Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4462 E. 2024/6892 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, iş sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, iş sözleşmesini fesih iradesinden vazgeçerek, işverenin aynı işyerinde tekrar çalışmaya başlamasını kabul etmesinden sonraki yeni çalışma dönemine ilişkin bir fesih durumu olmadığı gözetilerek davacının kıdem tazminatı talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirket tarafından işletilen otelde genel müdür olarak 03.02.2014-19.01.2017 tarihleri arasında en son net 2.500,00 TL ücret ve 600,00 TL kira yardımı ile çalıştığını, davalı otelin mart, nisan aylarında sezon açılışı yaptığını, kasım ayında sezon kapanışı yaptığını, müvekkilinin yaz sezonunda 07.30'da işe başladığını, akşam 21.00 22.00'ye kadar çalıştığını, kış sezonunda sabah 08.00 ile akşam 19.00 saatleri arasında çalıştığını, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında dinî bayramlar yaz sezonuna denk geldiği için dinî bayramlarda çalıştığını, resmî tatillerde çalıştığını, işe girdiği tarihten itibaren hiç yıllık izin kullanmadığını, 2014 yılında haftalık izin kullanmadığını, son 7 aylık ücretini alamadığını, işi bırakma sebebinin de ücretinin ödenmemesi olduğunu belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.05.2022 tarihli ve 2020/194 Esas, 2022/194 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi konusunda uyuşmazlık bulunduğu, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının (SGK) incelendiği, davacı işçinin çıkışı verilmeksizin sigorta gün sayısının 2017 yılı 9 uncu aydan itibaren boş olarak verildiği ancak çıkış tarihinin olmadığı, eldeki davanın ise 23.01.2017 tarihinde açıldığı, davacının çıkışı yapılmış ise de; kısa bir süre sonra davalının yanında sigortasının tekrar başlatıldığının anlaşıldığı, davacı asılın isticvaben alınan beyanında "davalı işyerinde 2014 yılı Şubat ayından 2017 yılı Kasım ayında kadar çalıştığını, 19.01.2017 tarihinde maaş alacaklarının ödenmediği için işten ayrıldığını, işverenin ödeme yapacağını söylemesi üzerine 13-14 gün sonra yeniden işe başladığını, 29.11.2017 tarihine kadar çalıştığını, Temmuz ayında ameliyat geçirdiğini, 4 ay raporlu olduğunu, Kasım ayında mahkemede tanıklık yaptığı için şirket sahiplerinin evini bastığını, tehdit ettiklerini, bunun üzerine işten çıkarıldığını, 20.02.2017 tarihli maaş alacağının kalmadığına ilişkin dilekçeyi imzaladığını, yazının kendisine ait olduğunu, ancak ödemenin yapılmadığını" ifade ettiği, davacı tanığı VK.'nın 13.07.2017 tarihli celsede "davalı şirketin davacıya borcu olması nedeni ile hâlen davacının çalıştığını" beyan ettiği, yine davacının Mahkemenin 2016/1096 ve 2016/1106 Esas sayılı dava dosyalarında davacı tanığı olarak beyanında 2014 yılı Şubat ayından beri otel müdürü olarak çalıştığını ifade ettiği, bu beyanların davacı için bağlayıcı olduğu, bu bağlamda davacının fesih iradesinden vazgeçtiği ve işyerinde çalışmaya devam ettiği, ortada bir fesih olmadığı ve feshe bağlı haklar olan kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarına hak kazanamayacağı, kaldı ki davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyan ettiği, iş sözleşmesi kendisi tarafından feshedilen işçinin ihbar tazminatı talep hakkının olmayacağı, yine davacının dava açıldığı tarihte ücret alacağı talebinde bulunduğu, davalı işverenin 31.01.2017 tarihi itibarı ile davacının ücret alacaklarını aldığını ve ve bu tarihler arasında ücret alacağı kalmadığına ilişkin davacı imzasını havi yazının dosyaya sunulduğu, ödeme yapılmadığı iddiası karşısında iş sözleşmesini fesheden işçinin ödeme yapılmadan aynı işyerinde 13-14 gün sonra yeniden çalışmaya başlaması hayatın olağan akışına aykırı olduğu gözetilerek davacının el yazılı ve tarihleri SGK kayıtları ile tutarlı bulunan 20.07.2017 tarihli dilekçesi doğrultusunda uzun süre ücret alacaklarını almadan çalışan işçinin iş sözleşmesini feshettikten sonra ücretleri ödenmeden yeniden işyerinde çalışmasının beklenemeyeceği, dosyadaki mevcut tüm bilgi ve belgelerden, ve tüm dosya kapsamından oluşan delillerin bir bütün hâlinde ele alınıp değerlendirilmesi sonucunda davacının iş sözleşmesinin dava tarihi itibarı ile feshedilmediği, davacının fiilen çalışmasının devam ettiği ve fesih iradesinden vazgeçtiğinin kabulü gerektiği, buna göre davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin tazminatı ... olamayacağı, yine davacının iş sözleşmesinin kendisi tarafından feshedildiği beyanı karşısında ihbar tazminatı alacağının bulunmayacağı, davalı işveren tarafından dosyaya sunulan 20.02.2017 tarihli yazıya davacının itirazının olmadığı, kendi el yazısı ürünü ve imzanın kendisine ait olduğu isticvap beyanları ile sabit olduğundan davacının ücret alacağının olmadığı, davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmasına ilişkin iddiasını ispat için tanık deliline başvurduğu, dinlenen tanıkların davacı ile menfaat birliği içinde olduğu, bu nedenle beyanlarına itibar edilemeyeceği ve davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 27.12.2022 tarihli ve 2022/3371 Esas, 2022/3785 Karar sayılı kararıyla; davacının yaptığı işin niteliği de dikkate alındığında, davacının fazla çalışmayı, ulusal bayram ve genel tatil çalışmasını ve hafta tatili çalışmasını ispat edemediği, dava dosyasına sunulan ve davacı imzasını taşıyan belge ile davacı isticvabı suretiyle alınan beyanı dikkate alındığında ücret alacağının reddi talebinin de yerinde olduğu, bu nedenle davacının ödenmeyen işçilik alacakları olmadığı tespit edilmekle, tazminat taleplerinin reddine yönelik İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir hata görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.05.2023 tarihli ve 2023/3545 Esas, 2023/6736

Karar sayılı ilâmı ile; davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından ücretinin ödenmemesi nedeniyle feshedildiği belirtilerek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talep edildiği, iş sözleşmesin haklı nedenle olsa dahi kendisi fesheden işçinin ihbar tazminatı talebinde bulunamayacağına ilişkin İlk Derece Mahkemesi kabulünün yerinde olduğu, davacı asılın isticvaben alınan beyanından işverenin ödenmemiş ücretlerini ödeyeceğini söyleyip tekrar işe başlamasını istediği, bunun üzerine davacının davalı bünyesinde tekrar çalışmaya başladığının anlaşıldığı, davacının dava açıldıktan sonra tekrar davalı işyerinde çalışmaya başlamasının yeni bir çalışma dönemi olduğu, bu durumda İlk Derece Mahkemesince, davacının fesih iradesinden vazgeçtiği yönündeki kabulünün hatalı olduğu, dosya kapsamına göre davanın açıldığı tarihte davacının ücret alacağının bulunduğu sabit olmakla davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, diğer yandan davacı tarafından talep edilen ücret alacağının dava açıldıktan sonra ödendiğinin anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesince ücret alacağına ilişkin dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken esastan redde ilişkin hüküm kurulmasının da bir diğer hatalı yön olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava dilekçesi ile müvekkilinin fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığına ilişkin iddiada bulunulduğunu ve beyanlarına başvurulan tanık ifadeleri ile bu hususun sabit olduğunu, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının reddinin hatalı olduğunu, ücret alacağının ödenmediğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kıdem tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120 nci maddesinin atfıyla hâlen uygulanan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.