamında dinlenilen ve davalı ile husumeti olmayan dava dışı Şirket çalışanı tanığın "maaşlarının çalıştığı şirketçe ödendiğini, ancak personelin çalışma şartları ve koşullarının davalı şirket tarafından belirlendiğini" ifade ettiğini, müvekkilin esas itibarıyla davalı ile iş ilişkisinin bulunduğunu,

3. Davalı işverenin, müvekkilinin çalışma koşullarını bizzat belirlemesi ve ücretini ödemesine rağmen, müvekkiline imzalatmış olduğu matbu bir sözleşme vesilesiyle uyuşmazlığın tarafı olmaktan kurtulmak istediğini, davalı Şirketin davacının çalıştığı geminin işletmesini yaptığını, ihtiyati haciz taleplerinin hukuka ve kanuna aykırı biçimde reddedildiğini,

4. Mahkemece eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, davacının hizmet ilişkisini kimle kurduğu, hizmet kapsamındaki talimatlarını ve ücretini kimden aldığının gözetilmediğini,

5. ....com adlı uluslararası gemi ve gemicilik şirketi platformunda yapılan araştırmada, davalı Şirket ile iş sözleşmesinde "işveren" olarak gözüken yabancı Şirketler arasındaki organik bağı ispatlayabilecek belgelere ulaştıklarını ve internetten aldıkları görselleri sunduklarını, ... Ltd. isimli yabancı Şirketin adresinin, davalının güncel unvanı olan ... Denizcilik Şirketinin adresiyle aynı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı Şirketin dava konusu ücret alacağından sorumlu olup olmadığı ve davacının davalı Şirket nezdinde çalışıp çalışmadığının yöntemince ispat edilip edilmediği konularına ilişkindir.

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2 hükmü atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi ile 439/2 hükmünde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.