Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4517 E. 2024/6039 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının 696 sayılı KHK ile kadroya geçirildikten sonraki ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı, ikramiye alacağının hesaplama dönemi ve uygulanacak faiz oranı ile istinaf duruşma vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uygun karar verdiği, kararda hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla kazanılmış hak durumunun oluştuğu gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/395 E., 2023/777 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı İdare bünyesinde alt işveren şirketlerin işçisi olarak çalışmakta iken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna atandığını ve ücretinin asgari ücretin % fazlası olarak belirlendiğini, iş sözleşmesi hükmüne göre belirlenecek ücrete her altı aylık dönemde %4 ücret zammı yapılması gerektiğini, ancak davacının ücretine 01.01.2019 tarihinden itibaren sadece %4 ücret zammı yapıldığını ve bu şekilde ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek; ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının ücretinin sözleşmeler gereğince belirlenip zammın buna göre verildiğini, davacının ücretinde herhangi bir azalma olmadığını, ayrıca toplu iş sözleşmesi uyarınca belirlenen %4 oranında zammın da uygulandığını, istenilen faizin hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 39. İş Mahkemesinin 28.12.2021 tarihli ve 2021/163 Esas, 2021/593 Karar sayılı kararı ile davacının 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrosuna geçtiği, geçiş sırasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasında sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden ödeme yapılacağı belirtilmesine rağmen ücretinin ve ücrete bağlı diğer alacak taleplerinin eksik ödendiği, davacının alacaklarını arabuluculuk başvuru tarihi olan 20.01.2021 tarihine kadar olan alacaklarını talep edebileceği, arabuluculuk başvuru tarihinden dava tarihine kadar olan alacakları için arabulucuya başvurusunun bulunmadığı gerekçesiyle arabulucuya başvuru tarihine kadar olan taleplerin kabulüne, arabulucuya başvuru tarihinden sonraki taleplerinin ise dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 15.11.2022 tarihli ve 2022/4619 Esas, 2022/3987 Karar sayılı kararıyla, davacının kadroya geçtiği tarihten sonraki ücretinin taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesine uygun olarak ödenmediği, davalının zamanaşımı def'inin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmı ile; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek Ocak 2021 dönemindeki yeni asgari ücret miktarına göre belirlenmesi yerinde ise de bu ücrete ayrıca %4 oranında zam uygulanmasının mümkün olmadığı, ikramiye alacağı yönünden 31.10.2020 tarihinden sonraki dönemi de kapsayacak şekilde hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, ikramiye farkı alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmasının da hatalı olduğu

Gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; öncelikle istinaf aşamasında duruşma açılmasına rağmen duruşma vekâlet ücreti hükmedilmediğini, davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücret üzerine %4'lük zam yapıldığını, ücret indirimine gidilmediğini, iddia edilenin aksine davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek bu ücrete %4 zam uygulanmadığını, davacının 2018 yılı ücretinin korunarak %4 oranında zam yapıldığını, ücretin düşürülmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, faizlere de itiraz ettiklerini belirterek Mahkeme kararının bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 2021 yılı ücretinin tespiti ile buna göre alacakların hesabı, ikramiye alacağının hesaplama dönemi ve uygulanması gereken faiz oranı ile istinaf duruşma vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı ilâmında istinaf incelemesine özgü duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesinin şartları şu şekilde açıklanmıştır:

"...AÜTT Genel Hükümleri’nin 2. maddesinin ikinci fıkrasında ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilen istinaf kanun yolu incelemesine özgü görülmesi gereken duruşmalı iş ile; gerek 1086 sayılı HUMK’nın 429/2. maddesinde belirtilen '…O mahkeme temyiz edenden 434 üncü madde uyarınca peşin olan gideri kullanmak suretiyle kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir,…' duruşmanın, gerekse aynı maddenin karşılığı 6100 sayılı HMK’nın 373/3. maddesinde belirtilen '…Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir,…' duruşmanın birbirleriyle karıştırılmaması gerekmektedir.

30. HMK’nın 373. maddesinde, Yargıtay’ın temyiz kanun yolu incelemesi neticesinde verdiği bozma ilamı sonrasında yargılamanın alt mahkemelerden hangisi tarafından yapılması gerektiği hususunda ki ayrım; bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararı verip vermediği noktasında, başka bir ifade ile alt derece mahkemeleri kararlarının birbirleri ile paralel olup olmamasına göre düzenleme altına alınmıştır. Bu noktada, temyiz kanun yolunda bir karar verildikten sonra ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi sadece birer hüküm mahkemesi hâline gelmiş olup, bölge adliye mahkemesinin denetim mahkemesi yetkisi kalmamıştır. Diğer bir ifadeyle, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Buradan hareketle; AÜTT Genel Hükümleri uyarınca bölge adliye mahkemelerinin istinaf kanun yolu incelemesine ilişkin 'duruşmalı işler' tanımlamasından, Yargıtay bozmasından sonra alt derece hüküm mahkemesi olarak HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak yaptığı duruşma değil, HMK’nın 353. maddesinde belirtilen hâller dışında istinaf kanun yolu incelemesini duruşmalı olarak yapması gereken işlerden bahsedildiği hususu tartışmasızdır.

..."

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.