"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/789 E., 2024/32 K.
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/244 E., 2023/11 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin yurt dışı şantiyelerinde demir ustası olarak çalıştığını, ücretlerin her ay eksik ödendiğini, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının fazla çalışma yapmasına, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılığında ödeme yapılmadığını, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin yapımını üstlendiği Kamerun Japoma Spor Kompleksi inşaatı işlerinde demirci ustası olarak çalıştığını, davacının yapmış olduğu demir işleri bittiğinden iş sözleşmesinin feshedildiğini, son ücretinin 1.150,00 USD olduğunu, ücretlerin eksiksiz olarak ödendiğini, çalışma haricinde yapılan fazla çalışma var ise ücret bordrolarına yansıtılarak davacıya ödendiğini, bordroların imzalı olması nedeniyle bordroda kayıtlı fazla çalışmadan daha fazla çalışma yapıldığının yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini, yıllık ücretli izinlerini kullandığını, kullanmadığı izinler karşılığının ise ücret olarak ödendiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 29.05.2017-07.11.2019 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, hizmet süresinin 2 yıl 4 ay 1 gün olduğu, davacının tazminata esas ücretinin yemek ve barınma yardımı dâhil 2.044,74 USD olduğu, işverence ihbar öneline uyulmaksızın iş sözleşmesinin feshedildiği, iş sözleşmesinin haklı nedenle sonlandırıldığının işverence ispat edilemediği, bordroların tamamının ihtirazı kayıtsız imzalı olduğu dolayısıyla bordrolarda yazılı tutarın ödendiği, dosya kapsamında taraflarca yabancı ülke mevzuatının uygulanması yönünde herhangi bir talep olmadığı gibi 31.05.2022 tarihli duruşmada davalı vekilinin dosyada Türk mevzuatının uygulanmasını açıkça talep ettiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davacının ücret alacağının reddinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince bu konuda gerekçe yazılmadığını, ücret bordrolarında hile bulunduğunu ve davacının temel ücretinin düşürülerek tanzim edildiğini bu nedenle bu bordrolara itibar edilmemesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; uyuşmazlığa Kamerun hukuku uygulanması gerektiğini, ücretin 1.150,00 USD olarak kabulü gerekmekte iken işçi ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanları ve davacı iddialarına göre ücret takdir edilmesinin hatalı olduğunu, davacının yaptığı bir fazla çalışma (fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili) var ise tahakkuk ettirilerek kendisine ödendiğini, işçi ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının Ankara 48. İş Mahkemesinin 2021/1107 Esas sayılı dosyada verdiği yeminli ifadesi ile işbu davada kapsamındaki beyanlarının çelişkili olduğunu, davacının ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunabileceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının temel ücretinin 1.800,00 USD olarak kabul edilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen faiz tür ve başlangıç tarihlerinde isabetsizlik bulunmadığı, ücret alacağı isteğinin bordroların tamamı ihtirazı kayıtsız imzalı olduğundan reddinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı işveren uyuşmazlığa Kamerun hukukunun uygulanmasını talep etmiş ise de davalının yargılama sırasında bu yönde bir savunması bulunmadığından uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiği, aynı gün istinaf incelemesine tâbi tutulan dava dosyalarında iş yerinde fazla çalışma yapıldığı ve tatil günlerinde çalışıldığının tespit edildiği, ancak davacının Ankara 48. İş Mahkemesinin 2021/1107 Esas dosyasında Ordu İş Mahkemesince 2021/607 talimat sayısı ile 25.11.2021 tarihinde tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde "...mesai ücreti de bana ödenirdi..." dediği, buna göre davacının fazla çalışma ücretlerini aldığı ve bu talebin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenler dışında davacının fazla çalışma alacağının reddinin hatalı olduğunu, davacının 19.00'dan sonraki yapmış olduğu fazla çalışmaların karşılığını aldığını beyan ettiğini, işyerindeki normal çalışma süresinin haftalık 45 saatten fazla olduğunu ileri sürerek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacının ücret ve fazla çalışma alacağının ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 32, 37, 41 ve 63 üncü maddeleri.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
4. Dairemizin 25.01.2022 tarihli ve 2021/12852 Esas, 2022/1015 Karar sayılı ilâmında bordro hilesinin varlığı durumunda Dairenin ilkesi şu şekilde ifade edilmiştir:
"...
Davalı işyerinde bordro hilesi bulunduğu anlaşılmakla, bordro hilesinin söz konusu olduğu hallerde bordrodaki (fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti gibi) tahakkuklar aslında gerçekte bu çalışmaların karşılığı olan ücretler olmayıp, işçinin temel ücretinin bir parçası olduğundan, bu tahakkuk miktarları hiç dikkate alınmadan sonuca gidilmesi gerekmektedir.
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4857 sayılı Kanun'un 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan ücret hesap pusulası verilmesi zorunludur.
3. Uygulamada çoğunlukla ücret bordrosu adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
4. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
5. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili dava dilekçesinde, ücretin bir kısmının elden bir kısmının banka yolu ile ödendiğini; ancak 2019 yılı Ağustos ayı ile 2020 Temmuz ayı arasındaki dönem yönünden eksik ödeme yapıldığını ileri sürmüştür. Davalı ise cevap dilekçesi ile; personel ücret zarflarından anlaşılacağı üzere davacıya ödemelerin eksiksiz yapıldığını, ücret alacağı olmadığını, ödemelerin bir kısmının davacının şantiyedeki ihtiyaçlarını karşılaması için iş yapılan Ülkenin yerel para birimi (XAF) olarak, bir kısmının ise USD olarak ödendiğini ve makbuz tanzim edildiğini, kalan kısmın ise davacının Türkiye İş Bankasındaki hesabına ödendiğini savunmuştur. Dinlenen davacı ve davalı tanıkları da ücretin çok düşük bir kısmının elden, kalan kısmının ise banka yolu ile ödendiğini beyan etmişlerdir. Dosyada mevcut davacıya ait personel ücret zarflarında banka kodu ve hesap numarası yer aldığı, söz konusu banka hesap numarasına ilişkin kayıtlar incelendiğinde ise talep konusu dönem yönünden sadece Nisan 2019 dönemi ücret ödemesinin Kasım 2019 ve Nisan, Mayıs, Temmuz, 2020 aylarında, Mayıs 2019 ödemesinin ise Temmuz 2020 aylarında yapıldığı anlaşılmaktadır.
6. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler, davacı tarafın iddiası, davalı savunması ve tanık anlatımları ile personel ücret zarfları birlikte değerlendirildiğinde; davacı işçinin ücretlerinin bankadan ödeneceğine güvenerek personel ücret zarflarını imzaladığı; ancak bankadan ödemelerin eksik yapıldığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca banka kaydı ve avans belgelerinde yazılı bulunan ödeme miktarları mahsup edilerek davacının ödenmeyen ücret alacağının belirlenmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.