"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/229 E., 2024/344 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu; ayrıca davacının pandemi döneminde davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını, ancak bu çalışmalara ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolu, görev, yetki, husumet itirazlarında ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını, ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli bir oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle davacının ücretinin hatalı belirlendiği iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddi gerektiği, diğer alacak talepleri yönünden ücret bordroları, puantaj kayıtları ile banka kayıtlarına göre davacının ödenmeyen bir kısım alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 12.01.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 09.05.2023 tarihli kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, fark alacakların reddinin yerinde olduğu, diğer alacaklar bakımından da ücret bordroları, puantaj kayıtları ile mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, alacaklara uygulanan faizin oranı ve başlangıç tarihi hususunda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 09.05.2023 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairece, İlk Derece Mahkemesince davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece zammı ücreti alacakları dava dilekçesindeki miktar ile sınırlı olacak şekilde hüküm altına alınmış ise de dosya kapsamında yer alan 19.01.2022 tarihli bilirkişi kök raporu ile 19.08.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti alacağı farklı şekilde hesaplanmış olup Mahkemece dava dilekçesindeki miktarla bağlı kalınmak suretiyle hüküm kurulduğundan ve söz konusu miktara göre de hangi bilirkişi raporunun hükme esas alındığı hususu anlaşılamadığından fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti bakımından kurulan hükmün denetlime elverişli olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında, davacının ücretinin asgari ücretin belirli oranda fazlası üzerinden ödeneceğine ilişkin sözleşmede açıkça belirli bir oranın düzenlenmediği anlaşıldığından davacının fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye ücreti alacağı taleplerinin reddine karar vermek gerektiği; davacının pandemi döneminde dosyada mevcut davalı Bakanlık genelgeleri dikkate alınarak çalıştırıldığı, 19.08.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda bir önceki rapordaki hesaplama hatalarının giderildiği, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece zammı alacaklarının yazılı delil olan puantaj kayıtlarına göre hesap edildiği görüldüğünden belirtilen bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. 31.10.2020 tarihinden sonra yapılan hesaplamalar bakımından 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesi hükmü gözetilerek davacının dayanışma aidatı ödemek suretiyle işyerinde yürürülükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yararlanmadığı hususunun gözetilmesi gerektiğini,
2. Davacının çalışma şekline ilişkin bilgi ve belgeler talep edilmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini,
3. Yapılan işin niteliği dikkate alındığında 24 saat aralıksız çalışma olgusunun kabul edilmesi gerektiğini,
4. Fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile gece zammı alacaklarına ilişkin hesaplamaların hatalı yapıldığını,
5. Ücret farkı alacağından bağımsız olarak günlük 11 saati, gece 7,5 saati, haftalık 45 saati, yıllık 270 saati geçen çalışmaların ödenmediğini,
6. Pandemi nedeniyle yapılan aralıksız çalışmalar neticesinde hak kazanılan hafta tatili ücreti alacaklarının ödenmediğini, hükme esas alınan raporun ve dolayısıyla hükmün eksik incelemeye dayandığını,
7. Hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının toplu iş sözleşmesindeki düzenlemelere uygun şekilde zamlı şekilde hesaplanması gerektiğini,
8. Bilirkişi raporunda kabul edilen hesaplama döneminin ve mahsup şeklinin hatalı olduğunu,
9. Davacının kadroya geçiş öncesi asgari ücretin yüzde fazlası ücret üzerinden çalıştığı sabit iken kadroya geçiş sonrası ücretin eksik ödendiğini, ücretin işverence tek taraflı şekilde düşürülmesi hukuka aykırı olduğundan ücret fark alacaklarının da hüküm altına alınması gerektiğini bileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının miktarına ilişkindir.
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma alacağının ispatında salt menfaat birliği olan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte başkaca delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacağın varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
Aynı ilkeler, hafta tatili günündeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
Dairece, dosya kapsamında yer alan 20.01.2022 tarihli bilirkişi kök raporu ile 19.08.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti alacağı farklı şekilde hesaplanmış olup Mahkemece dava dilekçesindeki miktarla bağlı kalınmak suretiyle hüküm kurulduğundan ve söz konusu miktara göre de hangi bilirkişi raporunun hükme esas alındığı hususu anlaşılamadığından fazla çalışma ücreti ile hafta tatili ücreti bakımından kurulan hükmün denetime elverişli olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozma sonrasında yapılan yargılamada ilgili alacaklar bakımından 19.08.2022 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilmiştir.
Söz konusu 19.08.2022 tarihli bilirkişi raporunda kök rapordan farklı olacak şekilde fazla çalışma ücreti alacağının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücreti ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'nde öngörülen düzenleme uyarınca %60 zamlı ücret üzerinden hesaplanması yerinde ise de gerek kök rapor gerek ek rapor içerikleri dikkate alındığında, 20.01.2022 tarihli kök raporda fazla çalışma ücretinin -5.970,21 TL, 19.08.2022 tarihli ek raporda ise -937,50 TL olarak belirtildiği görülmektedir. İlgili raporların ekinde yer alan hesaplama tabloları incelendiğinde de, davalı tarafça yapılan ödemelerin hak kazanılan fazla çalışma ücreti alacağından yüksek olduğu bu nedenle de fazla yapılan ödemelerin eksi (-) olarak ifade edildiği; Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, dosya içerisindeki davacıya ait vardiya kayıtları incelendiğinde, bilirkişi tarafından her iki raporda kabul edilen davacının çalışma şekline ilişkin kabulün dosya kapsamı ile örtüşmediği görülmektedir. Zira bilirkişi tarafından kök raporda ve ek raporda yapılan değerlendirmelerde, davacının 16 saatlik veya 24 saatlik vardiyalarla çalıştığı hususu belirtilmiş ise de, dosya içerisinde yer alan vardiya kayıtlarında davacının 08.00-20.00, 20.00-08.00 saatlerini de kapsayacak şekilde 12 saatlik vardiyalarının da bulunduğu, bilirkişi tarafından söz konusu vardiyaların hiç dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, temyiz eden lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilmek suretiyle, hesap konusu dönem bakımından davacıya ait vardiya kayıtları yeniden incelenmek suretiyle davacının fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunun yeniden değerlendirilmesi gerekir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Dosyada yer alan 20.01.2022 tarihli kök raporda, hafta tatili ücreti 1.247,46 TL hesaplanmış olup 19.08.2022 tarihli ek raporda hafta tatili ücreti alacağının yeniden hesaplandığına ilişkin herhangi bir açıklama yer almaksızın ilgili alacağın 623,73 TL olduğu belirtilmiştir. Raporlar arasındaki hafta tatili ücreti alacağına ilişkin farklılığın neye dayandığı açıklanmamış ise de yapılan incelemede 20.01.2022 tarihli kök raporun ekinde yer alan hesaplama tablosunda hafta tatili ücreti alacağının iki yevmiye üzerinden hesaplandığı, 19.08.2022 tarihli ek raporda ise tek yevmiye üzerinden hesaplanması gerektiği kabul edilerek ilgili miktarın bulunduğu anlaşılmaktadır. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücreti ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri'nde öngörülen düzenleme uyarınca hafta tatillerinde çalıştırılan işçilere çalışılan bu hafta tatili günü için toplam iki yevmiye ödeneceği kararlaştırıldığından 19.08.2022 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulması yerinde olup bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Ancak bilirkişi tarafından eksik inceleme ile tespitte bulunulduğu hususu dikkate alındığında, vardiya kayıtlarının yeniden incelenmesi neticesinde davacının çalıştığı tespit edilen hafta tatili günleri bakımından hafta tatili ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığının da yeniden değerlendirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.