"İçtihat Metni"
(BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR)
I. BAŞVURU
Başvurucu vekili dilekçesinde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 30.05.2024 tarihli ve 2020/914 Esas, 2024/1283 Karar sayılı kararı ile; müvekkilinin işe başlatılmamakla meydana gelen fesih tarihindeki ücret ve sosyal hakların artışından kaynaklanan ihbar tazminatı farkı alacağının reddine karar verildiğini, aynı talebe ilişkin olarak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27, 41, 51 ve 52. Hukuk Dairelerince davacı işçilerin işe başlatılmamakla meydana gelen fesih tarihindeki ücret ve sosyal hakların artışından kaynaklanan ihbar tazminatı farkı taleplerinin kabul edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunduğu gerekçesiyle dosyanın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Yargıtaya gönderilmek üzere Başkanlar Kuruluna gönderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 18.10.2024 tarihli ve 2024/35 Esas sayılı kararı ile; geçersiz fesih tarihinde tam ve eksiksiz olarak ihbar tazminatı ödemesi yapılan hâllerde işe iade davasının işçi lehine sonuçlanması sonrasında fark ihbar tazminatı istenip istenemeyeceği konusunda, 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen nitelikte bölge adliye mahkemelerinin kesin kararları arasında uyuşmazlık bulunduğu, işçinin geçersiz fesih tarihindeki giydirilmiş ücreti üzerinden tam ve eksiksiz olarak ihbar tazminatı ödenmesi hâlinde işverenin işe başlatmama suretiyle fesih tarihindeki giydirilmiş ücret üzerinden fark ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmadığı değerlendirilerek uyuşmazlığın giderilmesi bakımından dosyanın Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29.Hukuk Dairesinin 30.05.2024 Tarihli ve 2020/914 Esas, 2024/1283 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya geçersiz sayılan fesihle birlikte net 20.187,88 TL ihbar tazminatı ödendiği, davalının ihbar yükümlülüğünü ilk fesih sırasında yerine getirmiş olduğu bu nedenle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tekrar ihbar öneli verilmesi veya işe başlatılmadığı tarihteki ücret üzerinden ihbar tazminatı hesaplanarak daha önce ödenen ihbar tazminatının mahsubu ile fark ihbar tazminatının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 29.09.2022 Tarihli ve 2019/3648 Esas, 2022/94 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının brüt ücretinin yemek ücret ve bireysel emeklilik katkı payı dikkate alınarak belirlenmesinin yerinde olduğu ve bilirkişi raporu doğrultusunda kıdem ve ihbar tazminatı farklarının hüküm altına alınmasında hata bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 19.01.2022 Tarihli ve 2019/1051 Esas, 2022/1718 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının bireysel emeklilik katkı payı ve yemek ücreti yönünden yasal faiz talep etmesine rağmen en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesinin hatalı olduğu, davalının diğer istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.
D. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin 04.07.2024 Tarihli ve 2021/1514 Esas, 2024/1399 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının davacıyı usulüne uygun başvurusuna rağmen süresi içerisinde işe başlatmadığı bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatı yönünden fark alacakları ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.
E. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin 04.07.2024 Tarihli ve 2021/1508 Esas, 2024/1398 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının davacıyı usulüne uygun başvurusuna rağmen süresi içerisinde işe başlatmadığı bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatı yönünden fark alacakları ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.
F. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesinin 06.10.2022 Tarihli ve 2021/1601 Esas, 2022/1348 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının emsal çalışana göre tespit edilen aylık ücret miktarı gözetildiğinde davacının hükmedilen alacaklara hak kazandığı, kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin avans olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.
G. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 52. Hukuk Dairesinin 27.06.2024 Tarihli ve 2024/1215 Esas, 2024/1243 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; geçersiz sayılan fesih tarihi olan 31.05.2016 tarihinde ihbar tazminatının vekâlet ücretinin hatalı belirlenmesi sebebiyle eksik ödendiği, davacının işe iade kararı sonrasında başvurusuna rağmen davalı tarafından işe başlatılmadığı ve 10.12.2018 tarihinde ihbar tazminatının yine eksik olarak ödendiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Uyuşmazlık, bildirim süresine ait ücret peşin ödenerek iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açtığı işe iade davası lehine sonuçlandığı hâlde işe başlatılmayan işçiye, fark ihbar tazminatı ödenmesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
B. İlgili Hukuk
1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Kanun'un 35inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
2. Söz konusu maddenin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
4. Dairemizin 15.05.2023 tarihli ve 2023/6993 Esas, 2023/7149 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şu şekildedir:
"...
Uyuşmazlığın esasına yönelik değerlendirmeden önce, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine dayanan taleplerle ilgili olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verdiği sırada, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda veya ne şekilde giderilmesi gerektiğine yönelik görüş bildirip bildiremeyeceği ele alınmalıdır. İlgili hükümde, uyuşmazlığın giderilmesinin gerekçeli olarak istenmesi üzerine bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun kendi aralarında toplanacakları ve kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini isteyecekleri düzenlenmiştir. Kanun'daki 'kendi görüşleri' ifadesinden anlaşılması gereken husus, başkanlar kurulunun bölge adliye mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönündeki görüşüdür. Uyuşmazlığın giderilmesinin gerekip gerekmediği veya hangi daire kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği yönündeki karar, Yargıtay ilgili hukuk dairesince verilir. Keza ilgili daire uyuşmazlığı mutlaka uyuşmazlık konusu daire kararları çerçevesinde ele alıp gidermek zorunda değildir. Gerektiği takdirde uyuşmazlığın, bölge adliye mahkemesi kararlarında belirtilen gerekçelerden farklı gerekçe ile de giderebilir. Başkanlar kurulunun uyuşmazlığın hangi bölge adliye mahkemesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyması, ilgili yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi yargısal bir faaliyette bulunulması anlamına geleceğinden yerinde de değildir.
C. Değerlendirme
1. Uyuşmazlığın esasına yönelik değerlendirmeden önce, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine dayanan taleplerle ilgili olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verdiği sırada, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda veya ne şekilde giderilmesi gerektiğine yönelik görüş bildirip bildiremeyeceği ele alınmalıdır. Dairemizin, ilgili hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen kararında da açıklandığı gibi başkanlar kurulunun uyuşmazlığın hangi bölge adliye mahkemesinin kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği konusunda bir görüş ortaya koyması, ilgili yasal düzenlemeye aykırıdır. Aynı zamanda yargısal bir faaliyette bulunulması anlamına geleceğinden de yerinde değildir. Somut olayda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunca daire kararları arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, uyuşmazlığın hangi daire görüşü doğrultusunda giderilmesi gerektiğinin belirtilmesi isabetsiz olup eleştirilmesi gerekmiştir.
2. İkinci olarak, kanun yolu kavramı ve hukukumuzdaki kanun yollarına öz olarak değinmek faydalı olacaktır. Mahkemece tesis edilen nihai kararın hatalı olduğu iddiasıyla bu kararın bir üst mahkemece denetlenmesi, tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi amacıyla başvurulan hukuki kurum kanun yolu olarak tanımlanabilir.
3. Medeni usul hukukumuzda kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
4. Mahkemece tesis edilen nihai kararın kesinleşmesine engel olan ve kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak başvurulan kanun yolları, olağan kanun yolları olarak ifade edilebilir. Olağan kanun yolları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup hukukumuzda, istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu mevcuttur.
5. Olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümler yönünden söz konusu olan kanun yollarıdır. Burada misal olarak yargılamanın iadesi yolu zikredilebilir. Belirtmek gerekir ki bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi bir kanun yolu değildir. Bu itibarla, söz konusu hukuki kurumun, başvuru konusu bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin olma niteliğine ve bu kararların hukuki sonuçlarına herhangi bir etkisi söz konusu olmayacaktır.
6. Bu açıklamalara göre, bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır.
7. İnceleme konusu uyuşmazlıkta, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi ile 27, 41, 51 ve 52. Hukuk Dairelerinin kararları arasında çelişki bulunduğu belirtilerek çelişkinin giderilmesine dair talep Dairemize iletilmiş ise de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca aynı konuya ilişkin talep Dairemize iletilmiş ve Dairemizin 30.10.2023 tarihli ve 2023/18119 Esas, 2023/16274 Karar sayılı kararı ile “uyuşmazlığın; bildirim süresine ait ücret peşin ödenerek iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açtığı işe iade davası lehine sonuçlandığı hâlde işe başlatılmayan işçiye, fark ihbar tazminatı ödenmesinin gerekmediği yönündeki istanbul bölge adliye mahkemesi 24. hukuk dairesinin 21.11.2022 tarihli ve 2019/3044 esas, 2022/2172 karar sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine” karar verilmiştir. Başvuru konusu uyuşmazlık hakkında Dairemizce daha önce karar verilmiş olduğundan, aynı uyuşmazlık ile ilgili olarak yeniden bir karar verilmesi söz konusu değildir.
8. Tüm bu hususlar karşısında, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
V. KARAR
1. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.