Logo

9. Hukuk Dairesi2024/1482 E. 2024/6157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı şirketle organik bağı bulunan holding şirketine karşı işçilik alacakları davası açması üzerine, holding şirketinin bu alacaklardan sorumlu olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Holding şirketinin, davacının çalıştığı şirketle organik bağının bulunmasının tek başına işçilik alacaklarından sorumluluk doğurmayacağı, birlikte istihdam veya muvazaa gibi durumların varlığının kanıtlanması gerektiği, dosyada bu yönde yeterli ve geçerli delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kısmen kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/284 E., 2023/394 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 16.10.2001-22.07.2016 tarihleri arasında çalıştığını, sigortasının en son ... Öğretim işletmeleri AŞ çalışanı olarak gösterildiğini, FETÖ soruşturması kapsamında davalı Şirket ve bağlı şirketlere kayyum atandığını, bir süre kayyuma bağlı çalıştığını, 15.07.2016 darbe girişimi ile birçok şirketin Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatıldığını, son aya ilişkin ücret alacakları da ödenmeden işten çıkartıldığını, fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket hakkında FETÖ soruşturması yapılarak Şirketin olağanüstü hâl kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildiğini, Şirkete kayyum atandığını, işyerinin TMSF tarafından atanan kayyum Yönetim Kurulunca yönetildiğini, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının davalı Şirkette çalışmasının olmadığını, davacının ... Öğretim İşletmeleri AŞ çalışanı olduğunu, davanın bu Şirkete açılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2021 tarihli kararıyla; dava dışı ... Öğretim İşletmeleri AŞ'nin ... Holding bünyesindeki şirketlerden biri olduğu davalının da kabulünde olup bu hususun tek başına ... Holding AŞ'yi davacının alacaklarından sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, Şirketlerin aynı Holding bünyesinde bulunmasının, birinin asıl işveren olduğu işte diğerlerini de asıl ya da alt işveren konumuna getirmeyeceği, bunun dışında davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başka durumların da iddia edilmediği, tüm bu nedenlerle davacının dava dışı ... Öğretim İşletmeleri AŞ işçisi olduğu ve davalı ... Holding AŞ'ye sorumluluk atfedilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin 12.04.2022 tarihli kararıyla; davacının, dava dışı ... Öğretim İşletmeleri AŞ nezdinde sigortalı olarak çalıştığı, dava dışı Şirketin ... Holding bünyesindeki şirketlerden biri olduğu ancak bu husususun tek başına davalı Şirketi davacının işçilik alacaklarından sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, şirketlerin aynı Holding bünyesinde bulunmasının, birinin asıl işveren olduğu işte diğerlerini de asıl ya da alt işveren konumuna getirmeyeceği, bunun dışında davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başka durumların da kanıtlanamadığı, davacının dava dışı Şirketin işçisi olduğu ve davalı Şirkete sorumluluk atfedilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 08.06.2022 tarihli ilâmı ile; davalı ile dava dışı ... Öğretim İşletmeleri AŞ arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı hususunun eksik araştırıldığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma ilâmındaki eksikliklerin tamamlanıp keşif yapıldığı ve davacı asılın da isticvap edildiği, tanık beyanları, ticaret sicil kayıtları, yapılan keşif ve davacı asılın isticvap beyanı dikkate alındığında, birlikte istihdam ve muvazaa olgusu kabul edilerek tüm alacaklardan davalı Şirketin sorumlu olduğu kanaatine varıldığı, 03.01.2019 havale tarihli bilirkişi kök raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; taraflar arasındaki ilişkiye yönelik Mahkeme tespitinin hatalı olduğunu, kararın gerekçeden yoksun olduğu gibi emsal kararlara da aykırı olduğunu, müvekkili Şirketin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının talep konusu hak ve alacaklardan sorumlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Taraflar arasında davalı ... Holding AŞ'ye husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

2. Grup şirketleri veya Holdingler bünyesinde yer alan çalışmalar açısından; çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında grubun başka şirketlerine hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan bu şirketler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Sadece şirketler arasında organik bağdan söz edilerek işçilik alacaklarından aralarında bağlantı bulunan işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidilmesi veya birden fazla şirkette geçen çalışmalar için sadece bir şirketin sorumluluğunun yeterli görülmesi mümkün değildir. Belirtmek gerekir ki aynı gruba ait olan şirketlerin aralarında organik bağ bulunması olağandır. İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında, kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmaz. Bu gibi durumlarda işçilik alacaklarının hesabında, hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, iş sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi veya birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir.

3. Tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunması, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir.

4. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince tanık beyanları, bozma ilâmından sonra yapılan keşif ve isticvaba dayalı olarak, birlikte istihdam ve muvazaalı ilişki nedeniyle davalı ... Holding AŞ'nin dava konusu alacaklardan sorumlu tutulduğu görülmektedir. Ne var ki İlk Derece Mahkemesince bozmadan sonra yapılan keşifte, birlikte istihdam ve muvazaaya ilişkin Mahkeme kabulünü destekleyen somut bir tespit veya gerekçe ortaya konulmadığı gibi salt davacı isticvabı ile yapılan açıklamaların da ispat için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yargılama safhasında davacı vekilinin yazılı açıklaması ile davacı ve tanık anlatımlarından, birlikte istihdama ilişkin kabulün dosya içeriğine uygun olmadığı da açıkça ortadır.

6. Şu hâlde davacının ... Holding AŞ'de birlikte istihdam edildiğine yahut davalı ... Holding AŞ'nin davacının alacaklarından sorumluluğunu gerektirir bir başka hukuki ilişkinin varlığına dair dosyada delil bulunmadığından, davalı ... Holding AŞ hakkında açılan davanın ispat yokluğu nedeniyle husumetten reddi gerekmektedir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.