"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/165 E., 2022/299 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Dairemizce Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının iş müfettişi tarafından 07.02.2014-27.02.2014 tarihleri arasında işin yürütümü yönünden yapılan teftiş sonucu hazırlanan raporda tespit edilen hususların hatalı olduğunu belirterek Kurum işleminin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; iş müfettişleri tarafından düzenlenen raporun ve idari para ceza uygulanmasının mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı işveren tarafından 96 saatlik fazla çalışmanın 40 saatinin fazla çalışma olarak gösterildiğini, 56 saatlik fazla çalışma ücretinin ödenmediğini, yapılan ödemenin kısmi nitelikte olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.02.2016 tarihli ve 2016/1153 Esas, 2016/71 Karar sayılı kararıyla; dâhili davalı işçi tarafından haftalık yasal çalışma saatinin üzerinde çalıştırıldıkları gerekçesiyle başvuruda bulunulması üzerine iş müfettişi tarafından işyerinde yaz ve kış döneminde haftalık 45 saati aşan şekilde çalışmalar yaptırıldığı, fazla çalışma ödemelerinin ise daha az olduğu değerlendirilerek tespitte bulunulduğu, bu tespitin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 92 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan işçi alacağı kapsamında değerlendirilemeyeceği, iş müfettişi raporunda yer alan tespitlerin ve raporun etkisi ile sonucunun ileride açılması muhtemel alacak davalarında değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafından açılan davanın kanuni dayanağı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 20.02.2020 tarihli ve 2017/43232 Esas, 2020/3164 Karar sayılı ilâmıyla; Ankara 13. İş Mahkemesinin 2014/622 esas sayılı dosyasında 22.12.2015 tarihli gönderme kararı verilmesi üzerine, tarafların hukuki dinlenilme ... gözetilerek Ankara 22. İş Mahkemesince taraflara davetiye gönderilmesi ve duruşma açılması gerekirken dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının sair temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 06.10.2020 tarihli ve 2020/191 Esas, 2020/383 Karar sayılı kararıyla; bozma ilâmı üzerine taraflara duruşma günü tebliğ edildiği, davacıya ait gerekli belgelerin ve dava konusu müfettiş raporlarının getirtilerek incelendiği, taraflarca gösterilen tanıkların dinlendiği, dâhili davalı işçi tarafından haftalık yasal çalışma saatinin üzerinde çalıştırıldıkları gerekçesiyle başvuruda bulunulması üzerine iş müfettişi tarafından işyerinde yaz ve kış döneminde haftalık 45 saati aşan şekilde çalışmalar yaptırıldığı, fazla çalışma ödemelerinin ise daha az olduğu değerlendirilerek tespitte bulunulduğu, bu tespitin 4857 sayılı Kanun'un 92 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan işçi alacağı kapsamında değerlendirilemeyeceği, iş müfettişi raporunda yer alan tespitlerin ve raporun etki ile sonucunun ileride açılması muhtemel alacak davalarında değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafından açılan davanın kanuni dayanağı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2020/8896 Esas, 2021/956 Karar sayılı ilâmıyla; dosya içeriğinden, davaya konu edilen iş müfettişlerinin teftişi sonucu hazırlanan rapordaki tespitin sadece dâhili davalıya ilişkin olmadığı, davalı işyerindeki diğer işçileri de kapsayan genel bir tespit olduğu, bu sebeple dâhili davalının ayrıca alacak davası açmasının ve davalı işverenin alacak davasında davalı işyerinde fazla çalışma yapılıp yapılmadığı hususunu tartışıp iddialarını orada dile getirecek olmasının genel nitelikteki tespitin iptaline ilişkin davayı sonuçsuz kılmayacağı, Mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; denetime elverişli ve yerinde inceleme yapılarak düzenlenen 22.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda haftalık 18 saatlık fazla çalışma süresine karşılık olarak işverenlikçe haftalık ortalama 8,72 saatlik fazla çalışma ücreti ödendiği, işçi lehine bakiye alacak söz konusu olabileceği, dâhili davalının çalışma dönemi olan 20.11.2009 - 12.02.2014 tarihleri arasında toplam 3975 saatlik fazla çalışma yaptığının tespit edildiği, dâhili davalının imzasına havi ihtirazı kayıtsız ücret bordrolarının tetkikinde söz konusu döneme ait 1927 saate karşılık gelen 1.128,00 TL (brüt) ücretin tahakkuk ettirilip, dâhili davalıya ait banka hesabına ödendiği, bakiye fazla çalışma saati toplamının ise 2048 saat olarak tespit edildiği, davacı tarafından iptali istenen 28.02.2014 tarihli 7265-İNC-LI sayılı inceleme raporunun aksinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişi heyeti tarafından eksik ve hatalı bir rapor hazırlandığını, davalı İdare tarafından uygulanan idari para cezasının kapsamının müvekkili Şirketin Demetevler Vatan Şubesinde çalışan personelin fazla çalışma yapmalarına rağmen ücretlerinin ödenmediği iddiası üzerine düzenlendiğini, 12 işçi için idari para cezası kesildiğini, bilirkişi kök raporu hazırlanırken dava dosyasına sunulan idari para cezasına konu şubedeki 12 işçinin özlük dosyalarının incelenmediğini, bilirkişi raporunda dosyadaki evrak incelenmeden sadece dâhili davalı ... Demir ile müvekkili arasında imzalanan 19.11.2009 tarihli sözleşmeye göre fazla çalışma hesabı yapılıp ücret bordrolarının ve tanık beyanlarının incelenmemesinin hatalı olduğunu, davacı işçinin imzasını taşıyan ve fazla çalışma tahakkuku içeren bordro dönemlerinin fazla çalışma hesabından dışlanması doğru ise de, tahakkuk içeren ancak imza taşımayan bordroların gözetilmemesinin hatalı olduğunu, imzasız bordrolarda yer alan ve bankaya ödenen fazla çalışma tahakkuklarının hesaplanan fazla çalışmadan miktar olarak mahsup edilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4857 sayılı Kanun'un 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulunca düzenlenen raporun iptali isteminin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı Kanun'un 41, 63, 91 ve 92 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Devletin çalışma hayatını izlemek, denetlemek ve teftişe yetkili iş müfettişlerinin genel çalışma planı işin yürütümü ile iş sağlığı ve güvenliği teftişleri için ayrı ayrı hazırlanır. Biçimi bakımından iş teftişi faaliyetleri, programlı teftiş ve incelemelerden oluşan program dışı teftiş olmak üzere planlanır. Programlı teftiş, genel çalışma planı kapsamında programlanan ve çalışma hayatındaki sorunların değerlendirilmesi ve önceliklendirilmesi sonucu işyerlerinde gerçekleştirilen teftişlerdir. Buna karşılık incelemelerden oluşan teftiş ise programlı teftiş dışında çalışma mevzuatı ile ilgili talep üzerine veya İş Teftiş Kuruluna intikal ettirilen evraklardan teftiş hizmetiyle bağdaşır nitelikte olanların teftiş programına alınması sonucu işyerlerinde gerçekleştirilen teftişlerdir.
2. İş teftişi sonucunda düzenlenecek rapor türleri, yapılan teftişin niteliğine göre değişiklik gösterir. Programlı teftiş sonucunda düzenlenecek rapor, programlı teftiş raporu iken programlı teftiş kapsamı dışında, çalışma mevzuatı ile ilgili olarak işyerlerinde gerçekleştirilen teftişler sonucu düzenlenen rapor inceleme raporu yahut İş Teftişi Hakkında Yönetmelik'in 12 nci maddesinde ifade edildiği şekliyle program dışı teftiş raporudur.
3. Yönetmelik'in 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasına göre 4857 sayılı Kanun'un 91 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yapılan işçi şikâyetleri incelemesi işlemlerinin teftişi, iş teftişi faaliyetleri kapsamında planlanır ve yürütülür. İş Teftişi Hakkında Yönetmelik'in 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde de benzer şekilde bir hükme yer verilmiş ve çalışma mevzuatı ile ilgili ihbar, şikâyet ve benzeri talepler üzerine Başkanlığa intikal ettirilen evrakların teftiş programına alınması sonucu işyerlerinde program dışı teftişler yapılabileceği ifade edilmiştir.
4. Program dışı teftiş ya da incelemelerden oluşan teftiş olarak adlandırılabilecek teftiş sonucunda düzenlenen tutanaklar da gerek 4857 sayılı Kanun'un 92 nci maddesinin üçüncü fıkrası gerekse İş Teftişi Hakkında Yönetmelik'in 11 inci maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.
5. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı işverence çalışma sürelerine riayet edilmediği ve fazla çalışma yapan işçilere bu çalışmaları karşılığı ücretlerinin eksik ödendiği yönünde yapılan şikâyet üzerine başlatılan teftiş sonucunda, iş müfettişleri tarafından işçilerin fazla çalışma ücreti alacaklarının eksik ödendiğine dair tespitler içeren teftiş raporunun düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dava konusu yapılan inceleme raporundaki tespitler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişi tarafından yapılmış olmakla, davanın anılan Bakanlık aleyhine açılması gerekirken tespit ile ilgisi bulunmayan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilmesi hatalıdır.
6. Diğer taraftan 6100 sayılı Kanun'un "Tarafta iradî değişiklik" kenar başlıklı 124 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edileceği; dördüncü fıkrasında ise dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkimin karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği düzenlenmiştir.
7. Somut uyuşmazlıkta iş müfettişi rapor sonucunun Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü tarafından taraflara bildirilmesi nedeniyle raporun ... tarafından düzenlendiği izlenimi oluşması karşısında; davanın yöneltileceği taraf bakımından kabul edilebilir bir yanılgıdan söz edilmesi mümkündür.
8. Bu nedenle davacı tarafa, 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinde bulunup bulunmayacağı hususu sorularak talepte bulunulacağının belirtilmesi durumunda, uygun bir süre verilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
9. Öte yandan, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 22.12.2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece dahili davalı ...'nin fazla çalışma süresi ve kendisine ödenen fazla çalışma ücreti bakımından inceleme ve değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davaya konu edilen iş müfettişlerinin teftişi sonucu hazırlanan rapordaki tespit sadece dahili davalıya ilişkin olmamasına, davalı işyerindeki diğer işçileri de kapsayan genel bir tespit olmasına göre teftişe konu dönemde işyerinde çalışan bütün işçilerin teftiş dönemindeki çalışma süreleri, ödenen fazla çalışma ücretleri değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.