Logo

9. Hukuk Dairesi2024/14676 E. 2025/35 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işten çıkış tarihi, son ücreti ve arabuluculuk ücreti de dahil olmak üzere kıdem tazminatı alacağının miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda, toplu iş sözleşmeleri ve bilirkişi raporları da değerlendirilerek davacının kıdem tazminatına hak kazandığı ve hesaplamada bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2021/245 E., 2023/270 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 24.06.2004 -26.03.2019 tarihleri arasında davalı Belediyeye ait işyerinde çalıştığını, son net ücretinin 4.966,43 TL olduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, işten çıkarma işleminin söz konusu olmadığını, fesih işleminin 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 25/II hükmüne göre ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hâller çerçevesinde yapıldığını, faiz isteğinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli kararı ile; toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 20.05.2021 tarihli kararı ile; istinaf dilekçesinde bildirilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacı tarafından 24.06.2004 tarihinde davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığının ileri sürülmesi ve bu iddia Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile örtüşmesine rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalı işveren bünyesindeki çalışmasının 26.04.2004 tarihinde başladığının kabul edilmesinin hatalı olduğu, davacının son aylık ücretinin net 4.966,43 TL olduğunu ileri sürdüğü, Mahkemece davacının bildirdiği ücret miktarı esas alınarak kıdem tazminatı tavanı ile sınırlı olarak hesaplama yapılmak suretiyle hüküm kurulduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda işçinin aylık ücretinin prime esas kazanç tutarı esas alınarak belirlenmesinin hatalı olduğu, davalı Belediyenin 14.03.2014 tarihli yazısında, davacının günlük yevmiyesnin 15.03.2014 tarihinden itibaren 65,00 TL olacağının ifade edildiği, aylık ücretin miktarının ispat yükünün davacıya ait olduğu da dikkate alınarak dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının kıdem tazminatına esas son ücretinin belirlenmesi gerektiği ve arabuluculuk ücreti ile ilgili hüküm kurulması gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda toplu iş sözleşmelerinin celp edildiği, 25.05.2023 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamaların bozma öncesindeki rapordaki hesaplamalar ile aynı olduğu, bu hâliyle bilirkişi ek raporunun usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde:

1. Davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, işten çıkarma olmadığını, feshin 4857 sayılı Kanun'un 25/II hükmüne göre yapıldığını ve haklı olduğunu,

2. Davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesinin Demre Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben yazıldığını, iş mahkemesi sıfatıyla olarak belirtilmediğini, bu nedenle ıslah dilekçesindeki tüm taleplerin reddi gerektiğini,

3. Islah dilekçesinde faiz türü belirtilmediğinden ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğini,

4. Tazminat bedelinin fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet süresi, aylık ücretin miktarı ve arabuluculuk ücretine ilişkindir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.