Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13219 E. 2024/16114 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Başmüdür ünvanlı idari hizmet sözleşmeli personelin kamu görevlileri sendikasına üye olup olamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, 4688 sayılı Kanun'un 15/1-c maddesi kapsamında sendika üyesi olamayacak kamu görevlilerinden sayıldığı ve Anayasa Mahkemesi'nin ilgili kararının yürürlük tarihinin henüz gelmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... AŞ ... Başmüdürlüğünde idari hizmet sözleşmeli personel olarak başmüdür ünvanı ile çalıştığını, Birlik Haberleşme ve İletişim Çalışanları Sendikasına üye olmak isteyen davacının üyelik formunu düzenleyerek başvuru yaptığını ve bu başvurunun Sendika Yönetim Kurulunun 23.11.2023 tarihli ve 2014 sayılı kararı ile kabul edildiğini, davalı tarafça 30.11.2023 tarihli yazı ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun (4688 sayılı Kanun) "Sendika üyesi olamayacaklar" başlıklı 15/1-c hükmü kapsamında başmüdür ünvanı ile davacının kamu görevlileri sendikasına üye olmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, davacının görevi ile ilgili tüm iş ve işlemlerde tek başına politika belirleme işlevi olmadığı gibi tümüyle Genel Müdürlüğe bağlı olduğunu, tek başına kamu gücünü kullanmasının söz konusu olmadığını, bu nedenle de sendika üyeliğinin yasaklanmasının başta 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere diğer kanunlara açıkça aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle müvekkilinin kamu görevlileri sendikalarına üyeliğinin ve üye olabileceğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının başmüdür olarak İl Teşkilatının en üst amiri konumunda olduğunu, 4688 sayılı Kanun'un 15/1-c hükmünde sayılan kamu görevlilerinden olduğundan sendika üyesi olmasının mümkün olmadığını, Şirketin İl Teşkilatında aynı zamanda Teşkilat Disiplin Kurulunun da başkanı olduğunu, maiyetinde bulunan memurların disiplin işlemlerinde karar verici konumunda olduğunu, bu anlamda herhangi bir sendikaya üye olmasının tarafsızlığını ve objektifliğini zedeleyeceğini, sendikaya üye olmasının yasal düzenlemenin amacına da aykırı olacağını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda davacının 4688 sayılı Kanun'un 15/1-c hükmünde sayılan kamu görevlilerinden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesinde belirttiği ve istinaf dilekçesinde tekrar ettiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 4688 sayılı Kanun kapsamında sendika üyelik hakkının tespiti istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Anayasa Mahkemesinin 07.12.2023 tarihli ve 2018/117 Esas, 2023/212 Karar sayılı kararının yürürlük tarihinin 04.06.2025 olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.