"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/732 E., 2023/2365 K.
KARAR : Davalıların istinaf başvurularının esastan reddi, davacının istinaf
başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/876 E., 2021/175 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davalılar ... Toplu Konut İnşaat Gayrimenkul Ticaret AŞ (... Toplu Konut AŞ) ve ... Yapı Ticaret AŞ (... Yapı AŞ) bakımından, kabul edilen ve temyize konu edilen toplam alacak miktarı 23.226,02 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ve davalı ... İnşaat Taahhüt İnşaat San. ve Tic. AŞ (... İnşaat AŞ) vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... İnşaat AŞ'de 01.07.2011-01.11.2013 tarihleri arasında işyeri hekimi olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin 01.11.2013 tarihinde işverence feshedildiğini, bu çalışması esnasında gerek ... İnşaat AŞ'nin tek başına gerekse diğer davalılar ile birlikte yürüttüğü projeler kapsamındaki çeşitli işyerlerinde tüm kadrolu ve alt işveren işçileri ile ilgili hizmet verdiğini, iş sözleşmesi fesih ihbarnamesinde davalı ... İnşaat AŞ tarafından müvekkilinin tüm projelerindeki işine son verildiğinin bildirildiğini, 01.07.2011 tarihli iş sözleşmesinin 3 üncü maddesi ile işyeri hekimine ödenecek aylık ücretin net olarak 5.900,00 TL olduğu, taraflarca tespit edilen ücretin hiçbir şekilde Türk Tabipleri Birliği tarafından belirtilen asgari ücretten aşağı olamayacağı, işyerinde çalışan işçi sayısı artacak olursa ücrette gerekli değişikliğin yapılacağı, işçi sayısındaki düşüşün ise sözleşmedeki ücretin düşüşüne neden olmayacağının kararlaştırıldığını, yine 01.07.2011 tarihinde düzenlenen ek protokol ile işverenin birden fazla işyerlerinde uygulanmak üzere işçi sayısındaki değişimlerin her yıl ocak ve temmuz aylarında geçen 6 aylık ortalama hesaplanarak periyodun dönem sonunda ek bir fatura kesilerek yansıtılacağının kararlaştırıldığını, gerek işyerinde çalıştığı dönemde gerekse iş sözleşmesi feshedildikten sonra müvekkilinin davalılardan defalarca artan işçi sayılarını kendisine bildirmelerini, bu doğrultuda düzenlenen ek protokol gereği işyeri hekimliği asgari ücret tarifesinde artan işçi sayılarına karşılık gelen ücretler dikkate alınarak fark ücret alacağının ödenmesini talep etmişse de olumlu bir sonuç alamadığını, bu nedenle davalılara Kadıköy 5.Noterliğinin 15.12.2016 tarihli ve 15173 yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek artan işçi sayılarının tespitini ve bu doğrultuda fark ücret alacaklarının 3 gün içinde gönderilmesi talep ettiğini, ihtarnamenin davalılara tebliğ edilmesine karşın ödeme yapılmadığını iddia ederek eksik ödenen ücret alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... İnşaat AŞ ile ... Toplu Konut AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili ... İnşaat AŞ arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, ... Sağlık Ürünleri Dış Tic. ve Paz. Ltd. Şti. (... Sağlık Ürünleri Ltd. Şti.) ile sözleşme ilişkisi kurulduğunu, ... Toplu Konut AŞ ile davacı arasında da herhangi bir ilişki bulunmadığından işbu davanın ... Toplu Konut AŞ yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde husumet yönelttiği ... Yapı AŞ ile müvekkili Şirketler arasında organik bir bağ bulunmadığını, zamanaşımına uğrayan taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili Şirketin işyeri hekimliği hizmetini yasal düzenlemelerin verdiği hak ile dışarıdan satın alma yoluna gittiğini, bu doğrultuda davacının ortağı ve yetkilisi olduğu ... Sağlık Ürünleri Ltd. Şti. ile bedeli fatura karşılığı ödenmek üzere ilişki tesis edildiğini ve davacının işyeri hekimi olarak müvekkili Şirket bünyesinde hizmet verdiğini, müvekkili Şirket tarafından yürütülen projelerin sona ermesi ve yeni bir iş alınmaması nedeniyle işçi sayısının azaltıldığını ve işyeri hekimi ve işyeri hemşiresine duyulan ihtiyacın azaldığını, bu durumun davacının da bilgisi dâhilinde olup projelerin bitim tarihleri oldukça uzun süre öncesinden belirlendiğini, davacının da ortağı olduğu Şirketle de bu kapsamda bir ticari ilişki kurulduğunu, projenin bitmesi nedeniyle ... İnşaat AŞ ile davacının ortağı olduğu Şirket arasında herhangi bir ilişki kalmadığı ve bu tarihten sonra fatura gönderilmemesi ve ticari ilişkinin sona erdiğine dair davacıya Kadıköy 21.Noterliğinin 01.11.2013 tarihli ve 31021 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Şirket yetkilisi olan davacıya bildirim yapıldığını, işyeri hekimliği sözleşmesi ile belirlenen ücretin tanzim edilen fatura karşılığında davacının ortak ve yetkilisi olduğu ... Sağlık Ürünleri Ltd. Şti. hesabına ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili Şirket arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, ... Sağlık Ürünleri Ltd. Şti. ile diğer davalı ... İnşaat AŞ arasında sözleşme ilişkisi kurulduğunu, davacının müvekkili Şirket ile hiçbir ilişkisi bulunmadığını, İş Mahkemesinin görevli olmadığını ve bu nedenle öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, zamanaşımına uğrayan taleplerin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili Şirketin yalnızca diğer davalılardan ... Toplu Konut AŞ ile bir inşaat projesinde kapsamında ortak girişim içinde bulunmuş olup, ... Toplu Konut AŞ ile ilişkisinin de bundan ibaret olduğunu, işyeri hekimliği sözleşmesi ile belirlenen ücretin tanzim edilen fatura karşılığında davacının ortak ve yetkilisi olduğu ... Sağlık Ürünleri Ltd. Şti. hesabına ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının işyeri hekimi olarak davalı nezdinde çalıştığı ve davacı ile işverenler arasında işçi işveren ilişkisinin kurulmuş olduğunun Mahkeme kararı ile kesinleştiğini, davacı ile davalı ... İnşaat AŞ arasında imzalanan 01.07.2011 tarihli işyeri hekimliği sözleşmesi incelendiğinde; işyeri hekimine ödenecek ücretin aylık net 5.900,00 TL olacağı ve kararlaştırılan ücretin hiç bir şekilde Türk Tabipler Birliği tarafından belirlenen ücretin altında olmayacağı, işçi sayısında artış olursa çalışma süresi ve ücrette değişiklik olacağı, işçi sayısındaki düşüşün ücretin düşüşüne neden olamayacağı, Şirketteki işçi sayısının 450 olduğunun belirtildiği, yine taraflar arasında yapılan ek protokol ile işçi sayısındaki değişimlerin her yıl ocak ve temmuz aylarında geçen 6 aylık ortalama hesaplanarak periyot dönemin sonuna ek bir fatura kesilerek yansıtılacağının kararlaştırıldığının görüldüğü, davacı ile davalı ... Toplu Konut AŞ-... Yapı AŞ Ortak Girişimi arasında imzalanan işyeri hekimliği çalışma sözleşmesinde toplam işçi sayısının 300 olduğunun belirtildiği ancak ücrete ilişkin düzenleme olmadığı, davacı ile davalı ... Toplu Konut AŞ arasında imzalanan 15.12.2011 tarihli sözleşmede işçi sayısının 67 olduğu ve ücretin net 1.850,00 TL olduğunun belirtildiği, ücretin hiçbir şekilde Türk Tabipler Birliği tarafından belirlenen ücretten aşağı olamayacağının ve işçi sayısında artış olursa çalışma süresi ve ücrette değişiklik olacağının, işçi sayısındaki düşüşün ücretin düşüşüne neden olamayacağının kararlaştırıldığı, bu sözleşmenin ... Toplu Konut AŞ ile ... Yapı AŞ Ortak girişimi arasında olduğundan bu dönem bakımından iş bu 2 davalının ortak girişim nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları incelendiğinde alt işveren işçilerinin sayılarının sözleşmede belirlenen sayıların çok üzerinde olduğu ve davacının sözleşmesi uyarınca bu işçilerden de sorumlu olduğu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, ücret alacaklarının tahakkuk ettikleri dönemden itibaren 5 yılda zamanaşımına uğrayacağı, davalı ... İnşaat AŞ vekilinin ıslah sonrası zamanaşımı def'i de dikkate alınarak çalışılan Temmuz 2011- Aralık 2011 tarihleri arasındaki ücret alacağı taleplerinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; Temmuz 2011-Aralık 2011 dönemindeki alacakların zamanaşımına uğradığı yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, tüm alacaktan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiğini, kabul ve ret oranına göre belirlenen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, dava belirsiz alacak davası olduğundan dava tarihinden itibaren bütün alacaklara faiz uygulanması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... Toplu AŞ ve ... İnşaat AŞ vekili; davacı ile müvekkili ... İnşaat AŞ arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, ... Sağlık Ürünleri Ltd. Şti. ile sözleşme kurulduğunu, İlk Derece Mahkemesince görevsizlik ve husumet nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiğini, ... Yapı AŞ ile de aralarında organik bağ bulunmadığını, hekimlik sözleşmesi nedeniyle belirtilen ücretin ... Sağlık Ürünleri Ltd. Şti. hesabına ödendiğini, davacının başkaca alacağının olmadığını, kök raporda davacının alacağının bulunmadığının bildirildiğini, ikinci ek rapora göre verilen kararın hatalı olduğunu, işyeri hekiminin işçi sayısını bilmesi gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, faize ilişkin itirazları bulunduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Davalı ... AŞ vekili; davacı tarafın 3 adet işyeri hekimliği sözleşmesine dayanarak bu davayı açtığını, bu sözleşmelerde müvekkilinin imzasının olmadığını, müvekkili Şirketin bilirkişi raporlarında sorumluluk dışı bırakıldığını, bilirkişi raporunda davacı doktorun hizmet verdiği işyeri adresleri bazında hesaplama yapıldığını, müvekkilinin bu yerlerle ilgisinin olmadığını, hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olarak hesaplandığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı ... İnşaat AŞ ile 01.07.2011 ve diğer davalılarla 15.12.2011 tarihli işyeri hekimliği sözleşmeleri ile çalıştığı anlaşıldığından davalı ... İnşaat AŞ ile diğer davalıların davacının işçilik alacaklarından sorumluluklarının ayrı ayrı belirlenmiş olmasında bir hukuka aykırılık olmadığı, ücretin ödendiğinin ispat yükünün işverene ait olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen ücrete, işyerlerindeki işçi sayılarına göre davalıların sorumlu oldukları ücret miktarına ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kararı yerinde olduğu, dava tarihi itibarıyla zamanaşımına uğrayan ücret alacağı talebinin kabul edilmemiş olmasının doğru olduğu; ancak davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve dava konusu ücret alacaklarına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddi; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... İnşaat AŞ vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Davalı ... Toplu Konut AŞ ve ... Yapı AŞ yönünden temyiz istemi kesinlik sınırı nedeniyle reddedildiğinden temyiz nedenlerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücret alacağı bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 149 uncu maddesi.
3. Dairemizin belirsiz alacak davalarında sürpriz karar yasağına ilişkin 14.09.2020 tarihli ve 2016/26476 Esas, 2020/7547 Karar sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/5909 Esas, 2022/6892 Karar sayılı; 09.02.2022 tarihli ve 2022/829 Esas, 2022/1542 Karar sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... İnşaat AŞ vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince, davanın 30.12.2016 tarihinde belirsiz alacak davası olarak açıldığı, ücret alacağının tahakkuk tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğu, dava tarihinden (30.12.2016) geriye doğru 5 yıl gidildiğinde 30.12.2011 tarihinde zamanaşımının kesildiği; ancak Temmuz 2011- Aralık 2011 tarihleri arasındaki ücret alacağının zamanaşımına uğradığı belirtilmiştir.
3. 6098 sayılı Kanun’un 149 uncu maddesi uyarınca zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Muacceliyet, bir borç ilişkisinde alacaklının edimi isteyebileceği ve borçlunun da bu isteme uyarak edimi ifa etmekle yükümlü olduğu anı belirler. Bir başka anlatımla söz konusu anda borç ifa kabiliyeti kazanır ve alacaklı yine o anda edimi kabul etmekle yükümlü olur. Bir alacağın ya da borcun muaccel olması, ilke olarak edimin ifası için öngörülmüş bulunan vadenin dolmasıyla gerçekleşir.
4. Taraflar arasında düzenlenen 01.07.2021 tarihli ek protokolün 2 nci maddesi "işçi sayısındaki değişimler her yıl Ocak ve Temmuz aylarında geçen 6 aylık ortalama hesaplanarak periyot dönem sonunda ek bir fatura kesilerek yasıtılacaktır. Örneğin Ocak-Haziran dönemi işçi sayısı aylık ortalaması, Temmuz ayı başında asgari ücret tablosu birimleri üzerinden (ilgili yılın tbb işyeri hekimliği asgari ücret tarifesi) faturalandırılacaktır" şeklindedir. Ek protokol ile işçi sayısındaki meydana gelen değişik durumunda ödenecek ücretin muacceliyet tarihi belirlenmiştir.
5. Hâl böyle olunca ek protokol hükmü dikkate alınarak, 2011 yılı Temmuz-Aralık tarihleri arasındaki ücret alacağının muaccel olduğu tarih belirlendikten sonra zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalılar ... Toplu Konut AŞ ve ... Yapı AŞ'nin Temyizi Yönünden
Davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı ve davalı ... İnşaat AŞ'nin Temyizi Yönünden
1. Davalı ... İnşaat AŞ vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.