"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1409 E., 2023/4135 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 21. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/365 E., 2022/129 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, dava tarihi itibarıyla iş sözleşmesi sona ermiş olan işçinin açtığı davada hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktar 10.505,41 TL olup belirtilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiş olup davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.08.2007 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığını, 10.06.2016 tarihinde aşçıbaşı olarak görevlendirilmesine rağmen meslek kodunun değiştirilmediğini, aynı ücretin ödenmeye devam edildiğini, davacıya psikolojik taciz (mobbing) uygulandığını, 11.02.2020 tarihinde aşçıbaşılık görevine son verilerek aşçı olarak atandığını, iş sözleşmesini bu nedenlerle 15.06.2020 tarihinde haklı olarak feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret farkı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, işyerinde aşçıbaşı unvanı bulunmadığını, çalışma sırasında işyerinde koordinasyonun sağlanması için bir personelin aşçıbaşı olarak belirlendiğini, davacının iş sözleşmesinin aşçı unvanı ile imzalandığını, talep konusu alacaklara hak kazanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 10.06.2016-31.03.2018 tarihleri arasında aşçıbaşı görev ve unvanında, 01.04.2018 tarihinden itibaren ise aşçı görev ve unvanında çalışmış olduğu, her ne kadar 01.04.2018 tarihinde aşçı görev ve unvanı ile iş sözleşmesi imzalanmış ise de davacının kadroya geçerken 01.01.2018 tarihindeki ücretinin üzerine toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanması ile ilgili toplu iş sözleşmesinin 4 üncü maddesinde açıkça yazılı olduğundan fark ücret alacağının hesaplandığı, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının aşçı unvanı ile kadroya geçirildiğini, aşçıbaşı unvanlı kadro bulunmadığını, koordinasyon sağlanması amacıyla görevlendirilen aşçıbaşı ile aşçı personel arasında mali ve sosyal haklarda farklılık bulunmadığını, davacının fark ücret alacağı bulunmadığını, davacı işçinin istifa ederek ayrıldığını, haklı fesih bulunmadığını, kıdem tazminatına hak kazanmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 10.08.2007-15.06.2020 tarihleri arasında 12 yıl 10 ay 6 günlük süre ile çalıştığı, işyerinde koordinasyonun sağlanması amacıyla davacının 10.06.2016 tarihinde aşçıbaşı olarak görevlendirildiği, 11.02.2020 tarihli yazı ile F.Y'nin aşçıbaşı, H.A'nın aşçıbaşı yardımcısı olarak görevlendirildiği, somut olayda davacının kadroya geçişinden önce yürürlükte olan hizmet alım sözleşmelerinde aşçıbaşı unvanının bulunmadığı, davacının kadroya geçiş unvanının aşçı olduğu, yapılan işlemin kadro değişikliği olmayıp idari görevlendirme niteliğinde olduğu, bu nedenlerle davacının ücret farkı alacağının bulunmadığı, buna bağlı olarak yapılan feshe göre kıdem tazminatı talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; dosya kapsamındaki yazılı belgelerden ve tanık beyanından açıkça anlaşılacağı üzere müvekkilinin aşçıbaşı unvanı ile çalıştığını, müvekkiline hiçbir şekilde unvan farkı ücret alacağının ödenmediğini, davalının istinaf başvurusunun kabul edilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, kıdem tazminatı ve ücret farkı alacak taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalının temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ücret farkı ve kıdem tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24 ve 32 nci maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun hâlen yürürlükte bulunan 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.