Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14553 E. 2025/42 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının ticaret meslek lisesi mezunu olması sebebiyle toplu iş sözleşmesi uyarınca kesin kabulünde iki üst dereceye intibak ettirilip ettirilmeyeceği ve buna bağlı ücret alacaklarının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ticaret meslek liselerinin, teknik öğrenim veren okul statüsünde olduğu ve davacının kesin kabulünde iki üst dereceye intibak ettirilmesi gerektiği gözetilerek, davacı lehine fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarına hükmedilmesi ve seri dava usulüne ilişkin vekâlet ücreti yönünden yapılan düzeltme dışında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1755 E., 2024/2834 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, sendika üyesi olduğunu, davacının ticaret meslek lisesi mezunu olduğunu, işe alındığı tarihte yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca deneme süresi sonunda kesin kabul esnasında davacının 2 (iki) üst dereceye intibak ettirilmesi gerektiğini, ancak davalı Kurum tarafından ticaret meslek liselerinin lise muadili teknik öğrenim veren okul olmadığı gerekçesiyle kesin kabul sırasında 2 (iki) derece yerine 1 (bir) derece verildiğini, bu nedenle ücret alacaklarınında eksik ödendiğini ileri sürerek kesin kabulü esnasında 2 (iki) üst dereceye intibakının yapılması gerektiğinin tespiti ile fark ücret, fark akdi ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının işe alındığı tarihte işyerine ibraz ettiği diploma gereği alındığı iş ve meslek kolu ile herhangi bir ilişkisi bulunmadığından deneme süresinde bir kademe artırıldığını, müvekkili ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında yapılan koordineye göre 6764 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile (6764 sayılı Kanun) 3795 sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun'un (3795 sayılı Kanun) 3. maddesinde yapılan değişiklik ile 09.12.2016 tarihinden önce meslek lisesi mezunu olarak işe başlatılan işçilerin, lise muadili teknik öğrenim veren okul mezunu olarak sayılamayacağını ve bu nedenle de toplu iş sözleşmeleri gereğince deneme süresi sonucunda verilen ilave bir üst ücret derecesine hak kazanmalarına imkân bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 60. İş Mahkemesinin 23.05.2023 tarihli kararı ile; davacının ticaret meslek lisesi mezunu olduğu, davacının davalı Kuruma bağlı işyerinde işe alındığı ve 3 aylık deneme süresinden sonra kesin kabul esnasında 1 (bir) üst derece ile kesin kabulünün yapıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince davacının kesin kabulü esnasında 2 (iki) üst dereceye intibakının yapılıp yapılmayacağı yönünde olduğu, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden ticaret meslek lisesinin lise muadili teknik öğrenim veren okul statüsünde olduğu gerekçesiyle davacının işe kesin kabulü esnasında 2 (iki) üst dereceye intibakının yapılması gerektiğinin tespiti ile fark ücret alacaklarının kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 23.05.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2023 tarihli kararı ile; davalı Kurum tarafından 6764 sayılı Kanun ile 3795 sayılı Kanun’un 3/1-(a) hükmünde yapılan değişiklik ile bu okullardan mezun olanlara teknisyen ünvanının verileceği savunulmuş ise de işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri incelendiğinde, mezun olunan alan ile ilgili bir iş ve meslek kolunda çalışma zorunluluğunun getirilmediği, başka bir deyişle kesin kabul esnasında davacının mezun olduğu teknik lise bölümü ile aynı doğrultuda bir işte ve meslek kolunda çalışma şartının getirilmediği, bu nedenle işçinin mezun olduğu alanda çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın lise muadili teknik öğrenim veren okul mezunu olunmasının, kesin kabul esnasında 2 (iki) derece alınmasına yeterli koşul olduğu, toplu iş sözleşmesinin kesin kabul sırasında verilecek derece uygulamasında, 3795 sayılı Kanun’un 3/1-(a) hükmünün sonucu değiştirecek nitelikte olmadığı, davacının mezun olduğu okulun lise muadili teknik öğrenim veren okul olduğu, davacının 2 (iki) derece almaya hak kazandığı, zamanaşımı def'inin değerlendirildiği, faiz türü ve başlangıç tarihlerinin yerinde olduğu; ancak dava ve ıslah dilekçesi dikkate alındığında fark ücret alacağı 4.441,93 TL olarak talep edilmesine rağmen bu alacağa 4.661,93 TL olarak hükmedildiği ve talebin aşıldığı, fark ücret alacağının 4.441,93 TL üzerinden hüküm altına alınması gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece; 6764 sayılı Kanun ile 3795 sayılı Kanun'un 3. maddesinde değişiklik yapılan tarih olan 09.12.2016 tarihinden itibaren (bu tarihten önce veya sonra ticaret meslek liselerinden mezun olunmasına bakılmaksızın) ticaret meslek lisesi mezunlarının, teknik öğrenim veren okul mezunu sayılması gerektiği ve toplu iş sözleşmesi hükmüne göre kesin kabul esnasında ayrıca bir üst derece daha almaya hak kazandıklarının kabulü gerektiği, bu açıklamalara göre davanın kabulü yerinde ise de, dava zamanaşımı gözetilerek Şubat 2016 tarihinden itibaren hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu, davacının işe kesin kabulü esnasında 2 (iki) üst dereceye intibakının yapılması gerektiği kabul edilerek 09.12.2016 tarihinden itibaren derece ve kademesinin yeniden belirlenmesi ve sonucuna göre fark ücret alacaklarının hesaplanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının işe kesin kabulü esnasında 2 (iki) üst dereceye intibakının yapılması gerektiğinin tespiti ile, fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; somut dava seri nitelikte açılmış ise de yargılama süreci içinde seri dosyaların dağıldığını ve tek dosya olarak yargılamanın sürdürüldüğünü, bu nedenle bu dosya bakımından ayrı açılmış bir tek dosya gibi emek ve mesai harcandığını, kaldı ki Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın dayanağı olarak gösterilen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 22. maddesinin devamının "Duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerekir." şeklinde olduğunu, huzurda görülen dosyadaki duruşmaların tamamının ilk başta seri nitelikte açılan diğer dosyalarla aynı gün ve aynı mahkemelerde yapılmadığını, yargılama sürecinin her bir dosya için farklı işlediğini, davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini,

b. Davacı 09.12.2016 tarihinden önce işe başladığından kesin kabul esnasında sadece bir üst ücret derecesi verilmesinin yerinde olduğunu, Millî Savunma Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı aracında yapılan koordineye göre; 6467 sayılı Kanun'la 3795 sayılı Kanun'un 3. maddesinde yapılan değişiklik ile 09.12.2016 tarihinden önce ticaret meslek lisesi mezunu olarak işe başlatılan işçilerin, lise muadili teknik öğrenim veren okul mezunu olarak sayılamayacağı ve bu nedenle de toplu iş sözleşmeleri gereğince deneme süresi sonucunda verilen ilave bir üst ücret derecesine hak kazanmalarına imkân bulunmadığını,

c. Davacının 09.12.2016 tarihinden önce mezun olması sebebiyle davanın reddi gerektiğini,

d. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki süreler ve muhtemel hesap hataları ile temerrüt tarihlerine ilişkin tespitler açısından bilirkişi raporuna itirazlarının gözetilmediğini, davanın kısmen kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının, mezun olduğu ticaret meslek lisesinin lise muadili teknik öğrenim veren okul olmasına göre, kesin kabul esnasında 2 (iki) derece alması ve buna bağlı olarak dava konusu fark ücret alacaklarının hesaplanması ile zamanaşımı ve davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti hususlarındadır.

1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin "Seri davalarda ücret" kenar başlıklı 22. maddesinde; ihtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davalar ister ayrı dava konusu yapılsın ister bir davada birleştirilsin toplamda on dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine, toplamda elli dosyaya kadar açılan seri davalarda ilk on dosyadan sonra gelen her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %50’si oranında avukatlık ücretine, toplamda yüz dosyaya kadar açılan seri davalarda ilk elli dosyadan sonra gelen her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %40’ı oranında avukatlık ücretine, toplamda yüzden fazla açılan seri davalarda ilk yüz dosyadan sonra gelen her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %25’i oranında avukatlık ücretine hükmedileceği, duruşmalı işlerde bu şekilde avukatlık ücretine hükmedilmesi için dosyaya ilişkin tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılması gerektiği belirtilmiştir.

Somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozmaya uyularak yapılan yargılamada, eldeki dosya tek dosya ise de öncesinde iş bu davanın toplam 25 adet dosya içerisinde seri şekilde yürütüldüğü, serinin Yargıtay incelemesinden geçtiği ve eldeki dosyanın bozularak Daireye gönderilmesiyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tam ücretin %50'si oranında belirlenen vekâlet ücretinin davalıdan tahsili gerektiğine karar verilmiştir. İşbu dava dosyası her ne kadar bozma öncesi seri dosyalar içerisinde incelense de, bozma sonrası tek dosya olarak incelendiği, diğer seri dosyalarla birlikte tüm duruşmaların aynı gün aynı mahkemede yapılmadığı dikkate alındığında davacı lehine tam ücretin %50'si oranında vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin (i) alt bendinde yer alan "Her ne kadar eldeki dosya tek dosya ise de öncesinde iş bu davanın toplam 25 adet dosya içerisinde seri şekilde yürütüldüğü, serinin Yargıtay incelemesinden geçtiği ve eldeki dosyanın bozularak Dairemizce gönderilmesiyle 11 Nisan 2023 tarihinde yapılan değişiklik uyarınca karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 22.maddesi uyarınca toplamda elli dosyaya kadar açılan seri davalarda ilk on dosyadan sonra gelen her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %50'si oranında belirlenen 2.702,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak vekille temsil olunan davacıya verilmesine," ibaresinin çıkartılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 5.405,18 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak vekille temsil olunan davacıya verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı Millî Savunma Bakanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.