"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktarın karar tarihindeki efektif satış kuru üzerinden Türk lirası karşılığının, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Gürcistan'da bulunan şantiyesinde 08.04.2014-24.02.2017 tarihleri ve 23.10.2017-30.03.2020 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin her iki dönem için de haklı neden olmaksızın davalı tarafça feshedildiğini, davacının en son aylık ücretinin 1.950,00 USD olduğunu müvekkilinin gerçek ücretinin resmî kayıtlarda gösterilmediğini davacının çalıştığı döneme ilişkin fazla çalışma ücretlerinin ve hafta tatili ücretlerinin ödenmediğini ulusal bayram ve genel tatil günlerinin tamamında çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kısmi alacak davası olarak kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı, belirsiz alacak davası olarak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle birlikte USD cinsinden olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunduklarını, davacının dava dışı Şirket nezdinde 04.06.2014-10.05.2015 tarihleri arasında 1.050,00 USD ücretle çalıştığının tespit edildiğini, iş sözleşmesinin davacı tarafça feshedildiğini, davacının yaklaşık 9 ay sonra yeniden işe girdiğini 24.02.2018-31.03.2020 tarihleri arasında 975,00 USD ücret ile çalıştığını ve iş sözleşmesinin yine davacı tarafından feshedildiğini, sözleşmede açıkça belirlendiği üzere iddia edilen ücrette fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin de dâhil olduğunu, çalışılan ülke hukukunun uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; emsal kararlar dikkate alındığında davalının husumet itirazının yerinde olmadığı, Yargıtayın son dönem içtihatları dikkate alındığında davalının Gürcistan'da çalışan işçileri yönünden açılan davalarda Gürcistan hukukunun uygulanması gerektiği, davacı ile yapılan son iş sözleşmesine göre davacının aylık net ücretinin 862,50 USD olduğu aylık 80 saat fazla çalışma ve aylık iki hafta tatili çalışmasının ücretin içinde olduğu bu şekilde davacının ücretinin 1.725,00 USD olarak belirlendiği, Gürcistan hukuku uyarınca davacının çıplak ücreti olan 862,50 USD üzerinden iki aylık ücret tutarında ihbar tazminatına hak kazandığı, Gürcistan hukukuna göre haftalık çalışma süresinin 40 saat olduğu, tanık beyanları dikkate alındığında davacının haftalık 29 saat fazla çalışma yaptığı, bu şekilde yapılan hesaplama ile bulunan miktar üzerinden indirim uygulandığı ve davacıya haftalık 20 saat fazla çalışma ücreti karşılığı ödenen miktarın mahsubu ile davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığı belirtilerek hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulüne, fazla çalışma ücret alacağı ile kıdem tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Gürcistan hukuku uygulanmasının eşitlik ilkesine ve sürpriz karar verme yasağına aykırı olduğunu, Gürcistan hukukunda indirim uygulamasının bulunmadığını, fazla çalışma ücretinde maddi hata bulunduğunu, Türk hukukuna göre kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerektiğini davacının gerçek ücretinin net 1.950,00 USD olduğunu, ücret içerisinde olduğu belirtilen fazla çalışma ücretinin aslında gerçek ücretin bir parçası olduğunu, fazla çalışma ücretinin ücrete dâhil olduğu belirtilen iş sözleşmelerinin hem Türk hem de Gürcistan hukukuna aykırı olduğunu, bordrolarda her ay aynı saat üzerinden fazla çalışma ücreti ödendiğini, bordroların muvazaalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; somut uyuşmazlığa çalışan ülke mevzuatının uygulanması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtayın son içtihatları dikkate alındığında uyuşmazlığa Gürcistan hukukunun uygulanmasının yerinde olduğu, somut uyuşmazlıkta Türk hukuku uygulanmadığından davalı vekilinin istinaf sebebinin isabetli olmadığı, dosya içerisinde yer alan sözleşme hükümleri dikkate alınarak davacının ücretinin belirlenmesinde hata bulunmadığı, indirim uygulanmasının yerinde olduğu belirtilerek tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen benzer gerekçelerle birlikte reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; uygulanacak hukuk, fazla çalışma alacağının hesabı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından indirim uygulanmasının yerinde olup olmadığı, davacının aylık ücreti ve kıdem tazminatı talep hakkının bulunup bulunmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"...
(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.
3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
5. Gürcistan İş Kanunu'nun ilgili hükümleri şu şekildedir;
"Madde 31 Maaş: Maaş şekli ve miktarı iş sözleşmesinde belirlenir. Bu Maddedeki normlar sadece iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe kullanılır."
"Madde 17/4 Fazla Mesai: Fazla mesai maaşın saatlik oranı arttırılarak ödenecektir. Bu ücret miktarı taraflarca belirlenir."
" 17/5 "Taraflar fazla mesai karşılığında işçiye/çalışana ek dinlenme süresi verilmesi üzerinde anlaşabilirler."
"Madde 20/3 Tatil Günleri "Bu maddenin 1.fıkrasında belirtilen tatil günlerinde işçi/çalışanın iş yapması fazla mesai olarak kabul edilir ve ücreti ödeme şartları bu kanunun 17. Maddesinin 4. ile 5. Fıkralarında belirtilen kurala göre belirlenir."
6. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının haftalık 69 saat çalışmasının bulunduğu, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmelerinde haftalık çalışma saatinin 40 saat olarak belirlendiği, bu hâlde davacının fazla çalışmasının haftada 29 saat olduğu belirtilmiştir. Mahkemece; haftalık 29 saat fazla çalışmaya göre yapılan hesaplamadan indirim yapılmış ve davacıya ödenen miktarların mahsubu ile davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığı kabul edilerek, talebin reddine karar verilmiştir. Ancak varılan sonuç hatalı olmuştur.
Davacının iş sözleşmelerinde; haftalık çalışma saatinin 40 saat olduğu, aylık 80 saat fazla çalışma ücretinin ise ücrete dâhil olduğu belirtilmiştir. Hâl böyle olunca; davacının haftalık çalışma saatinin 40 saat olduğu, tanık beyanlarına göre davacının haftalık 69 saat çalışma yaptığı, iş sözleşmelerine göre ödenen haftalık 20 saat fazla çalışmanın düşülmesi ile davacının haftada 9 saat fazla çalışmasının ödenmediği anlaşılmaktadır. Nitekim hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hafta tatili alacağı bu yöntemle 3 saat üzerinden hesaplanmış; Mahkemece de bulunan bu miktar üzerinden tanık beyanlarına dayalı hesap yapılması nedeniyle indirim yapılarak hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenle; davacının haftada 9 saat ödenmeyen fazla çalışma ücreti alacağının bulunduğu kabul edilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Diğer yandan; davacının davalı Şirkete ait yurt dışında bulunan işyerinde çalıştığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince davaya konu uyuşmazlığın çözümünde Gürcistan İş Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması suretiyle yapılan hesaplamaya göre belirlenen alacakların hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak dava tarihinin 25.08.2020 olması ve yabancı hukukun uygulanması sonucunda kısmen ret kararı verilmiş olması karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı da gözetilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.10.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
D E Ğ İ Ş İ K G E R E K Ç E
Davacı aylık temel ücretinin 1.950,00 USD olduğunu iddia ederek işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Taraflar arasında 3 çalışma dönemi için ayrı iş sözleşmeleri düzenlenmiş olup bu iş sözleşmelerinde; davacıya her ay sırasıyla 2.100,00 USD, 1.950,00 USD ve 1.725,00 USD ödeneceği; ancak bu ödemenin yarısının temel ücret, yarısının ise haftada 20 saat fazla çalışma ve ayda iki hafta tatilinde 10 saatlik çalışma karşılığı olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının sözleşmelerdeki, temel ücret olduğu belirtilen sırasıyla 1.050,00 USD, 975,00 USD, 862,50 USD miktarlar esas alınmak suretiyle işçilik alacakları hesaplanmıştır. Taraf vekillerinin istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda kamu düzeni, 5718 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulmakta olup, söz konusu hüküm “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde, Türk hukuku uygulanır.” şeklindedir.
Yabancılık unsuru taşıyan hukuki uyuşmazlığa uygulanacak hukuk yabancı devletin hukuku ise kural, yabancı hukukun uygulanmasıdır. Bununla birlikte yabancı hukukun uygulanmasının sınırı, doğacak hukuki sonuçların Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamasıdır. Bir yabancı hukuk kuralı Türk hukukunun temel değerlerine, genel adap ve ahlak anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda (Anayasa) yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ahlak ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı karar).
Avrupa Adalet Divanının bir kararında belirtildiği üzere azami çalışma süresi işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgilidir (14.10.2010, ... v ... C-243/09, EU:C:2010:609, p. 32-33). Ülkemizde de çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla çalışma süreleri sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda 4857 sayılı İş Kanunu’nda (4857 sayılı Kanun) günlük çalışma için en çok 11 saat, haftalık çalışma için ise en çok 45 saatlik bir süre öngörülmüştür. İşçinin onayı ile yılda 270 saati geçmemek üzere fazla çalışma yapılabileceği göz önünde bulundurulduğunda 4857 sayılı Kanun'a tâbi işçiler bakımından haftalık azami çalışma süresinin 50 saat olduğu söylenebilir.
Dairemiz uygulamasına göre aylık ücretin asgari ücretten ayda en az 22,5 saatlik fazla çalışmayı karşılayacak miktarda yüksek olması kaydıyla fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğuna yönelik sözleşme hükmü geçerlidir. Böyle bir durumda yılda 270 saat fazla çalışma karşılığının aylık ücret içinde ödendiği kabul edilmektedir. Yine Dairemiz uygulamasına göre aylık ücretin fazla çalışmayı da kapsadığı şeklinde bir düzenleme olması durumunda, temel ücret yılda 270 saatlik fazla çalışmayı da içine alan ücrettir. İşçilik alacakları bu temel ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Yani temel ücret belirlenirken fazla çalışma karşılığı olarak ödenen miktar ayrıştırılmamaktadır. Gerçekten işçiye, fazla çalışma yapmasa dahi aynı ücretin ödenmesi, ayrıştırma yapılmamasını gerektirir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmelerin ilgili hükümlerine göre; davacı işçiye haftada 57 saat çalışma ve ayda iki hafta tatilinde 10’ar saat olmak üzere yapacağı çalışma karşılığı olarak ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacı sürekli olarak ayda iki hafta 57 saat, iki hafta ise 67 saat çalışacaktır. Bu süreler dışında yapılan çalışmanın ise fazla mesai olduğu ve ayrıca ücretlendirilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Davacının sürekli biçimde bu şekilde çalıştırılması Türk hukukunda öngörülen azami çalışma süresini ihlal eden bir durumdur. Türk hukuku bakımından da azami çalışma sürelerine ilişkin kurallar iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanabilmesinin bir gereğidir. Azami çalışma süresi, ihlali hâlinde ortaya çıkabilecek kazalar dikkate alındığında, sadece işçinin değil üçüncü kişilerin de sağlık ve güvenliğini ilgilendirdiğinden Anayasa’nın 17 nci maddesinde düzenlenen yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ve vücut bütünlüğünün dokunulmazlığı ile doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle kamu düzenine ilişkin bir düzenleme olarak kabul edilmelidir.
Yukarıda belirtildiği üzere 5718 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca belirli bir uyuşmazlığa uygulanacak yabancı hukuk hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, gerekli görülen hâllerde, o kural yerine Türk hukuku uygulanmalıdır. Davacı işçinin her ay sürekli olarak iki hafta 57 saat, iki hafta ise 67 saat çalışması gerektiğinin kararlaştırılması, Türk hukukunda yer alan ve kamu düzenine ilişkin azami çalışma süresini açıkça ihlal ettiğinden, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerekir. Bu durumda aylık temel ücretin çalışma dönemlerine göre sırasıyla 2.100,00 USD, 1.950,00 USD ve 1.725,00 USD olduğu ve bunun yıllık 270 saat fazla çalışma ücretini kapsadığı kabul edilmeli, işçilik alacakları da buna göre hesaplanmalıdır.
Belirtilen nedenlerle kararın bu değişiklik gerekçeyle bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, Sayın Çoğunluğun başka gerekçeyle bozma yönündeki görüşüne katılamıyoruz.