Logo

9. Hukuk Dairesi2024/2806 E. 2024/3607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin işverenden sadakat primi, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hafta tatili çalışmasının ispatı, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ücretinin hesaplanma yöntemi ve sadakat primine esas alınan ücret konularında yerel mahkemenin kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/425 E., 2023/646 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

BİRLEŞEN DAVA

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/305 E., 2019/145 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalıya ait Irak'ta bulunan ... Termal Elektrik Santrali inşaatında satınalma sorumlusu/müdürü olarak aylık 2.350,00 Amerikan doları (USD) ücretle çalıştığını, ücretine artış yapıldığını ve en son aylık 2.450,00 USD net ücret ve yılda 2 aylık ücret tutarı sadakat primi, barınma ve günde 3 öğün yemek karşılığında 29.01.2015-28.09.2017 tarihleri arasında toplam 2 yıl 8 ay çalıştığını, çalışılan bölgede yaşanan terör olaylarının ve yerel aşiretlerin çalışanlarda yarattığı huzursuzluk ve can güvenliği endişesi nedeniyle işverenin çalışanları işbaşında tutabilmek, personel kayıplarını önleyebilmek ve ayrılan işçilerin yerine Türkiye'den yeni işçi temin edebilmek için çözüm olarak "sadakat primi" adı altında, işçiler arasında "13. ve 14. Maaş" adı altında bir prim sistemini devreye sokup işletmeye başladığını, sadakat priminin iş sözleşmesinin bir maddesi hâline geldiğini, sonradan işe alınanlara da verildiğini, uygulamanın davalı Şirket üst yönetiminin değişinceye kadar uygulandığını ve işten ayrılanlara ödendiğini, müvekkilinin toplam 2 yıl 8 aylık çalışmasına karşılık gelen sadakat primlerinin ödenmediğini, şantiyede mevsim (yaz/kış) durumuna göre sabah 06.00 veya 07.00 saatlerinde işbaşı yapıldığını, öğlen yemek molasının bir saat olarak kullanıldığını, akşam 17.00 veya 18.00 saatlerine kadar günlük 10 saat olacak şekilde çalışıldığını, hafta sonları ulusal bayram ve genel tatil, resmî tatil günlerinde de çalıştığını, Ramazan bayramı ve Kurban bayramlarının birinci günlerinde tatil yaptığını, diğer günlerinde çalıştığını beyanla fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacağı ile sadakat primi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 29.01.2015-28.09.2017 tarihleri arasında ... Termik Santrali projesinde satınalma sorumlusu olarak çalıştığını, son ücretinin 1.600,00 USD olduğunu, müvekkili Şirkette sadakat primi şeklinde bir uygulamanın söz konusu olmadığını, zaman zaman işçilere ihtiyaçlarından kaynaklanan talepleri doğrultusunda şantiye yönetiminin onayı ile ileride alacaklarından mahsup edilmek üzere yahut performans primi niteliğinde ek ödeme verildiğini, davacıya da bordrolarda görülen performans primi niteliğinde ödemeler yapıldığını, böylece bu konuda bir alacağının mevcut olmadığını, davacının da 30.10.2017 tarihli ibranamede çalışma sürelerine, ücret ve sosyal haklarına yönelik bir itirazı olmadığını, çalıştığı şantiyenin bölgedeki olumsuz koşullar nedeniyle 4 kere tahliye edildiğini, tahliye süresinin davacının pasaport kayıtlarından görmenin mümkün olduğunu, bu nedenle şantiyede düzenli bir fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması karşılığının da bordrolarda tahakkuk edilerek ödendiğini, davacının alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli ve 2018/690 Esas, 2020/227 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında davacının 29.01.2015-28.09.2017 tarihleri arasında 2 yıl 8 ay çalışma süresine ilişkin ihtilaf bulunmadığı, yapılan emsal ücret araştırmaları, banka kayıtları ve dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının ücretinin aylık net 2.450,00 USD olduğu, davalı vekili tarafından sunulan dilekçe ekindeki kıdem ve ihbar tazminatı belgelerinden davacının davalı işveren tarafından işten çıkarıldığının kabul edildiği, davacının işyerindeki fiilî çalışma gün ve saatlerini gösterir puantaj cetvelleri veya fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini gösterir ücret bordroları gibi deliller bulunmadığı, Şirket içi e-posta çıktıları ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının haftada 18 saat fazla çalışması bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazandığı, dinlenen tanık beyanlarında işyerinde yılda iki aylık ücret karşılığı sadakat primi uygulamasının olduğu, mübrez banka ekstrelerinde ve davalı vekili tarafından sunulan imzasız ücret bordrolarında davacı adına iki kez prim adı altında ödeme yapıldığı, bunun ilkinin 2016 yılında 2.350,00 USD, ikincisinin ise 2017 yılında 2.450,00 USD olduğu, tanık anlatımları ile belgeler birlikte değerlendirildiğinde davalı işverenlikte çalışanlara sadakat priminin ödendiği, bu kapsamda da davacıya çalışmış olduğu dönem göz önünde bulundurularak yıllık iki aylık ücret tutarında sadakat primi ödenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 10.03.2022 tarihli ve 2020/1734 Esas, 2022/580 Karar sayılı kararıyla; emsal işçilerin dava konusu alacaklara ilişkin taleplerinin kabulüne dair kararların Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, istinafa konu olayda yapılan işin niteliği, taraf tanıklarının beyanları, emsal dosyalar ve tüm dosya içeriği dikkate alındığında, davacının bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği şekilde fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatladığı, davacının Türkiye’de bulunduğu süreler dışlanarak yurt dışında çalıştığı dönemlerdeki alacaklarının hesaplandığı, hükme esas alınan ücretin banka ve puantaj kayıtları, tanık beyanları ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilerek tespit edildiği, işçinin yaşı, kıdemi ve yaptığı işin niteliği ile uyumlu olduğu, istinaf konusu ibrânamede geçen alacakların miktarları açıkça gösterilmediğinden ibranameye itibar edilmemesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 27.09.2022 tarihli ve 2022/6385 Esas, 2022/10540 Karar sayılı kararı ile; tanık beyanına göre davacının ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı hususunun tam olarak ispatlanamadığı, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel alacaklarının hesabında davacının yurt içinde bulunduğu sürelerin dikkate alınmadığı, sadakat primi alacağının hesabına esas alınan ücretin hatalı olduğu gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 29.01.2015-28.09.2017 tarihleri arasında 2 yıl 8 ay çalıştığı, ücretinin aylık net 2.450,00 USD olduğu, davacının davalı işveren tarafından işten çıkarıldığının kabul edildiği, yargılama sırasında davacının vefat etmesi üzerine mirasçıların davaya dâhil edildiği, uyulmasına karar verilen bozma ilâmı yönünde hesaplama yapılması için alınan rapora tarafların itiraz etmeleri nedeniyle ek raporlar alındığı, üçüncü ek rapordaki hesaplamaların hükme esas alındığından bahisle dava konusu sadakat primi, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının kısmen kabulüne hafta tatili alacağının reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun hatalı değerlendirildiğini, kabul edilen ücretin doğru olmadığını, işyerinde sadakat primi uygulaması bulunmadığını, ibranameler dikkate alınmaksızın karar verildiğini, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına dair hesaplamalarının ve hizmet süresinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, hafta tatili çalışmasının ispatı, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ücretinin hesaplanma yöntemi ve sadakat primine esas alınan ücret noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 26 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32, 41, 44, 46 ve 47 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.