Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5863 E. 2024/9313 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı asıl işverenin alt işvereni nezdinde çalıştığı dönemde, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve buna bağlı alacaklarının bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu neticesinde davacının yaptığı numune alma ve kontrol işinin asıl işin bir parçası olduğu, daha önceki benzer bir davada da aynı iş için muvazaanın tespit edildiği ve kararın kesinleştiği, davacının sendika üyeliğinin davalıya bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının hesaplandığı gözetilerek davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/4466 E., 2024/205 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/1521 E., 2023/1097 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı asıl işverenden ihale alan alt işverenler nezdinde numune alma ve hazırlama elemanı olarak çalıştığını, gerçekte davalının asıl işçisi olduğunu, Eskişehir 2. İş Mahkemesinin dosyalarında davalı asıl işveren ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti yönünde verilen kararların kesinleştiğini ileri sürerek müvekkilinin ilk işe girdiği tarihten itibaren davalının işçisi sayılması gerektiğinin tespitine ve 27. Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesi'nden yararlandırılarak bu nedenle doğan ücret farkı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti fark alacakları, prim, sosyal yardım, giyim yardımı, yol yardımı, kira yardımı, ek ödeme ve benzeri alacaklardan oluşan sendikal haklar ile ilave tediye ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; muvazaa iddialarının haksız olduğunu, alt işveren çalışanlarının yaptığı iş kapsamında müvekkili İdarenin çalışanı bulunmadığını, yüklenici firma işçilerinin müvekkili tarafından işe alınmadığını, İdarenin sorumluluk kapsamında alt işverenleri denetlemesinin muvazaa olarak kabul edilemeyeceğini, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonrası aldırılan bilikişi heyeti raporunda; teknik yönden yapılan incelemeler sonucunda davacının çalışmasının üretim faaliyetine ilişkin olduğu, Kırka Bor İşletme Müdürlüğünde numune alma ve hazırlama işinde çalışan davacının işe giriş tarihinden itibaren yapmış olduğu işin, mal üretiminin yardımcı işlerinden ve teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olarak alt işverene verilebilecek işlerden olmadığı, işyerinde fiilen yapılan işin yerinde gözlemlenmesi sonucunda ihale edilen kontrol işlemleri için örnek alma işlerinin ve bu işlerde çalışanların işverenin asıl işini yaptığı kanaatine varıldığının bildirildiği, bu nedenle davalı asıl işveren ile davacının kayden işvereni olarak görünen şirketler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu, davacının bu bağlamda ilave tediye alacağına hak kazandığı, davalı ile yetkili Sendika arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerine yapılan hesaplamalara göre hazırlanan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, buna göre ödenmesi gereken ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile brüt fark alacağı bulunduğu, aynı şekilde sendikal haklar kapsamında hesaplanan alacaklara hak kazandığı, yılık izin ücreti alacağına yönelik talebin ise sübut bulmadığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalarda davacının sendika üyeliğinin davalı asıl işverene bildirim tarihinin gözetildiği, yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre davalı işveren bünyesinde alt işveren şirketler nezdinde numune alma işinde çalışan davacının yaptığı işin yardımcı nitelikte bir iş olmayıp asıl iş niteliğinde olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin ve yapılan sözleşmenin muvazaaya dayalı olduğu, davacının baştan itibaren davalının işçisi sayılması gerektiği gerekçesiyle bilirkişi raporu ile hesaplanan alacakların raporlarda yazılı tutarlarda hüküm altına alınmasına dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının yaptığı işin yardımcı iş kapsamında olduğunu, kanunen izin verilen bir konuda kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair kabulün eksik incelemeye dayalı ve hatalı olduğunu, zira müvekkili İdarenin ana faaliyet alanının; bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, davacının yaptığı işin herhangi bir uzmanlık gerektirmediğini, işin esas sevk ve idaresinin İdarenin, kadrolu ve vasıflı işçileri tarafından yapıldığını, numune alma ve hazırlama işinin niteliği gereği yardımcı iş olduğunu ve asıl işin bir bölümü olmadığını, emsal içtihatlar gereği her hizmet alımının ilişkin olduğu dönem bakımından ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince önceki tespit nedenlerine dayanarak karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekleri incelendiğinde görüleceği üzere, alt işveren işçilerinin yönetim hakkı tamamen alt işverene ait olup müvekkili İdarenin bu işçiler üzerinde yönetim hakkını kullanmadığını, Asil Grup Sosyal Hizmetler Dan. Pey. Tem. Gıda Tic. Ltd. Şti. ile bu kapsamda çalıştırılan işçilerin üyesi bulundukları Türkiye Maden İşçileri Sendikasının tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden davacının da yararlandığını, bu kapsamda kendisine ödemeler yapıldığını ve İlk Derece Mahkemesince bu savunmanın dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince talep dönemine ilişkin hizmet alım sözleşmeleri ve eklerinin getirtildiği, mahallinde kimya, makine ve maden mühendisi iştiraki ile keşif yapılarak heyet raporu alındığı, yapılan keşif ile alınan bilirkişi heyet raporu uyarınca davacının ifa ettiği, numune alma ve kontrol işinin asıl işin bir parçası olduğu, nitekim davacının daha önceki hizmet alım sözleşmesinde de aynı işi yaptığı ve bu nedenle muvazaa iddiasıyla açtığı davada muvazaanın tespit edildiği, kararın kanun yollarından geçerek kesinleştiği, buna göre muvazaa tespitinin yerinde olduğu, davacının 18.01.2016 tarihinde Türkiye Maden İşçileri Sendikasına üye olduğu, Sendikanın yazı cevaplarından, davacının bu üyeliğin alt işveren Şirkete 31.03.2016 tarihinde, davalı asıl işveren İdareye ise 13.12.2016 tarihinde bildirildiğinin anlaşıldığı, alınan hesap bilirkişi raporunda davalıya üyeliğin bildirim tarihi olan 13.12.2016 ile arabuluculuk son tutanak tarihi arasındaki dönem için hesaplama yapıldığı, ilave tediye yönünden 10.12.2015-13.12.2016 tarihleri arasındaki dönem için toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanmaksızın fiilen aldığı ücrete göre hesaplama yapıldığı, arabuluculuk tutanak tarihi itibarıyla alacak taleplerine dayanak yapılan toplu iş sözleşmelerinin imzalanmış olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda toplu iş sözleşmesi hükümlerinin doğru uygulandığı ve özellikle sendikal haklar bakımından İlk Derce Mahkemesinin kabule ilişkin kararının esas yönünden de yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının yaptığı işin yardımcı iş kapsamında olduğunu, kanunen izin verilen bir konuda kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair kabulün eksik incelemeye dayalı ve hatalı olduğunu, zira müvekkili İdarenin ana faaliyet alanının; bor ve türevi cevherlerin çıkarılıp üretilerek satışa hazır hâle getirilmesi olduğunu, davacının yaptığı işin herhangi bir uzmanlık gerektirmediğini, işin esas sevk ve idaresinin İdarenin, kadrolu ve vasıflı işçileri tarafından yapıldığını, numune alma ve hazırlama işinin niteliği gereği yardımcı iş olduğunu ve asıl işin bir bölümü olmadığını, emsal içtihatlar gereği her hizmet alımının ilişkin olduğu dönem bakımından ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince önceki tespit nedenlerine dayanarak karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekleri incelendiğinde görüleceği üzere, alt işveren işçilerinin yönetim hakkı tamamen alt işverene ait olup müvekkili İdarenin bu işçiler üzerinde yönetim hakkını kullanmadığını, davacının çalışmış olduğu işin, doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan, süreklilik arz eden ihtiyaç niteliğinde bir yardımcı iş kapsamında olduğunu savunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve alacakların hesaplanması hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri. 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 11 ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.