Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13446 E. 2025/1089 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı dönemdeki ücretinin hangi para birimi üzerinden (USD veya Euro) ödeneceği, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin hesaplanıp ödenip ödenmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile imzalanan iki sözleşmeden hangisinin önce yapıldığı belli olmamakla birlikte, davacıya çalışma süresince Euro üzerinden ücret ödendiği ve buna itiraz etmediği, dolayısıyla tarafların iradesinin fiili duruma uygun olan sözleşmenin uygulanması yönünde olduğu, bu sebeple davacının ücretinin USD değil Euro üzerinden hesaplanması gerektiği, ayrıca fazla mesai ücretinin sözleşmeye göre sabit ücrete dahil olup olmadığının da değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve davalıların istinaf başvurusunun reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalıların Cezayir'deki projesinde alet operatörü olarak 04.09.2014-27.01.2017 tarihleri arasında aylık net 2.624,00 USD ile çalıştığını, ancak ücretinin Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) sözleşmesine aykırı olarak Euro olarak ödendiğini ve bu sebeple eksik ödendiğini, haftanın 7 günü 2 vardiya olarak 05.00-15.00 ve 08.00-20.00 saatleri arasında çalışıldığını, 15 gün gece 15 gün gündüz vardiyasında çalıştığını, haftanın 5 günü dörder saat fazla çalışma yapıldığını, ayda 2 hafta tatili günü çalıştığını, dinî bayramların bir günü hariç diğer tüm ulusal bayram ve genel tatil günleri çalışıldığını, ücret bordrolarında yapılan tahakkukların düşük ücret üzerinden yapıldığını belirterek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile bu alacakların fark alacaklarının ve ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının ... İnşaat Ltd. Şti.-... İnşaat ...Ortaklığı bünyesinde Cezayir ülkesindeki işyerinde alet operatörü olarak ve en son aylık net 1.600,00 Euro ücret karşılığında çalıştığını, davacının ücret bordrolarını ihtirazı kayıt koymadan imzaladığını, aylık ücretinin 2.624,00 USD olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, İŞKUR tarafından tanzim edilen standart/matbu "Yurt Dışı Hizmet Sözleşmesi"nin dayanak edildiğini, fakat anılan belgede yer alan ücret kısmının sehven USD döviz birimi ile doldurulduğunu, davacının banka hesabına ücret ödemelerinin Euro döviz cinsinden yapıldığını, davacının ıslak imzası bulunan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 10. maddesinde aylık net ücretinin 1.600,00 Euro olduğunun yazıldığını, davacının fark ücretleri talebinin yerinde olmadığını, davacının imzasını taşıyan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 8. maddesinde kararlaştırıldığı üzere; fazla çalışma ücretinin ücrete dâhil olduğunu ve yıllık 270 saat sınırını aşan çalışmaların karşılığının ödendiğini, Cezayir'de haftalık iznin yasal olarak cuma günleri olduğunu ve kullanılmayan hafta tatili izinlerinin biriktirilerek yıllık izne eklendiğini ve bu şekilde kullandırıldığını, işçinin Türk mevzuatına göre belirlenmiş ulusal bayram ve genel tatil günlerinde, Cezayir'deki işyerinde çalışmış olmasının işçi lehine ayrıca bir ücrete hak kazandırmayacağını, davacının yasal yıllık ücretli izin hakkından daha fazlasını kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyada mevcut İŞKUR sözleşmesinde davacının aylık ücretinin net 2.624,00 USD olarak belirlendiği, ayrıca bu sözleşmenin 15. maddesinde ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde bu sözleşmedeki hakların sınırlanamayacağı, iki sözleşme arasında fark olması hâlinde işçinin lehine olan hükümlerin uygulanacağının düzenlendiği, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde ücretin 1.600,00 Euro olduğu, banka kayıtları ve ücret bordrolarında da davacının ücretinin Euro olarak ödendiği, davacı işçi lehine olan ve ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde davacı işçi lehine olan sözleşme hükümlerinin uygulanacağı İŞKUR sözleşmesinde düzenlenmiş olduğundan, davacının ücretinin tespitinde İŞKUR sözleşmesinde yazılı olan ücretin esas alınacağı, buna göre davacının ücretinin aylık net 2.624,00 USD olduğu, puantaj kayıtları ve sunulan emsal dosya/kararlara göre davacının haftanın 6 günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı, haftalık yasal çalışma süresini aşan 9 saat fazla çalışmasının bulunduğu, yukarıda açıklandığı üzere lehe olan İŞKUR sözleşmesinde fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğuna dair hüküm bulunmadığından bu doğrultuda yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, fazla çalışma tahakkuku bulunmayan imzasız ücret bordrolarının bulunduğu dönem bakımından tanık beyanlarına göre yukarıda belirlenen 9 saatin dışında 18.00'den sonraki çalışmaların ortalama 20.00'ye kadar uzadığı, günlük 1,5 saat haftalık 9 saat fazla çalışma süresi daha eklenmek suretiyle yapılan hesaplama uyarınca fazla çalışma alacağının tespit edildiği, davalı işyerinde 1 Ocak ve 1 Mayıs gününün tatil olduğu, Kurban Bayramı'nda 2,5 gün, Ramazan Bayramı'nda 1,5 gün tatil yapıldığı, diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığı, davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 03.09.2014 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde; davacının Cezayir'de alet operatörü olarak çalışacağının, yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışmaların ücretin içinde olduğunun, aylık net ücretin 1.600,00 Euro olduğunun belirtildiği, 04.09.2014 tarihli İŞKUR sözleşmesinde davacının mesleğinin ince işler formeni ve aylık ücretin 2.624,00 USD olduğunun, sözleşmenin 15. maddesinde taraflar arasında ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde bu sözleşmedeki hakların sınırlanamayacağının ve iki sözleşme arasında fark olması hâlinde, işçinin lehine olan hükümlerin uygulanacağının belirtildiği; taraflar arasında imzalanmış yakın tarihli iki sözleşme bulunduğu, ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde davacı işçi lehine olan sözleşme hükümlerinin uygulanacağını belirten İŞKUR sözleşmesinin esas alınmasının ve davacının aylık net ücretinin 2.624,00 USD olarak belirlenmesinin dosya kapsamına uygun olduğu, Mahkemece davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda, davacının yemin beyanının değil dosya kapsamında bulunan puantaj, bordro ve tanık beyanlarının esas alındığı, taraflar arasında akdedilen ve davacı lehine olduğu tespit edilen 04.09.2014 tarihli İŞKUR sözleşmesinde fazla çalışmaların ücrete dâhil olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığından yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışmaların ücrete dâhil olduğu kabul edilmeksizin, puantaj kayıtları, bordrolar, yurt dışı giriş çıkış kayıtları ile davacı tanık beyanları doğrultusunda hesaplama yapılan 02.01.2020 tarihli bilirkişi raporundaki fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ücreti alacağının hüküm altına alınmasının dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davacının kendi dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu puantaj kayıtlarının etmiş olduğu yemin ile çeliştiğini,

2. Davacının ücretinin Euro olarak belirlendiğini, sözleşmede USD ifadesinin hatalı olarak yazıldığını, hesabına her ay düzenli olarak Euro cinsinden ödeme yapıldığını, bu nedenle ücret farkı talebinin yerinde olmadığını,

3. Davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarının dikkate alınamayacağını, imzalı ücret bordrolarından ve banka kayıtlarından fazla çalışma ücreti ve diğer alacaklarının ödendiği hususunun anlaşıldığını,

4. İş sözleşmesinde belirlenen ücrete fazla çalışmanın dâhil olduğunu, mahkemenin İŞKUR sözleşmesinin çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağını belirten hükmünü ve fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğuna dair hükmünü dikkate almadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, uygulanacak hukuk, davacının ücretinin miktarı ile para birimi, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının ispatı, hesaplanması ve karşılığının ödenip ödenmediğine ilişkindir.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24/1 hükmüne göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi uyarınca; borç ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ise ve sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir. Dolayısıyla, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklıya tanınan seçimlik bir hak söz konusu olup yenilik doğurucu nitelikteki talep hakkını kullanan alacaklının artık bu tercihinden dönmesi mümkün değildir.

Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf dava dilekçesinde, ücretinin USD para birimi üzerinden kararlaştırıldığını belirterek dava konusu alacakları USD olarak talep etmiştir. Davalı taraf ise davacının ücretinin Euro para birimi üzerinden olduğunu ve bu şekilde ödendiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davacının dava konusu alacakları USD olarak hüküm altına alınmıştır.

Dosya içerisinde yer alan, 04.09.2014 onay tarihli "Yurt Dışı Hizmet Akdi" başlıklı İŞKUR sözleşmesinin 6. maddesinde ücretin aylık üzerinden 2.624,00 USD olduğu belirtilmiştir. Sözleşmenin "İkinci Sözleşme" kenar başlıklı 15. maddesi "Taraflar arasında ikinci iş sözleşmesi, bu sözleşmedeki hakların sınırlayıcı olmamak koşuluyla imzalanabilir. İki sözleşme arasında fark olması halinde işçinin lehine olan hükümler uygulanır ." şeklinde düzenlenmiştir. Taraflar arasında ne zaman imzalandığı belirli olmayan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 10. maddesinde ise aylık net ücretin 1.600,00 Euro olduğu yazılmış, sözleşmenin 8. maddesinde de yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışma ücretlerinin asıl ücrete dâhil ve aylık brüt ücretin içinde olduğu belirtilmiştir.

Davacı tanıklarından E.K. davacının aldığı ücreti bilmediğini beyan ederken diğer davacı ...K. davacının en son net 1.650,00 Euro civarında ücret aldığını belirtmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde davacı ile davalı arasında yapılan İŞKUR sözleşmesinin 15. maddesine göre davacı ile ikinci bir sözleşme yapılması hâlinde bu sözleşmedeki hakların sınırlanamayacağı, iki sözleşme arasında fark olması hâlinde işçinin lehine olan hükümlerin uygulanacağı düzenlemesine göre davacının ücretinin USD olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki İŞKUR tip sözleşmesi, ücretin hangi para birimi üzerinden ödeneceği ya da miktarı bakımından bir sınırlama içermemektedir. Sözleşmenin 15. maddesi bu noktada yapılacak bir anlaşmaya engel değildir. Bu durumda daha sonra yapılacak yeni bir iş sözleşmesi ile ilk sözleşme hükümleri değiştirilebilir. Bu şekilde ücret miktarının artırılması mümkün olduğu gibi azaltılması da mümkün olabilir. Ancak aynı konuda farklı hükümler içeren iki sözleşmeden hangisinin daha sonra yapıldığı tespit edilemiyorsa fiilî durum, tarafların ortak iradesinin belirlenmesinde dikkate alınabilir. Başka bir anlatımla; sözleşmelerden birinde yer alan asli edim niteliğindeki ücretin miktarı veya para birimi esas alınarak ödeme yapılmış olması durumunda, artık tarafların iradesinin o sözleşmeye geçerlilik tanımak yönünde olduğu kabul edilebilir.

Somut uyuşmazlıkta; davacı ile imzalanan iki sözleşmeden hangisinin daha önce yapıldığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte iş sözleşmesi devam ederken davacıya Euro üzerinden ücret ödendiği ve davacının da çalışma süresi boyunca buna itiraz etmediği dikkate alındığında, tarafların iradesi, fiilî duruma uygun olan sözleşmenin uygulanması yönündedir. Buna göre İŞKUR sözleşmesinde belirtilen ücretin fiilen uygulanmadığı anlaşılmakla; taraflar arasında anlaşılan ve uygulanan ücretin Euro olduğunun kabulü gerekir.

Taraflar arasındaki sözleşmede ücretin Euro olarak kararlaştırıldığı, ödemenin de bu para birimi üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının dava konusu alacakları USD olarak talep edemeyeceği açıktır. Ancak dava dilekçesinde alacakları yabancı para biriminden talep etmesine göre talebinin Euro olduğunun kabulü ile dava konusu alacakların değerlendirilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile davacının ücretinin USD olduğunun kabulü ile alacakların hüküm altına alınması hatalıdır.

3. Yukarıda belirtilen ve taraflar arasında geçerli olduğu kabul edilen iş sözleşmesinin 8. maddesinde, yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışma ücretinin aylık sabit ücrete dâhil olduğu kararlaştırılmıştır. Dava konusu fazla çalışma alacağı hesaplanırken, sözleşmenin ilgili hükmü yönünden de bir değerlendirme yapılarak sonuca gidilmelidir.

Davacı ile yapılan ikinci sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalılar yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.