"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin iş makinesi operatörü olarak 22.09.2010 - 26.02.2011 tarihleri arasında davalının Umman'daki, 29.07.2011 - 31.01.2014 tarihleri arasında Arabistan'daki, 01.03.2014 - 17.12.2015 tarihleri arasında Moldovya'daki, 21.03.2016 - 02.07.2016 tarihleri arasında Ukrayna'daki işyerlerinde 2.500,00 USD net ücretle çalıştığını, işverenin 3 öğün yemek ve kalacak yer temin ettiğini, sabah 06.00-18.00 arası haftanın her günü çalıştığını, bu çalışmanın haftanın 4 günü akşam 21.00'e kadar devam ettiğini, dinî bayramların ilk günü dışında tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izin kullandırılmadığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yurtdışı çalışmalarından davalı Şirketin sorumlu olamayacağını, çalıştığı şirketlerin ve davalı Şirketin ayrı tüzel kişilikleri olduğunu, davalı şirkette sadece 06.06.2013-30.06.2016 tarihleri arasında çalıştığını, davacının sözleşme ve bordrolarda görüleceği üzere 6,00 USD saatlik ücret ile çalıştığını, tüm işverenlerini ibra ettiğini, bu nedenle davacının bir alacağının olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası yapılan yargılamada, davalı tarafça dosyaya sunulan 2015 yılı Aralık ayı bordrosunda, yıllık izin ücretinde davacının saat ücretinin 8,00 USD olarak tahakkuk ettirildiği ve bu nedenle bordroda ücret tahakkukları arasında çelişki olduğu, davacı ile 2014 yılına kadar birlikte aynı işyerinde çalışan ve davacı ile menfaat birliği içinde bulunmayan tanık O.Ş'nin ise davacının 2.000,00 USD ücret aldığına dair beyanda bulunduğu, davacı tanığının beyanı, bordroda bulunan çelişki, davacının yaptığı iş ve kıdemi dikkate alındığında saatlik 8,00 USD ücretle çalıştığının kabulü gerektiği, davalının alacaklarından gerek tanık beyanları gerekse de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları dikkate alındığında davalının sorumlu olduğu, işyerinde fazla çalışma ve ve hafta tatilinde çalışıldığının sunulan hesap pusulasıyla sabit olduğu bu nedenle tanık beyanlarının başka delillerle desteklendiği ve davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının bulunduğunu ispat ettiği, davalı tarafından ileri sürülen zamaaşımı def'inin dikkate alındığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmadığı bu nedenle somut olaya Türk hukukunun uygulanmasının yerinde olduğu, davacının, 22.09.2010-26.02.2011 tarihleri arasında Umman Ülkesi'nde, 29.07.2011 - 31.01.2014 tarihleri arasında Suudi Arabistan Ülkesi'nde, 01.03.2014-17.12.2015 tarihleri arasında Moldovya Ülkesi'nde, 21.03.2016-02.07.2016 tarihleri arasında Ukrayna Ülkesi'nde 4 dönem fasılalı olarak toplam 5 yıl 7 gün süreyle çalıştığı, davacının SGK kayıtları, ... kayıtları ve tanık beyanları ile davalının davacının işvereni olduğunun sabit olduğu, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışması yaptığının davacı tarafından kanıtlandığı, ücretinin ödenmemesi nedeniyle hüküm altına alınmasının isabetli olduğu, yapılan indirimin makul düzeyde olduğu, davacının ücretinin ve giydirilmiş ücretinin yaptığı iş, meslekte geçirdiği süre dikkate alındığında dosya kapsamına uygun belirlendiği, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücretine ilişkin alacak taleplerinin belirsiz alacak davası olarak açılması nedeniyle ıslah zamanaşımına uğramadığı, dava zamanaşımı süresinin Mahkemece değerlendirildiği, kıdem tazminatının yabancı para cinsinden hüküm altına alınmasında bir sakınca görülmediği gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Alacakların zamanaşımına uğradığını,
2. Olayda Türk hukukunun uygulanamayacağını,
3. Dava dışı ... & ... Co. arasında organik bağın varlığına işaret eder tek bir delil mevcut olmamakla, davanın ... işverenliği dönemine ilişkin pasif husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini,
4. Hizmet süresinin hatalı belirlendiğini,
5. Davacı ile menfaat birliği içindeki tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceğini,
6. Giydirilmiş ücretin dosya kapsamına uygun olmadığını,
7. Kıdem tazminatının yabancı para cinsinden hüküm altına alınmasının yerinde olmadığını,
8. Davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması yaptığını ispatlayamadığını,
9. Yapılan indirimin makul düzeyde olmadığını beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacının kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacağının ispatı ile hesaplanması, davacının alacaklarından davalının sorumlu olup olmadığı, ücretin tespiti, tanık beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, kıdem tazminatının yabancı para cinsinden hüküm altına alınmasının mümkün olup olmadığı ile fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarına uygulanan indirim oranına ilişkindir.
1. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24/1 hükmüne göre maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile özellikle temyiz edenin sıfatına göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, imzalı ücret bordrolarının bulunduğu 14.08.2015- 17.12.2015 dönemi bakımından fazla çalışma alacağı belirlenirken, bordrodaki fazla çalışma saatleri ile bağlı kalınarak hesaplama yapılmış ve bordrodaki tahakkuklar mahsup edilerek sonuca gidilmiştir. Bu husus bilirkişi raporunda; "Dosya içeriğinde yer alan davacıya ait imzalı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım 2015 hesap pusulasında 35’er saat fazla mesai yapıldığı, karşılığında 315’er USD ödeme yapıldığı, Aralık 2015 hesap pusulasında 13 saat fazla mesai yapıldığı, karşılığında 117,00 USD ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Belirtilen dönemlere ilişkin imzalı ücret pusulaları dosya içeriğinde yer aldığından ilgili yıllara ilişkin hesap pusulasında belirtilen saatler dikkate alınacak olup, yapılan hesaplamalardan ödendiği belirtilen utarlar mahsup edilecektir." şeklinde açıklanmış ise de davacının fazla çalışma hesabına esas %50 zamlı ücretinin hatalı belirlendiği anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında da ifade edildiği gibi davacının saat ücretinin 8 USD olarak belirlenmesi yerinde olup bu ücretin %50 zamlı hâli 12 USD olduğu hâlde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 16 USD esas alınarak 14.08.2015- 17.12.2015 dönemine ilişkin fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması isabetsizdir.
Davalı tarafın, bu döneme ilişkin ücret miktarına yönelik temyizi yerinde olup kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.