"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/189 E., 2024/1482 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 35. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/749 E., 2023/608 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Özel Güvenlik İşçileri Sendikasının (Güvenlik-Sen) diğer davalı Bakanlığa 27.10.2020 tarihinde yaptığı yetki tespit başvurusu üzerine Bakanlıkça yapılan inceleme sonunda, davalı Sendikanın müvekkili Şirkette toplu iş sözleşmesi yapmak üzere yeterli çoğunluğa sahip olduğuna ilişkin 13.11.2020 tarih ve 2589600 sayılı yetki tespit yazısının 20.11.2020 tarihinde müvekkili Şirkete tebliğ edildiğini, ancak olumlu yetki tespit yazısındaki işçi sayısının hatalı olması ve müvekkili Şirketin faaliyet gösterdiği işkolu ile davalı Sendikanın işkolunun farklı olması nedeniyle davalı Sendikanın yetki şartlarını haiz olmadığını, davalı Sendikanın müvekkili işyerinin dâhil olduğu işkolunda faaliyet göstermediğini, yetki tespit başvurusundan önce konu ile ilgili olarak İstanbul 26. İş Mahkemesinin 2019/322 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen işkolu tespitine dair davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davalı Sendikanın yasal çoğunluğu sağladığı kabul edilse dahi aynı işkolunda kurulu olmaması nedeniyle yetkili kılınmasının mümkün olamayacağını, müvekkili Şirketin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında personel çalıştırdığını beyanla yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; dava dışı Sarıyer Belediyesine ait davacı Şirketin, kendisine bağlı işyerlerinde sendikal örgütlülüğün ortadan kaldırılması ve toplu iş sözleşmesi sürecinin akamete uğratılması amacıyla yetki tespitine itiraz ettiğini, davacı işverenin yargılamayı sürüncemede bırakma çabası içindeki bekletici mesele talebinin reddi gerektiğini, davacının taleplerinin dayanaksız olduğunu, müvekkili Sendikanın Bakanlıkça yetkilendirilmesinde herhangi bir yasal düzenlemeye aykırılık bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Bakanlığın 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41. maddesi uyarınca; Bakanlığa e-Devlet kapısı üzerinden yapılan sendika üyeliği ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işçi ve işyeri bildirimleri doğrultusunda işlem yapıldığını, 6356 sayılı Kanun'da yetki tespiti aşamasında sendikaya üye olan veya istifa eden işçilerin işverene bildirileceğine ilişkin bir hüküm yer almadığını, 6356 sayılı Kanun'da işkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davaların yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacağının düzenlendiğini, 696 sayılı KHK'nın 127. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 24. maddesindeki düzenleme nazara alındığında, 6356 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan kanuna uygun olarak yetki tespiti başvurusunun 30.06.2020 tarihinden sonra yapılabileceğini, davalı Sendikanın yetki tespit başvurusunun bu tarihten sonra yapıldığını ve bu nedenle 696 sayılı KHK kapsamında işçi çalıştırılmasının yetki tespitini etkilemeyeceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davalı Sendikanın, müvekkilinin dâhil olduğu işkolunda faaliyet göstermediğini,
2. Davalı Sendikanın huzurdaki davaya konu yetki yazısını alabilmek için yeterli çoğunluğu sağlayamadığını,
3. Müvekkili Şirketin 696 sayılı KHK'ya tâbi olduğunu ve yetki tespit yazısının iptalinin gerektiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
1. Toplu iş sözleşmesi kavramı 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı 53. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip olan kişi veya kuruluşların mevzuatta öngörülen şartları sağlaması durumunda toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi olarak ifade edilebilir.
6356 sayılı Kanun'un 41/1 hükmüne göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42. maddesi şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
Yine aynı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43. maddesi de şu şekildedir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
696 sayılı KHK ile ihdas edilen, alt işveren işçilerinin sürekli işçi kadrolarına geçişine dair düzenlemeler ile bu konuya ilişkin esaslar Dairemizin 22.03.2022 tarihli ve 2022/3175 Esas, 2022/3900 Karar sayılı kararında açıklanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, ... tarafından 27.10.2020 başvuru tarihi itibarıyla işveren .... Organizasyon Temizlik Spor Hizmetleri İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ait tespit konusu işyerlerinde toplam 259 işçi çalıştığı ve davalı Sendikanın 122 üyesi bulunduğu gerekçesiyle işletme toplu iş sözleşmesi yapabilmek için davalı Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığına dair 13.11.2020 tarihli ve 2589600 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.
Dosya kapsamında mevcut bilgi ve belgelere göre tespit konusu işyerlerinin 696 sayılı KHK yürürlüğe girmeden önce alt işveren işyeri olduğu, alt işveren işyerinin asıl işveren işyerine göre farklı işkolunda kayıtlı olduğu, söz konusu KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçişi yapılan uyuşmazlık konusu alt işveren işyerinde çalışan işçilerin farklı işkolu olarak savunma ve güvenlik işkolunda yeni tescil edilen işyerinde çalışmaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.
Buna göre 696 sayılı KHK ile öngörülen ve 30.06.2020 tarihine kadar devam eden geçiş sürecinde tespit konusu işyeri yetki başvuru yasağı kapsamında yer almakla birlikte, 30.06.2020 tarihi itibarıyla farklı işkolunda yeni tescil edilen işyerinde çalışan işçiler de mevcut işyerlerinin kapsamına gireceklerdir. Bu anlamda olmak üzere esasen başlangıçtan itibaren asıl işverenin kayıtlı olduğu işkoluna dâhil mevcut işyerlerinden bildirilmesi gereken ancak istisnai düzenleme sebebiyle geçişten önceki farklı işkolunda yeni tescil edilen işyeri, kendiliğinden asıl işverenin kayıtlı olduğu işkoluna dâhil kabul edilecektir.
Nitekim 6356 sayılı Kanun’un 5. maddesi gereğince ilke olarak bir işyerinin tamamı aynı işkolunda yer alır ve yine aynı Kanun’un 4/2 hükmü gereğince bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de asıl işin girdiği işkolundan sayılır.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre işveren ..... Organizasyon Temizlik Spor Hizmetleri İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 70. maddesi kapsamında bir belediye şirketi olduğundan ve genel işler işkolunda yer aldığından, tespit konusu işyerinin de yetki başvuru tarihi itibarıyla genel işler işkolunda yer aldığının kabulü gerekmektedir. Bu itibarla tespit konusu işyeri ile aynı işkolunda yer almayan davalı Sendikaya toplu iş sözleşmesi yapabilme yetkisi verilemeyeceğinden, dava konusu olumlu yetki tespit kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Belirtilen sebeplerle, 6356 sayılı Kanun'un 43. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hükümlerin bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda tarih ve sayısı belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
1. Davanın KABULÜ ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 19.08.2020 tarihli ve 1800295 sayılı yetki tespiti kararının İPTALİNE,
2. Karar tarihi itibarıyla alınması gerekli 615,40 TL harçtan, peşin alınan 55,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 560,00 TL harcın davalı ... harçtan muaf olduğundan davalı ...'den alınarak Hazineye gelir kaydına,
3. Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 108,80 TL harcın, davalı ... harçtan muaf olduğundan davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine,
4. Davacının yatırdığı istinaf yoluna başvurma harcı 1.169,40 TL ve 2.107,80 TL temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 3.277,20 TL harcın, davalı ... harçtan muaf olduğundan davalı ...-Sen'den alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yatırılan 427,60 TL istinaf karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
5. Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan Tarife'ye göre 30.000,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
6. Davacı tarafından yapılan 1.354,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7. Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.