"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2018/233 E., 2023/211 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1996-2010 yılları arasında işçi olarak nezaretçi ünvanı ile çalıştığını, işyerinde 1998 yılında nezaretçilere ikramiye ödemesi uygulaması başladığını, müvekkili ile bir kısım nezaretçilere ikramiye ödemesi yapılmamasına rağmen diğer nezaretçilere üç ayda bir, bir net ücret tutarında ikramiye ödendiğini, işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmelerinde de ikramiye ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak nezaretçi ünvanı ile çalışanların sendika üyesi işçi olmadıklarını, müvekkiline ikramiye ödenmemesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia ederek ikramiye alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davalı işyerinde nezaretçiliğin genel bir kavram olduğunu ve işyerinin şartlarına göre değişiklik gösterdiğini, ayrıca nezaretçilerin ücretlerinin eğitim durumu, çalışma şartları, işin zorluğu, sorumlulukları ve çalıştırdıkları işçi sayısına göre değiştiğini, davacının ayrılırken ibraname imzalayarak işvereni ibra ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.10.2013 tarihli kararı ile; davacı kapsam dışı çalıştığından ve sözleşme hükümlerinden yararlanamadığından toplu iş sözleşmesine dayanarak bir tazminat talep etme hakkına sahip olmasa da işyerinde eşitlik ilkesi uyarınca davacının çalışmasının karşılığı olarak ikramiye talep edebileceğine kanaat getirildiği belirtilerek bilirkişi incelemelerindeki hesaplamalar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 23.11.2015 tarihli kararıyla; davalı işyerininin talep konusu döneme ilişkin ilgili kayıtlarının getirtilerek kayıtlar üzerinde mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılması suretiyle kimlere ikramiye verildiği, ikramiye verilenlerin hangi kriterlere göre belirlendiği, tespit edilen kriterlerin işverenin eşit davranma yükümlülüğüne uygun olup olmadığı, davacının tespit edilen kriterleri taşıyıp taşımadığı hususları ile ikramiye ödemesinde miktar ve oranların hesaplamaya elverişli bir şekilde tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 02.03.2017 tarihli kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda nezaretçi olarak çalışan bazı işçilere ikramiye ödemesi yapılırken bazı işçilere ikramiye ödemesi yapılmadığının anlaşıldığı, işçilerin eğitim durumu, kıdemi ve yapılan iş dikkate alındığında işverenin farklı uygulama yapmasını gerektirecek mahiyette farklılık bulunmadığı sabit olduğundan işverenin eşit davranma yükümlülüğü uyarınca davacının ikramiye alacağına hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay(Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 29.05.2018 tarihli kararıyla; Mahkemece yapılan değerlendirmede, yalnızca bozma öncesi dinlenen tanıklar M.E., C.B. ve A.U. emsal çalışan olarak dikkate alınmış ise de söz konusu kişilerin davacı ile aynı durumda olmadıkları, bu sebeple emsal nitelikte olamayacakları; ayrıca davalı tarafından dosyaya ibraz edilen diğer çalışanlara ilişkin belgelerin ayrıntılı olarak değerlendirilmediği, eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu; öte yandan, dosya içeriğine göre davalı tarafından emsal olarak belirtilen çalışanlara ilişkin imzasız bordrolarda yalnızca 2009-2010 yılları arasında ikramiye tahakkuku yapıldığı görüldüğünden ikramiyenin emsal çalışanlara ödendiği tarih aralığının da göz önünde bulundurulması gerekirken ikramiye alacağının dava zamanaşımı gözetilerek 24.08.2005 tarihinden itibaren hesaplanmasının da hatalı olduğu gerekçesi ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda kapsama alınan 29.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda davacıya emsal olabilecek 6 işçinin bulunduğunun tespit edildiği, bu işçilerden 4 tanesinin ikramiyeden yararlanmadığı, ikramiyeden yararlanan diğer 2 işçinin ise davacının talep ettiği dava konusu dönemde davalı işyerinde çalışması bulunmadığı anlaşıldığından davacının davaya konu alacakları talep edebileceği dönemde emsal olarak kabul edilemeyecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişi tarafından hukuki değerlendirmelerde bulunulmasının kabul edilemeyeceğini, söz konusu raporda emsal olup da ikramiye alanların bulunduğu belirtilmesine rağmen davanın reddinin hatalı olduğunu, emsal tespiti yapılırken hangi eğitim seviyesinde olursa olsun nezaretçi ünvanı ile aynı işi yapanların esas alınması gerektiğini, işverenin nezaretçileri istihdam ederken tahsil durumuna göre bir ayrım yapmadığını, hangi eğitim seviyesinde olursa olsun nezaretçi ünvanına sahip işçilerin aynı işi yaptıklarını ve aynı sorumluluğu taşıdıklarını ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının ikramiye alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5 inci ve 32 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.