Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7383 E. 2024/9149 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İhtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının arabulucu ile telefon görüşmesi yaparak bilgilendirildiği, iradesinin fesada uğratıldığına dair iddiasını ispatlayamadığı ve arabulucunun tarafsız olmadığı iddiasının da ispat edilemediği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uyarak verdiği ret kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/16 E., 2024/152 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 25.04.2017-08.10.2021 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi ve psikolojik tacize (mobbing) maruz kalması nedeniyle 03.09.2021 tarihinde istifa ettiğini ancak ihbar öneli içinde çalışmaya devam ettiğini, 08.10.2021 tarihinde ihtiyari arabuluculuk yolu ile önceden hazırlanan arabuluculuk tutanaklarının müvekkiline imzalatıldığını, arabulucunun aynı zamanda davalının vekili olduğunu, tarafsızlığından şüphe duyulan bu hususta müvekkilinin bilgilendirilmediğini, arabulucunun vekilliğini yaptığı Şirketin çıkarlarını gözeterek müvekkilinin hak ettiği işçilik alacaklarından mahrum kalmasına sebebiyet verdiğini, Arabuluculuk Etik Kuralları'nın 4 üncü maddesi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) 9 uncu maddesine aykırı hareket ettiğini, arabuluculuk görüşmesi yapılmadığını, davalı vekilinin kendisini arayarak 10 günlük ücret ve yıllık izin alacağı olduğunu bildirdiğini, Şirket muhasebecisinin de davacıyı arayarak "Ücretini ödeyeceğiz işyerine gel." dediğini, 12.10.2021 tarihinde saat 18.30'da işyerine gittiğini, Şirket sahibinin kardeşi C.Ş'nin "Burayı imzaladıktan sonra alacaklarını alabilirsin." diyerek önceden hazırlanan arabuluculuk tutanaklarını zorla imzalattığını, arabulucu ile hiçbir şekilde görüşmediğini, arabuluculuk tutanaklarının tarafsız olmayan işyerinde imzalatıldığını, tutanaklar birlikte imza altına alınmadığından davacıya verilen tutanakta Şirket temsilcisinin imzasının bulunmadığını, iradesinin fesada uğratıldığını, arabuluculuk tutanağının hukuka aykırı olarak ibraname niteliğinde düzenlendiğini beyan ederek arabuluculuk anlaşma tutanağı, ilk oturum tutanağı ve son tutanağın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının istifa suretiyle işten ayrıldığını, ihbar öneli dolduktan sonra işyerinden ayrıldığını, davacının arabuluculuk evrakını rızası ile imzaladığını, psikolojik tacize maruz kaldığı ve fazla çalışma yaptığı iddialarının doğru olmadığını, müvekkili Şirket ve grup şirketlerinin ticaret ve iş hukukuna ilişkin ihtiyari arabuluculuk işlerinin taraflar kabul ettikçe Av. Arb. E.B. tarafından yapıldığını, arabulucunun Şirket vekili olmadığını, kaldı ki vekil olsa dahi arabuluculuğa engel teşkil etmediğini, arabulucunun telefon ile anlatması ve söylemesi gereken bütün hususları davacıya ilettiğini, davacı evrakı imzaladıktan sonra görüntüsünün alındığını, fazla çalıma alacağı bulunmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.11.2022 tarihli kararıyla; arabuluculuk tutanaklarının incelenmesinde 2021/251502 arabuluculuk dosya numarası verilen arabuluculuk tutanaklarına göre sürecin 12.10.2021 tarihinde başlayıp aynı gün sona erdiği, davalının arabulucuyu görmediği, telefonla ya da bilgisayarla herhangi bir görüşmeye katılmadığı, yasal düzenleme gereği arabuluculuk sürecinin bizzat arabulucu tarafından yerine getirilmesi, görüşmelerin tarafsız bir yerde yapılması, arabulucunun tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren bir durum varsa bunun taraflara açıklanması ve taraflar kabul ediyorsa görüşmelere devam edilmesi gerektiği, tutanaklarda arabuluculuk tutanaklarının düzenlendiği yerin arabulucunun adresi olarak gösterildiği, davacı ve dinlenen tanıkların arabuluculuk evrakının davalıya ait işyerinde imzalatıldığını beyan ettikleri; davacı iddiası, tanık beyanları ve davalı kabulü ile arabuluculuk tutanaklarının davalıya ait işyerinde imzalandığı, bu durumun arabuluculukta tarafsızlık ve eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu, davacının arabuluculuk toplantısına davet edildiğine ve arabuluculuk süreci hakkında bilgilendirme yapıldığına dair herhangi bir tutanak olmadığı dava konusu arabuluculuk anlaşma belgesinde, arabuluculuk konusu çok sayıda alacak kalemi üzerinde anlaşmaya varıldığı belirtildiği hâlde, bu alacaklara karşılık herhangi bir miktar ödenmesi konusunda anlaşma sağlanmadığı, davacının genel olarak işverenden hak ve alacağı kalmadığına dair ifadelere yer verildiği, herhangi bir alacak konusunda miktar da içerecek şekilde anlaşma içermeyen ihtiyari arabuluculuk tutanaklarının geçerli kabul edilmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420 nci maddesinde tanımlı ibranamenin şekil şartlarını bertaraf etme ve kanuna karşı hile teşkil eder nitelikte olduğu, dava konusu arabuluculuk anlaşma belgesinin usulüne uygun düzenlenmediğinin sabit olduğu gerekçeleri ile 12.10.2021 tarihli arabuluculuk anlaşma belgesinin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 14.03.2023 tarihli kararıyla; dinlenen tanık anlatımları ve davacının Mahkeme huzurunda verdiği beyanı birlikte değerlendirildiğinde, arabuluculuk görüşmelerinin hiç yapılmadığı, arabulucunun iki gün önce davacı ile telefonda görüşerek alabileceği alacakları sayarak başka bir talep hakkının olmadığını bildirdiği, hatta arabulucunun da davacının tutanağı imzaladığı aşamada işyerinde olmadığı, usulüne uygun bir arabuluculuk görüşmesinin yapılmadığı, mevzuat hükümleri çerçevesinde arabuluculuk anlaşma belgesinin düzenlenmediği, yapılan işlemlerin geçerli ihtiyari arabuluculuk faaliyeti olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenle Mahkemenin tutanağın iptaline dair kararının yerinde olduğu, arabuluculuk sürecinin yasal usullere göre yapılmamış olması sebebiyle iptali dava konusu olduğundan arabuluculuk tutanağının ibraname hükümlerine göre değerlendirilmesine yönelik bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.10.2023 tarihli bozma ilâmı ile; davacının arabulucu tarafından arandığı ve arabulucuyla telefonda görüşme yaptığının davacı tarafından da kabul edildiği, arabuluculuk faaliyeti sırasında iş sözleşmesinin sona ermesi ve hakları konusunda bilgilendirildiği, bu durumun dosya içinde mevcut arabuluculuk ilk oturum açılış tutanağı, anlaşma tutanağı ve son anlaşma tutanağından anlaşıldığı, aksinin davacı tarafından usulüne uygun olarak ispat edilemediği gibi iradenin fesada uğratıldığının da ispat edilemediği, arabulucunun davalı Şirketin vekili olarak görev yaptığı ve tarafsız olmadığı iddiasına yönelik olarak gerekli araştırmanın yapıldığı ve davacı tarafından bu durumun da ispat edilemediği, Mahkemece ispatlanamayan davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek bozma kararıı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; düzenlenen arabuluculuk tutanağının ibraname niteliğinde düzenlendiğini ve hükümsüz olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin usulüne uygun olarak yapılmadığını, arabulucu tarafından davacının yeterince aydınlatılmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan ihtiyari arabuluculuk (anlaşma) tutanağının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6325 sayılı Kanun'un 8, 9, 11, 14, 15, 17 ve 18 inci maddeleri.

3. 02.06.2018 tarihli ve 30439 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin 5, 10, 11, 13, 17, 20 ve 21 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.