Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14599 E. 2025/669 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çalışanların toplu olarak sendikadan istifa etmelerinin ardından yapılan yetki tespitine itirazın kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı sendikanın, işçilerin istifa dilekçelerinin irade fesadına dayandığını ispatlayamaması ve usul hükümlerine uygun yetki tespiti işlemlerine karşı ileri sürülen iddiaların hukuki dayanaktan yoksun bulunması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye M.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/196 E., 2024/314 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... Su Madencilik Makine Gıda İnş. Turz. İth. İhr. San. ve Tic. AŞ'nin (... Şirketi) Ankara Büyükşehir Belediyesine ait belediye şirketlerinden biri olduğunu, sermaye yapısı dolayısı ile yönetimin doğrudan doğruya Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapıldığını, 31.03.2019 yerel seçimlerinde belediye yönetiminin değişmesini takiben müvekkili tarafından iş barışının sağlanması ve sürdürülebilir olması noktasında Belediye ile görüşme yapılmak istendiği hâlde kendilerine randevu verilmediğini, bu süreçte davalı Şirketçe siyasi sebeplerle müvekkili Sendikaya üye işçilere baskı uygulandığını ve sendika üyeliğinden istifaya zorlandıklarını, müvekkili Sendikaya üye işçilerin tamamına yakınının 2024 yılı Şubat ayında müvekkili Sendikadan istifa ettirildiğini, bu istifaların 69'unun 29.02.2024 tarihinde gerçekleştiğini, müvekkili Sendikadan yapılan bu istifa ve davalı Türkiye Gıda ve Şeker Sanayii İşçileri Sendikasına (Şeker-İş) yapılan üyeliklerin işçilerin gerçek iradelerini yansıtmaması sebebiyle hukuk dünyasında geçerli işlemler olarak görülemeyeceğini, müvekkili Sendika üyesi işçilerin korkutmaya bağlı olarak gerçek iradeleri kırılarak yaptırılmış olan istifaların geçerli olmadığı gibi bu gerçek iradeyi yansıtmayan istifalar üzerine bina edilmiş olan sair sendika üyeliklerinin de geçerli olmasından bahsedilemeyeceğini, her ne kadar davalı Sendikanın 77 üyesi olduğu yönünde tespit yapılmışsa da üyelik kayıtlarının celp edilmesi hâlinde bu hususun gerçeği yansıtmadığı ve yetki için yeterli çoğunluğu sağlamadığının görüleceğini ileri sürerek Bakanlığın 10.05.2024 tarihli ve 366131 sayılı yetki tespitinin iptali ile müvekkili Sendikanın ... Şirketine bağlı işyerlerinde yetkili sendika olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...-İş Sendikası vekili cevap dilekçesinde; sendika üyesi işçilerin toplu iş sözleşmesinden yararlanma haklarını engellemek kastıyla hukuksuz ve mesnetsiz iddialara dayalı davanın bilirkişi incelemesine de ihtiyaç duyulmaksızın kesin olarak reddine karar verilmesi gerektiğini, benzer davanın reddine ilişkin kararın Yargıtayca onandığını, davanın kötüniyetli ve somut delillere dayanmaksızın açıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreler geçtikten sonra açıldığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı Sendikanın iddialarını somut deliller ile ispatının gerektiğini, davacı Sendika tarafından baskı ve zorlama ile üyelikten istifa ettirildiği iddia edilen işçilerin herhangi bir mercie herhangi bir itirazları, şikayetleri veya açılmış bir davalarının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

3. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirtilen iddialar ve itirazların istinaf ve Yargıtay içtihatlarına, usul ve kanuna aykırı haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın hukuki menfaatinin bulunmadığını, dava açma hakkının kötüye kullanıldığını, tüm usul hükümleri yönünden itiraz etmek zorunluluğu hasıl olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41. maddesi uyarınca; Bakanlığa e-Devlet kapısı üzerinden yapılan sendika üyeliği ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi ve işyeri bildirimleri doğrultusunda işlem yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

4. Davalı Türkiye ... ve ... İşçileri Sendikası vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Sendikanın dava dilekçesindeki iddialar ile herhangi bir bağlantısı olmadığı gibi çoğunluk tespiti de talep etmediğini, söz konusu Şirkette herhangi bir örgütlenme faaliyeti de bulunmayan müvekkili Sendika aleyhine dava açılmasının mümkün olmadığını ve müvekkili Sendika aleyhine açılmış olan davanın husumet nedeniyle reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. İlk Derece Mahkemesince yalnızca iki tanığın dinlenilmesi ile yetinilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğunu,

2. İşçilerin müvekkili Sendikadan çekilmelerinin irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğunu, istifaların tamamının aynı bilgisayardan yapıldığına dair iddialarının araştırılmadığını beyan etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41. ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.