Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13938 E. 2025/1457 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin işçilik alacakları davasında, yabancı hukuktaki zamanaşımı sürelerinin Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığı ve hangi hukukun uygulanacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı hukukta öngörülen 1 ve 3 aylık zamanaşımı sürelerinin, işçinin hak arama özgürlüğünü kısıtlayarak Türk kamu düzenine aykırı olduğu ve bu nedenle uygulanmaması, yerine yetkili yabancı hukukun genel zamanaşımı sürelerinin, eğer onlar da kamu düzenine aykırı ise Türk hukukundaki zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin Rusya, Türkmenistan ve Azerbaycan'da bulunan muhtelif şantiyelerinde 10.10.2011-18.06.2015 tarihleri arasında makine ekipman formeni olarak aylık 2.000,00 USD ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı işyerinde çalışmadığını, husumet itirazında bulunulduğunu, alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, çalışılan ülke mevzuatının uygulanması gerektiğini, bunun yanı sıra belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacının, sözleşme hükümleri gereği tazminat talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.03.2024 tarihli kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Türkmenistan ve Rusya'da yaptığı çalışmalar yönünden taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan dava konusu alacakların ait olduğu 10.11.2011-30.07.2012 tarihleri arasındaki çalışma dönemi hakkında Türkmenistan, 30.11.2012-14.01.2015 tarihleri arasındaki çalışma dönemleri hakkında ise Rusya hukukunun, sözleşme bulunmayan dönem (25.02.2015-18.06.2015 tarihleri arası) bakımından ise Azerbaycan'da çalışıldığından mutad işyeri hukuku olarak Azerbaycan hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya İş hukukunda zamanaşımı süresinin 3 ay, Türkmenistan İş hukukunda zamanaşımı süresinin 3 ay ve Azerbaycan hukukunda zamanaşımı süresinin 1 ay olduğu, hâl böyle olunca davacı tarafın dava konusu taleplerinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Uyuşmazlığın Türk hukuku hükümlerince incelenip davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Türkiye İş Kurumu nezdinde imzalanmış matbu sözleşmeye dayanarak taraflar arasında hukuk seçimi yapıldığından söz edilemeyeceğini,

2. Davalının cevap dilekçesinde açıkça Rusya, Türkmenistan ve Azerbaycan hukuku uygulanmasına dair itirazının bulunmadığını,

3. Davalı cevap dilekçesinde ve ıslaha karşı beyan dilekçesinde dava konusu uyuşmazlığa 5 yıllık zaman aşımı uygulanması gerektiğini öne sürdüğünü, usuli kazanılmış hakkın korunması gerektiğini,

4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda zamanaşımı ya da hak düşürücü süre kavramının bulunmadığını,

5. Rusya, Türkmenistan ve Azerbaycan Medeni Kanunu/Borçlar Kanunu ve/veya Medeni Usul Hukukuna ilişkin kanun/kanunların yöntemince tercüme edilerek dosya arasına alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk ve davanın süresinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda kamu düzeni, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 5. maddesi uyarınca uygulama alanı bulmakta olup söz konusu hüküm “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hallerde Türk hukuku uygulanır.” şeklindedir.

Türk kamu düzeninin ihlali sonucunu doğuracak hâller çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali hâlinde söz konusu olmaktadır. Ancak her emredici hükmün ihlalinin veya her emredici hükmü ihlal eden bir (yabancı) kuralın, Türk kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Öyleyse iç hukuktaki kamu düzeninin çerçevesi; Türk hukukunun temel değerlerine, Türk genel adap ve ahlak anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı genel siyasete, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda (Anayasa) yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak prensiplere ve özel hukuka ait iyiniyet prensibine dayanan kurallara, medeni toplulukların müştereken benimsedikleri ahlak ilkeleri ve adalet anlayışının ifadesi olan hukuk prensiplerine, toplumun medeniyet seviyesine, insan hak ve özgürlüklerine aykırılık şeklinde çizilebilir. İç hukukta kamu düzeninin, tarafların uymak zorunda oldukları kamu hukukundan ve özel hukuktan doğan ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri kurallar olarak anlaşılması gerekir.

Zamanaşımı süresi, kamu düzenine ilişkin olmadığından dava konusu uyuşmazlığa uygulanan yetkili yabancı hukuklardaki zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerekmiştir. Nitekim iç hukukumuzda işe iade davalarında 1 aylık arabulucuya başvuru süresi, işe iade davalarında arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabileceğine ilişkin süre, yine idare mahkemesinde dava açmak için öngörülen 60 günlük dava açma süresi gibi iç hukukumuzdaki uygulamaların kamu düzenine aykırı olmadığı kabul edildiğinden, Rusya ve Türkmenistan hukukuna tâbi çalışmalar yönünden 3 aylık zamanaşımı süresi ile Azerbaycan hukukuna tâbi çalışmalar yönünden 1 aylık zamanaşımı süresinin, kamu düzenini ihlal eder nitelikte olmadığı değerlendirilmiştir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve yukarıda yapılan açıklamalara göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Türk hukukunda maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımına uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Kanun'un 8. maddesinde, “Zamanaşımı, hukukî işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda kamu düzeni, 5718 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca uygulama alanı bulmakta olup, söz konusu hüküm “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde, Türk hukuku uygulanır.” şeklindedir.

Yabancılık unsuru taşıyan hukuki uyuşmazlığa uygulanacak hukuk yabancı devletin hukuku ise kural, yabancı hukukun uygulanmasıdır. Bununla birlikte yabancı hukukun uygulanmasının sınırı, doğacak hukuki sonuçların Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamasıdır. Bir yabancı hukuk kuralı Türk hukukunun temel değerlerine, genel adap ve ahlak anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, Anayasa'da yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ahlak ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı).

Zamanaşımının bizzat kendisi kural olarak kamu düzenini ilgilendiren bir konu olmadığından yabancı hukukta zamanaşımı süresinin Türk hukukundan farklı düzenlenmiş olması, 5718 sayılı Kanun’un 5. maddesi kapsamında kamu düzeni müdahalesi gerektirmez. Buna karşılık, uyuşmazlığa uygulanacak olan yabancı hukukta talep hakkının hiç zamanaşımı süresine tâbi tutulmaması, Türk hukukuna nispetle fevkalade kısa bir zamanaşımı süresine tâbi tutulması veya talep hakkında aşırı derecede uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmesi hâllerinde 5718 sayılı Kanun’un 5. maddesi gereğince kamu düzeni müdahalesinin kabul edilmesi gerekmektedir (..., Devletler Hususi Hukuku, ..., Yirmi Birinci Baskı, 2015, s.214; ..., Milletlerarası Özel Hukuk, ..., Sekizinci Baskı, 2022, s.314; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, ..., İkinci Bası, 2021, s.126; ..., ... ..., "Yargıtay Kararları Işığında Milletlerarası Özel Hukukta Zamanaşımı", Legal Hukuk Dergisi, C. 14, 2016, S. 165, s. 4914).

Somut olayda 10.11.2011-30.07.2012 tarihleri arasındaki çalışma dönemi için uyuşmazlığa uygulanan Türkmenistan İş Kanunu'nun 382/1 hükmünde, iş anlaşmazlıklarının çözülmesi bakımından mahkemeye veya iş anlaşmazlıkları görüşme komisyonuna başvurulması için gereken süreler; "1) Eski işine geri alınması hakkındaki anlaşmazlıklarda – kendisiyle iş sözleşmesinin feshedildiği hakkındaki buyruğun kopyasının çalışana verildiği tarih itibariyle bir ay; 2) Çalışan tarafınca işverene verilmiş olan maddi zararın tazmin edilmesi hakkındaki anlaşmazlıklarda – işveren tarafınca kendisine verilmiş olan maddi zararın tespit edildiği tarih itibariyle bir yıl; 3) Diğer iş anlaşmazlıklarında – çalışanın kendisinin haklarının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmiş olması gereken tarih itibariyle üç ay. ..." şeklinde açıklanmaktadır.

30.11.2012-14.01.2015 tarihleri arasındaki çalışma dönemi için uyuşmazlığa uygulanan Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392/1 hükmünde; “Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.” denilmektedir. Rusya Federasyonu Parlamentosu tarafından Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde 03.07.2016 tarihinde Federal Kanun ile değişikliğe gidilerek 3 aylık zamanaşımı süresi 1 yıla çıkarılmıştır. Söz konusu hüküm; “Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dâhil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.” şeklindedir.

25.02.2015-18.06.2015 tarihleri arasındaki çalışma dönemi için uyuşmazlığa uygulanan Azerbaycan İş Kanunu'nun 294/1 ve 2 hükümleri, "1. Bu maddenin ikinci bölümünde belirtilen durumlar dışında tüm bireysel iş uyuşmazlıkları doğrudan mahkemeler tarafından değerlendirilecektir. 2.Toplu sözleşmelerde öngörülen durumlarda, işletmelerin bir sendika örgütü altında bireysel iş uyuşmazlıkları için bir ön yargılama birimi kurmaları öngörülebilir. Bu birimin kuruluşu ve işleyişi toplu sözleşmelerle düzenlenir. ..."; 296/1 ve 2 hükümleri ise "1. Bu Kanunun 294. maddesinin ikinci kısmında çalışan haklarının ihlal edildiğinin tespit edildiği tarihten itibaren 3 takvim ayı içinde bireysel iş uyuşmazlıkları ile ilgilenen kuruma başvurabilir. 2. Bu maddenin birinci kısmında belirtilenlerin dışındaki tüm durumlarda çalışan haklarının ihlal edildiğinin tespit edildiği tarihten itibaren 1 takvim ayı içinde bireysel iş uyuşmazlığın çözümü için mahkemeye başvurabilir. ..." şeklindedir.

Mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı ve uyuşmazlık kapsamında bir talebi mahkeme önüne taşıyabilmek ve bunların etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Anayasa'nın 36/1 hükmünde, herkesin yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddiada bulunma ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, mahkemeye erişim hakkı Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur.

Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinin 03.07.2016 tarihinden önceki şeklinde ve Türkmenistan İş Kanunu'nun 382. maddesinde öngörülen 3 aylık zamanaşımı süresi ile Azerbaycan İş Kanunu'nun 296. maddesinde öngörülen 1 aylık zamanaşımı süresinin fevkalade kısa olduğu, yurt dışında yaptığı çalışmalardan kaynaklı alacakları için Türkiye’de dava açan işçinin mahkemeye erişim hakkını oldukça kısıtladığı açıktır. Nitekim Rusya Federasyonu da 3 aylık zamanaşımı süresinin fevkalade kısa olduğu sonucuna varmış ve 03.07.2016 tarihi itibarıyla bu süreyi 1 yıla çıkarmıştır. Sonuç olarak, Anayasa’da temek hak ve özgürlükler arasında yer alan hak arama özgürlüğüne aykırı olan 1 aylık ve 3 aylık zamanaşımı sürelerinin kamu düzenini ihlal edici nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesi ile Türkmenistan İş Kanunu'nun 382. maddesinde 3 aylık zamanaşımı süresi öngören ve Azerbaycan İş Kanunu'nun 296. maddesinde ise 1 aylık zamanaşımı süresi öngören kurallar, 5718 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesi ile bertaraf edilmelidir.

Kamu düzeni müdahalesi neticesinde yabancı hukukunun ilgili hükmünün olayda uygulanmaması ile ortaya çıkan boşluğun ise öncelikle yetkili yabancı hukuktaki başka bir hüküm ile doldurulması gerektiği prensip olarak kabul edilmektedir. Bu şekilde söz konusu boşluğun doldurulamaması hâlinde hâkimin kendi hukukunu olaya uygulayarak uyuşmazlığı çözmesi gerekmektedir (Nomer, s.179-180; Doğan, s.260-261).

Somut olayda Rusya hukukuna tâbi çalışmalar yönünden; Türk kamu düzenine aykırı olduğu için uyuşmazlıkta uygulanmaması gereken 3 aylık zamanaşımı süresinin yerine Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392/2 hükmünde yer alan 1 yıllık zamanaşımı süresinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun’un 5. maddesi hükmüne uygun düşecektir.

Türkmenistan hukukuna tâbi çalışmalar yönünden 3 aylık zamanaşımı süresi ile Azerbaycan hukukuna tâbi çalışmalar yönünden 1 aylık zamanaşımı süresi, Türk kamu düzenine aykırı olduğundan bu süreler yerine, öncelikle yetkili yabancı hukuk olan

Türkmenistan ve Azerbaycan hukuklarında uygulanan genel zamanaşımı süresi araştırılmalıdır. Tespit edilen genel zamanaşımı süreleri, Türk kamu düzenine aykırı olmadığı sürece, genel zamanaşımı sürelerine öncelik verilmelidir. Ancak Türkmenistan ve Azerbaycan hukuklarında öngörülen genel zamanaşımı sürelerinin dahi Türk kamu düzenine aykırı olduğu tespit edilirse bu durumda, hâkimin hukuku olan Türk hukukunda uygulanan zamanaşımı süreleri dikkate alınmalıdır.

Açıklanan nedenlerle yabancı hukukta yer alan 1 ay ve 3 aylık zamanaşımı sürelerinin kısa olmadığı ve 5718 sayılı Kanun’un 5. maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesini gerektirmediği yönündeki Sayın Çoğunluğun kararına katılamıyoruz.

Dava tarihi itibarıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmuş olduğu dikkate alındığında Rusya hukuku uygulanan dönem yönünden bu değişik gerekçe ile karar yerinde bulunmakla birlikte Türkmenistan ve Azerbaycan hukukları uygulanan dönemler yönünden öncelikle yetkili yabancı hukuk olan

Türkmenistan ve Azerbaycan hukuklarında uygulanan genel zamanaşımı süreleri araştırılmalı, tespit edilen genel zamanaşımı süreleri, Türk kamu düzenine aykırı olmadığı sürece genel zamanaşımı sürelerine öncelik verilmeli; ancak Türkmenistan ve Azerbaycan hukuklarında öngörülen genel zamanaşımı sürelerinin dahi Türk kamu düzenine aykırı olduğu tespit edilirse bu durumda, hâkimin hukuku olan Türk hukukunda uygulanan zamanaşımı süreleri dikkate alınmalıdır.