"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre, reddedilen tutar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu itibarla davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İstanbul Anadolu Yakası 1 No.lu şube sekreteri ünvanlı ücretli yönetici kadrosunda 28.04.2011 tarihinden itibaren çalışmaktayken 11.03.2016 tarihli ve 31 No.lu Şube Yönetim Kurulu Kararı ile ücretli yönetici kadrosunun uhdesinden alınmasına dair karar verildiğini, bu karara karşı açılan dava neticesinde kararın iptal edildiğini, iptaline karar verilen işleminden kaynaklı davacının elde edemediği hak ve alacaklarının ödenmesi için davalıya ihtarname keşide edilmiş ise de alacaklarının ödenmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle ücret, ikramiye, hizmet ödeneği, yıllık ücretli izin ve sosyal yardım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının yöneticilik yaptığı İstanbul Anadolu 1 No.lu şubede ücretli yönetici kadrosunun şube başkanı ve şube sekreterine özgülenmesi sebebiyle davacının şube sekreteri iken görevinin değiştiğini ancak Yönetim Kurulu üyeliğinin devam ettiğini, davacının fiilen şube sekreterliği görevini yürütmemesi sebebiyle ücret ve ikramiyeye de hak kazanmadığını, davacının şube yöneticisi olarak vekâlet sözleşmesine tâbi olduğunu ve yıllık ücretli izin uygulamasına tâbi olmadığını, davacı için herhangi bir sosyal hak da öngörülmediğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hukuka aykırı olduğu için iptal edilen karar sebebiyle çalışamadığı, çalışamadığı dönem yönünden de davacının ücret ve diğer alacaklara hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; faiz türü ve temerrüt tarihinin hatalı belirlendiğini, Devlet bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizinin uygulanması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince bu hususun dikkate alınmadığını, tüm alacaklara ilişkin işleyecek olan faiz türü bakımından yasal faize hükmedildiğini, Mahkeme kararında yer alan temerrüt tarihinin de Sendika kararının alındığı tarih olan 18.04.2016 olarak değiştirilmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvumuştur.
2. Davalı vekili; dava şartı yokluğu ve zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ıslah dilekçesine karşı ileri sürülen zamanaşımı def'inin İlk Derece Mahkemesince dikkate alınmadığını, bir kısım alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olması nedeniyle reddi gerektiğini, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi içtihatlarında sendika yöneticilerinin fiilen çalışmadığı dönemlerde ücret hak etmeyeceği sonucuna varıldığını, 22.04.2016 tarihinden sonraki dönem fiilî çalışma olmaması ve 21.04.2016 dönemine kadar olan her türlü hak ve alacaklarının ödenmesi nedeniyle davacının herhangi bir alacağının bulunmadığının açık olduğunu, bilirkişinin hesaplama yöntemine ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, raporda gerçek ücretlendirmeye göre hesap yapılmadığını, dosyaya Sendikanın bütün şubelerinin şube sekreterlerinin ücretleri için geçerli olan örnek bordroların sunulduğunu, davacının şube sekreteri olarak görev yaptığı düşünülürse dosya içeriğinde bulunan bu bordrolardan yola çıkılarak hesaplama yapılmasının doğru olacağını, fiilî çalışma olmadığı hâlde bu alacağın hesabı durumunda davacının alacak talebinde bulunduğu dönemde Sendika dışında elde ettiği ve elde edeceği muhtemel gelirlerin bu tutarlardan düşülmesi gerekeceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işverenlik kayıtları, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, faizin doğru belirlendiği, hükmedilen faiz türünün yerinde olduğu, davacının ücretinin mevcut delil durumuna göre belirlenmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, zamanaşımına uğrayan alacağın bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğu gerekçesiyle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davacı vekilinin temyiz istemi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sendika yönetici ücret alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) “Kuruluşların tüzüğü” kenar başlıklı 8 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Kuruluşların tüzüklerinde aşağıdaki hususların yer alması gerekir:
...
ğ) Üyelerce ödenecek aidat ve sendika yöneticilerinin ücretleri ile ilgili usul ve esaslar...”
2. 6356 sayılı Kanun’un “Genel kurulun görev ve yetkileri” kenar başlıklı 11 inci maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“ (1) Genel kurulun görev ve yetkileri şunlardır:
...
Yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kurulu üyelerine verilecek ücret, tazminat, ödenek ve yolluklar ile sosyal hakların belirlenmesi...”
3. 6356 sayılı Kanun’un “Kuruluşların gelirleri ve giderleri” kenar başlıklı 28 inci maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:
“Kuruluşlar, gelirlerini bu Kanunda ve tüzüklerinde gösterilen faaliyetleri dışında kullanamaz veya bağışlayamaz.”
4. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
5. Sendika Tüzüğü.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
B. Davalı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.