Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13696 E. 2025/1332 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Irak'ta çalışan bir işçinin işverene karşı ihbar tazminatı, sadakat primi, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından oluşan işçilik alacakları davası.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflarca yabancı hukukun uygulanması yönünde bir talepte bulunulmadığından uyuşmazlığın Türk Hukuku'na göre çözümlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Irak'ta bulunan şantiyesinde 06.03.2015-31.03.2018 tarihleri arasında kalıpçı formeni olarak aylık net 2.750,00 USD ücretle çalıştığını, işverence üç öğün yemek ile barınma imkânı sağlandığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından işlerin azaldığı bildirilerek feshedildiğini, fesihten sonra banka hesabına bazı ödemeler yapıldığını, şantiyenin bulunduğu bölgede terör eylemleri nedeniyle işverence sadakat primi adı altında her yıl için iki aylık ücret tutarında ödeme yapıldığını, davacının ücreti net 2.750,00 USD olduğu hâlde ücret bordrolarında bu tutardaki aylık ücretin bir kısmının fazla çalışma, hafta tatili ücreti şeklinde tahakkuk ettirilerek bordrolarda aylık ücretin 1.800,00 USD olarak gösterildiğini, bordro hilesi yapıldığını, davacının ayda 2 hafta tatili gününde dinlendiğini, diğer günlerde 07.00-23.00 saatleri arasında çalıştığını, dinî bayramların ilk günü dışında kalan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, davacıya imzalatılan ibranamenin geçersiz olduğunu ileri sürerek ihbar tazminatı, sadakat primi, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hizmet süresinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre belirlenmesi gerektiğini, davacının aylık ücretinin bordrolarda yazılı olduğunu, 2.750,00 USD ücret iddiasının doğru olmadığını, davalı Şirketin sadakat primi uygulamasının bulunmadığını, fesih döneminde ihbar süresine riayet edildiğini, davacının ihbar tazminatına hak kazanmadığını, işyerinde yasal sürelerin üzerinde ve hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, davacının ibraname ve feragatname isimli belgeleri imzaladığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin feshi sonrası davacıya bir miktar kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi karşısında yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye ihbar tazminatına hükmedildiği, hesaplamalara esas alınan ücretin yerinde olduğu, davacının eksik ödenen sadakat primi alacağının bulunduğu, davacının bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği şekilde fazla çalışma yaptığı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, davalı vekilinin 29.03.2022 tarihli duruşmada uyuşmazlığın çözümünde Irak iş mevzuatının uygulanmasına dair talepleri olmadığını bildirmesi ve davacının talebi birlikte değerlendirildiğinde uyuşmazlığın Türk hukukuna göre çözümlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Alacakların zamanaşımına uğradığını,

2. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı tespitler içerdiğini, rapora itirazların gözetilmediğini, hizmet süresi ve ücret tespitinin hatalı olduğunu,

3. İşyerinde sadakat primi uygulamasının bulunmadığını, soyut tanık beyanlarına göre hüküm kurulduğunu,

4. İş sözleşmesinin davacıya ihbar tazminatı hakkı kazandıracak şekilde sona ermediğini, ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğini,

5. İşyerinde fazla çalışma yapılmadığını, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadığını, zorunlu olarak çalışılırsa karşılığı ücretlerin ödendiğini,

6. İbranamenin geçerli olduğunu ve ibraname dikkate alınarak davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, zamanaşımı, hizmet süresi, ücret miktarı, ibranamenin geçerliliği, iş sözleşmesinin ihbar tazminatına hak kazanılacak şekilde feshedilip edilmediği, hüküm altına alınan alacakların ispat ve hesaplanmasına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 24/1 hükmüne göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulü gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.