Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6126 E. 2024/8209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalılar arasında asıl işveren-alt işveren veya ihale makamı-müteahhit ilişkisi bulunup bulunmadığına, davalı ... Müdürlüğünün işçilik alacaklarından sorumluluğuna ve davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı ve davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davalı ... Müdürlüğü yönünden davanın reddine ve davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/739 E., 2023/480 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Davalı ... İnşaat Taah. ve Tic. Elektrik Üretim AŞ vekili ve davacı vekili

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece ikinci bozma kararına karşı direnilmesine karar verilmiştir.

Direnme kararının davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.05.2018 tarihli ve 2018/22-431 Esas, 2018/997 Karar sayılı kararı ile usulden bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, usule uygun direnme kararı verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2021 tarihli ve 2018/9(22)-1079 Esas, 2021/701 Karar sayılı kararı ile direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ve ... İnşaat Taah ve Tic Elekt Üretim AŞ (... İnşaat Şirketi) vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararından sonra Mahkemece bozmaya uygun olarak verilen kararda hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarın, Mahkemenin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 12.950,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı ... İnşaat Şirketinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Müdürlüğüne ait yol, köprü ve asfalt yapımı işinde davalı ... İnşaat Şirketi nezdinde 01.04.2009-15.12.2013 tarihleri arasında iş makinesi operatörü olarak aralıksız şekilde çalıştığını, ücretinin net 1.100,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, sürekli olarak emir ve talimatları veren ve denetimleri yapan kişilerin davalı ... yetkilileri olduğunu, davalı ... İnşaat Şirketinin alt işveren olduğunu, şantiyede kaldıklarını, davalı işyerinde 07.00-19.00 saatleri arasında çalışıldığını, akşam çıkış saati 19.00 olmasına rağmen çoğu zaman 20.00’ye kadar çalıştıklarını, genel tatil ve hafta tatili günlerinde de çalıştığını, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, ikramiye, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davacının ihale edilen iş kapsamında davalı ... İnşaat Şirketinde sigorta kaydının yaptırıldığını ve bu Şirkette çalıştığını, müvekkilinin bu davada taraf sıfatının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... İnşaat Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Şirketin davalı ... Müdürlüğüne ait Yerköy Ayrımı Yozgat-Sorgun Yolu 120-170 km yol inşaatı işini üstlendiğini, davacının anılan şantiyede 07.09.2013-15.12.2013 tarihleri arasında çalıştığını, en son ücretinin 900,00 TL olduğunu, davacının kendi isteği ile işyerinden ayrıldığını, işçilere ikramiye ödenmesine ilişkin işyeri uygulaması bulunmadığını, işin durumuna göre nadiren yapılan fazla çalışmaların karşılığının ödendiğini, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma olmadığını, davacı da dâhil şantiyede çalışan işçilerin tamamına yıllık izinlerin kullandırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 18.11.2014 tarihli ve 2014/658 Esas, 2014/1210 Karar sayılı kararıyla; dava konusu alacakların belirlenebilir olması nedeniyle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02.02.2015 tarihli ve 2015/975 Esas, 2015/2110 Karar sayılı kararıyla; davacının dava dilekçesi ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak 100,00'er TL kıdem tazminatı, yıllık izin, ikramiye, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep ettiği, 03.11.2014 harç tarihli ıslah dilekçesinde ise dava konusu alacakların belirli alacak olduğunu açıklayarak dava değerini artırdığı, bu durumda davanın kısmi olarak açıldığı, kısmi istekle dava açılmasına kanuni engel bulunmadığı da gözetilerek işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, davacı vekilinin duruşmadaki beyanından hareketle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinin hatalı olduğu şeklindeki gerekçeyle bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığı belirtilerek Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.03.2017 tarihli ve 2015/311 Esas ve 2017/218 Karar sayılı kararıyla; bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, davalı ... Müdürlüğünün ihale makamı, davalı Şirketin ise müteahhit konumunda olduğu, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispatlanamadığı, davacı tanıklarının davalılar aleyhine açılmış davaları bulunduğundan beyanlarına itibar edilemeyeceği gerekçesiyle fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri yönünden davanın reddine, kıdem ve ihbar tazminatları yönünden davanın kabulü ile davalı Şirketten tahsiline, davalı ... hakkında açılan davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 04.07.2017 tarihli ve 2017/35871 Esas, 2017/15911 Karar sayılı ilâmı ile; somut olayda; davacının operatör ünvanı ile davalı ... İnşaat Şirketi işçisi olarak davalı İdare bünyesinde çalıştığı, davalılar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi incelendiğinde "Yerköy-Yozgat-Sorgun-Akdağmadeni-Yıldızeli yolları kesiminin yapım işi" olduğunun görüldüğü, söz konusu işin niteliği gereği sürekli bir iş olduğu, bu hâli ile anahtar teslimi iş olarak kabulünün mümkün olmadığı, davalılar arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu; yapılan sözleşme kapsamının, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olduğu, yazılı gerekçe ile davalı İdarenin ihale makamı olduğu kabulünün ve bir kısım işçilik alacakları için davalı İdare yönünden husumetten ret kararı verilmesinin hatalı olduğu, dosyada mevcut olan ancak hesaplamalara esas alınmayan bilirkişi raporunda aralık ve nisan ayları dışındaki çalışmalar için haftada altı gün 07.00-19.00 saatleri arasında çalışıldığı, günlük 3 saat fazla çalışma yapıldığı, ayda iki hafta tatili ile genel tatillerde çalışıldığının değerlendirildiği, nitekim gerek Dairenin 02.06.2016 tarihli ve 2016/7345 Esas, 2016/16301 Karar sayılı ilâmı, gerekse seri nitelikteki diğer dosyalarda aynı davalılara karşı dava açan işyeri çalışanlarına ilişkin dosyalarda da aynı doğrultuda yapılan hesaplamaların kabul edildiği, bu durumda davacının görevi, çalışma süresi, tanık beyanları ile emsal kararlar birlikte değerlendirildiğinde davacının, fazla çalışma hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin dosyadaki bilirkişi raporu esas alınarak kabulü gerektiği gerekçesiyle Mahkeme hükmünün oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 26.10.2017 tarihli ve 2017/443 Esas, 2017/549 Karar sayılı kararıyla: davalı Şirketin yol yapım işini üstlendiği, davalı İdarenin ihale ile kurulan bu yeni işyerinde işçi çalıştırmadığı, söz konusu yol yapım işinin tamamının davalı Şirkete verildiği, buna göre davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunun kabul edilemeyeceği, diğer taraftan bozma kararında geçen emsal kararda, dava konusu olan çalışma yerinin ve çalışma döneminin, davacının çalışma dönemi ve yerinden farklı olduğu, bu bağlamda bahsi geçen kararın emsal nitelikte olmadığı, ayrıca farklı nitelikteki işçilerin çalışma gün ve saatinin aynı olduğunun varsayılmasının mümkün olmadığı, üstelik emsal kararda Mahkemece davalı taraf aleyhine açılmış davası bulunan tek tanık dinlenerek sonuca varıldığı, bu itibarla ispat yükü kendisinde olan davacının fazla çalışma yaptığını, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edemediği gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

E. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.05.2018 tarihli ve 2018/22-431 Esas, 2018/997 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece direnme kararında sadece "Bozma ilamına uyulmayarak mahkememizce tesis edilen önceki kararda direnilmesine," denilmekle yetinildiği, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı nitelikleri haiz kısa karar kurulmadığı, bu durumda, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü bulunmadığı, Mahkemece taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı nitelikleri haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiği gerekçesiyle direnme kararının usulden bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar

Mahkemenin 19.06.2018 tarihli ve 2018/154 Esas, 2018/347 Karar sayılı kararıyla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda usuli eksikliklerin giderildiği belirtilerek önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.

G. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2021 tarihli 2018/9(22)-1079 Esas, 2021/701 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece öncelikle davacının çalıştığı tüm işyerlerinin ünvanı, adresi, tescil belgeleri ile varsa ortak, adres değişimlerine ilişkin belgeler ve her iki davalı bakımından tüm kayıtların, davacının yaptığı iş ve yapılan işin davalılar ile ilgisi olup olmadığını gösteren kayıtların, davacının çalıştığı görünen tüm işyeriyle ilgili işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan temin edilmesi, 01.04.2009-15.12.2013 çalışma dönemine ilişkin tüm hizmet alım sözleşmeleri, genel, idari ve teknik şartnamelerin getirtilmesi, daha sonra hepsi birlikte değerlendirilerek davacının 01.04.2009-15.12.2013 tarihleri arasındaki tüm çalışmasını davalı Şirket nezdinde geçirip geçirmediği; tüm çalışma dönemi boyunca hangi hizmet alım sözleşmesi kapsamında ve hangi işi yaparak çalıştığı, çalışılan işlerin birbirinin devamı niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi için yapılan araştırma sonucuna göre, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ya da ihale makamı müteahhit ilişkisi bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiği, bu araştırma sonucunda 2009 ila 2013 yılları arasında davacının hangi işveren nezdinde, nerede, hangi şantiyede çalıştığı belirlenebileceğinden dosyadaki mevcut delil durumuna göre yeniden yapılacak bir değerlendirme ile davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine hak kazanıp kazanamayacağına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

H. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı, nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal 2022/17171 Esas, 2023/350 Karar sayılı kararında davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı, davalı Şirketin üstlendiği yol yapım işinin tamamının davalı İdare tarafından ihale ile verildiği, davalılar arasındaki ilişkinin ihale makamı ve müteahhit ilişkisi olduğu gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın reddine dair verilen kararın kesinleşerek onandığı, mevcut delil durumu itibarıyla yıllık izin ve ikramiye alacaklarının reddi gerektiği, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri yönünden ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça dinlenen tanıkların davacı ile menfaat birliği içinde olan tanıklar olduğu, alacakları ispata yarar başkaca delil bulunmadığı göz önüne alınarak bu taleplerin reddi gerektiği, davacının hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatlarından sadece davalı Şirketin sorumlu olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine, davalı Şirket yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Şirket vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; hükmedilen alacaklardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğini, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu, işçilerin fazla çalışma yaptığı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştıklarını ve bu çalışmanın ispatı açısından tanıktan başka delilleri bulunmadığını, tanıkların dava açmasının taleplerin reddini gerektirmeyeceğini, yıllık izin ücreti ve ikramiye alacağı taleplerinin de kabulü gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... İnşaat Şirketinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalılar arasında asıl işveren alt işveren ya da ihale makamı ve müteahhit ilişkisi bulunup bulunmadığı, buna göre davalı ... Müdürlüğünün dava konusu alacaklardan sorumluluğu ile davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.

3. Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davalı ... İnşaat Şirketi Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.