"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacıların istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
TEMYİZ EDENLER : Davacılar vekili
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin iptali talebi ile açılan davada yapılan yargılamada İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.01.2020 tarihli ve 2020/8 Esas, 2020/35 Karar sayılı kararı ile İstanbul Anadolu iş mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi sonrası davacılar vekili dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiş, görevli İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili ...- Adi Ortaklığının, Büyükyalı isimli inşaat projesinin yüklenicisi olduğunu, proje inşaatının son aşamasına gelindiğini, davalı ... ... İnş. Tur. Tar. Gıd. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin (... Şirketi) müvekkili Adi Ortaklığın Büyükyalı Projesinde çalışan alt işveren olduğunu ve davalı işçi ile birlikte 2019/138417 dosya numaralı ve 29.11.2019 tarihli arabuluculuk anlaşma tutanağı ile 92.187,80 TL miktarlı prim ödenmesi yönünde bir tutanak imzalandığını; ancak davalı alt işverenin hileli davranışları ve müvekkili Adi Ortaklığı temsilen görüşmelere katılan kişinin yanılması neticesinde gerçekte üstlenilmek istenilen miktardan önemli ölçüde fazlasının müvekkili tarafından üstlenildiğini ileri sürerek arabuluculuk anlaşma belgesinin iptaline, bu mümkün değilse yalnızca prim alacağı yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı Şirketlerin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, anlaşma tutanağının sehven imzalanmasının söz konusu olmadığını, davacı Şirketler tarafından hazırlanarak imzalanan arabulucu tutanaklarında yer alan miktarlarda müvekkili işçinin herhangi bir etkisi bulunmadığını, tarafların ... iradeleriyle arabuluculuk görüşmelerine başladıklarını, yine bu görüşmeler neticesinde anlaşma tutanağında yazılı bulunan kalemler ile toplam alacak üzerinde anlaşmaya vardıklarını ve ... iradeleri ile dava konusu arabuluculuk anlaşma belgesini imzaladıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Şirketi tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında iptali istenen ihtiyari arabulucuk anlaşma belgesinin İstanbul Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.03.2020 tarihli ve 2020/8 Esas, 2020/384 Karar sayılı kararı ile arabuluculuk tutanağında icra edilebilirlik şerhi konulması talebinin kabulüne karar verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 06.10.2020 tarihli ve 2021/11549 Esas, 2021/1405 Karar sayılı kararı ile kesinleştiği, anılan belgenin ilâm hükmü taşıdığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını, icra edilebilirlik şerhine ilişkin yapılan yargılama ve verilen kararın, arabuluculuk tutanağına yalnızca cebri icra yoluyla yerine getirilebilme açısından ilâmlarla eşdeğer bir nitelik kazandırdığını, açılan tutanak iptali davasında irade sakatlığı iddiaları incelenmeksizin kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle verilen kararın hatalı olduğunu, dava şartı yokluğunun ileri sürülemeyeceğini ve açılan davanın esas yönden incelenmesi gerektiğini, arabuluculuk tutanağının yanılma ve aldatma hâlleri mevcut şekilde imzalandığının tanık beyanları ile sabit olduğunu, arabuluculuk tutanaklarının geçersizliğinin ileri sürüldüğü iptal davalarında, tanık beyanlarının hükme esas alınması gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta, davalı işçi işten çıkarılırken, işçi, davacı asıl işveren ve davalı alt işveren arasında ihtiyari arabuluculuk anlaşması yapıldığı, arabulucu avukatı olarak asıl işverenlerden ... Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ'nin avukatının diğer tarafların da muvafakati alınarak arabulucu olarak belirlendiği, taraflar arasında imzalanmış 29.11.2019 tarihli arabuluculuya başvurma, görüşmelere başlama ilk oturum tutanağında ve ihtiyari arabulucu anlaşma tutağında davalı işçinin, davalı alt işverenin ve davacıların imzalarının bulunduğu, anlaşma tutanağının 5. maddesinde; bu anlaşmanın imzalanması için işverenlerin işçiye; kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin, ücret alacağı, asgari geçim indirimi, prim alacağı olmak üzere toplam 115.006,25 TL ödeme yapacaklarının kabul, beyan ve garanti ettiğinin, ödemenin işçinin ücret hesabına 31.12.2019 tarihinde çalışma bitimine kadar işverenlerce nakden ve defaten, kayıtsız şartsız yapılacağının, işverenlerin ödenecek toplam tutardan işçiye karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını kabul, beyan ve taahhüt ettiklerinin, söz konusu ödemenin alt işverence yapılmasının aslolan olduğunun, ancak herhangi bir nedenle asıl işverenlerce yapılması hâlinde asıl işverenlerin alt işverenin ilk hak ediş bedelinden ve/veya sair her türlü teminatlarından hiçbir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın mahsup edileceğine ilişkin hapis hakkının mevcut olduğunun, asıl işverenler ve alt işverenin kendi aralarındaki anlaşma öncesinde imzaladıkları sair sözleşme hükümlerinin ve rücu haklarının saklı olduğunun açıkça yazıldığı; davacılar tarafından davalı alt işveren Firmanın hileli davranışlarının olduğu iddia edilmişse de bu yönde somut delil bulunmadığı, davacı asıl işveren ortaklığı temsilen görüşmelere katılan kişinin yanıldığı iddiasının somut olarak ortaya konulmadığı, ihtiyari arabulucuk anlaşma belgesinin düzenlenmesinde davacıların kandırılması, hata veya hile ile tutanağı imzalamalarının söz konusu olmadığı, bu çerçevede davacıların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği; ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına ve karar gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; arabuluculuk anlaşma belgesi imzalanırken müvekkili Şirket yetkilisinin yanıldığını, olayda irade fesadı hâli bulunduğunu, yapılan inşaat işinde prim uygulaması bulunmadığını, alt işveren davalı Şirketin geçmişten gelen ve nezdinde çalışan işçilere ödemediği alacakları, prim adı altında davacı Şirketlerin üzerinde bırakmaya çalıştığını, tutanağa bu sebeple yazıldığını, müvekkilinin bunu o esnada fark etmediğini, Şirket yetkilisinin yanılarak tutanağı imzaladığını, tutanağın tamamen iptali gerektiğini, davaya konu arabuluculuk oturumlarına müvekkilini temsilen katılan Şirket yetkilisinin prim ödemesinin davalı alt işveren ... Şirketi tarafından ödeneceğini, müvekkili Adi Ortaklığın sorumlu olmadığını düşünerek anlaşma tutanağını yanılarak imzaladığını, bu yanılmanın esaslı bir yanılma olduğunu, müvekkili Şirket temsilcisinin zincirleme vaziyette irade fesadı hâllerine uğratıldığını, arabuluculuk tutanaklarının geçersizliğinin ileri sürüldüğü iptal davalarında, tanık beyanlarının hükme esas alınması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un 353, 355 ve 359 uncu maddeleri.
2. Değerlendirme
1.Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf denetiminde, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun ise Mahkeme gerekçesi yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve Mahkeme gerekçesinin düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
2. Ne var ki somut dosyada davalı tarafın istinaf başvurusunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında da istinaf yoluna sadece davacılar tarafından başvurulduğu belirtilmiş ve davacıların istinaf sebeplerine yer verilmiştir. Kararın devamında ise dosya içeriği ile bağdaşmayacak şekilde davalı vekilinin de istinafı varmış gibi değerlendirme yapılarak sonuca gidildiği görülmektedir.
Belirtilen sebeple; kararın sadece davacılar tarafından istinaf edildiği göz önünde bulundurularak, davacıların istinafı hakkında değerlendirme yapılıp dosya içeriğine uygun gerekçe oluşturulmak suretiyle karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının diğer yönleri incelenmeksizin usulden bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.