Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8687 E. 2024/14220 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bekar işçinin, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen aile yardımı alacağına hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinde aile yardımı ödenmesine ilişkin hüküm bulunsa da, 657 sayılı Kanun'un 202. maddesi ve Yargıtay içtihatları uyarınca aile yardımının evli memurlara yönelik bir ödeme olduğu ve toplu iş sözleşmesindeki hükmün bekar işçileri kapsamadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ... Rektörlüğüne bağlı tıp merkezinde bilgi işlem personeli göreviyle sürekli isçi olarak çalıştığı, sendika üyesi olan müvekkilinin üyesi bulunduğu Sendika ile davalı işveren arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereği aile yardımı alması gerektiğini ancak davalı işveren tarafından bu ödemenin yapılmadığını belirterek ödenmeyen aile yardımı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının aile yardımı yapılması gerektiği yönünündeki talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, toplu iş sözleşmesi gereği aile yardımı ödeneğinin evli ve çocuklu aileler yönünden ödenmesi öngörülen bir alacak kalemi olduğunu, bu ödemeyi alabilmek için eşin çalışmıyor olması gerektiğini, eğer eşlerin ikisi de işçi ise bu ödeneği sadece erkek işçinin alabileceğini, evli olmayan davacının bu kriterleri karşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı bünyesinde çalıştığı, 05.11.2020 tarihinden itibaren sendika üyesi olduğu, davalı Kurum ile davacının üyesi bulunduğu... ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (... Sendikası) arasında 11.02.2021 tarihinde imzalanan ve 01.11.2020-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 39 uncu maddesinde“Ayrıca işbu sözleşme kapsamındaki işçilere net 376 TL aile yardımı ödenir. Bu ödeme, toplu iş sözleşmesi Madde 31 deki (c). (d) fıkralarında belirtilen ücret zammı oranında ve ücretin zamlandığı tarih itibariyle artırılarak ödenecektir. ... ” düzenlemesinin yer aldığı, sözleşmenin 31 inci maddesinin (c) ve (d) fıkralarında özetle; 01.01.2022 tarihinden geçerli olmak üzere çalışan sendika üyelerine altı ayda bir %3 oranında zam yapılacağının belirtildiği, dosya kapsamına göre; davacıya aile yardımı ödemesi yapıldığına ilişkin bilgi ve belge olmadığı, bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ve ıslah dilekçesi doğrultusunda talebin kabulüne karar vermek gerektiği, her ne kadar davalı vekilince aile yardımının evli olan işçilere ödendiği, davacının bekar olması nedeniyle aile yardımına hak kazanmadığı savunulmuş ise de Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2014 tarihli ve 2014/31105 Esas, 2014/30748 Karar sayılı kararında da,“ ...uyuşmazlık konusu hükümler yönünden tarafların gerçek iradelerinin sosyal yardım olgusuna ilişkin olduğunun kabulü zorunlu olmakla, toplu iş sözleşmesinde öngörülen aile ve çocuk yardımının, 657 sayılı Kanun'da öngörülen esaslar doğrultusunda uygulanması gerektiği tartışmasızdır. Bu itibarla, mahkemece, sadece “evli ve çocuklu” olanların aile yardımından yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesi isabetsizdir. ” şeklinde hüküm tesis edildiği nazara alınarak tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının hizmet süresi boyunca bekar olduğu ancak, dava konusu toplu iş sözleşmesinde aile yardımının sosyal yardım ve öğrenim yardımı başlıklı 39 uncu maddede yer aldığı, ... Sendikası tarafından davalı Üniversiteye gönderilen yazıda; aile yardımından toplu iş sözleşmesi kapsamındaki tüm işçilerin yararlanması gerektiğinin belirtildiği ve tarafların gerçek iradelerinin sosyal yardım olgusuna ilişkin olduğunun kabulü zorunlu olmakla davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; ... Sendikası ile müvekkili Üniversite arasında imzalanan toplu iş sözleşmesindeki aile yardımına ilişkin 39 uncu maddede yer alan düzenlemeden, aile yardımı alınabilmesine dair tek koşulun işçinin aile kavramı içinde değerlendirilebilir nitelikte olması olduğunu, zira 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda aile kavramının, evlilik birliği olarak ifade edildiğini ve dar anlamıyla sadece eşlerden oluşan birlikteliği ifade ettiğini, ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde, aile kavramının “Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik...” şeklinde tanımlandığını, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41 inci maddesinde “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” şeklindeki düzenlemeyle ailenin eşlerden meydana geldiğinin vurgulandığını, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun (657 sayılı Kanun) “Aile yardımı ödeneği” başlıklı 202 nci maddesinde de benzer düzenlemelere yer verildiğini, davacının iddialarının açıkça dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, aile yardımı ödemesinin her işçi için değil şartları taşıyan işçiler için yapılacak bir ödeme niteliğinde olduğunu, aile yardımına yönelik ödemenin 657 sayılı Kanun'da düzenlendiğini, 4857 sayılı İş Kanunu'nda (4857 sayılı Kanun) bu yönde bir düzenleme bulunmadığını, kanuna atıf yapılmamasının kanun hükümlerine aykırı yönde hareket edileceğini göstermeyeceğini, hak ve hakkaniyet gözetilerek davanın reddi gerektiğini savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kanun yararına bozma istemini içeren 25.05.2022 havale tarihli dilekçesinin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 20.09.2022 tarihli ve 2022/10254 Esas 2022/9946 karar sayılı kararı da gözetilerek İlk Derece Mahkemesinin 24.03.2022 tarihli kararına karşı istinaf başvurusu olduğu değerlendirilerek, dosyada mevcut toplu iş sözleşmesinin 39 uncu maddesinin (b) bendinde “Ayrıca işbu sözleşme kapsamındaki işçilere net 376 TL aile yardımı ödenir. Bu ödeme, toplu iş sözleşmesi madde 31 deki (c), (d) fıkralarında belirtilen ücret zammı oranında ve ücretin zamlandığı tarih itibariyle artırılarak ödenecektir” yönünde hüküm bulunduğu, 657 sayılı Kanun’un “Aile yardımı ödeneği” başlıklı 202 nci maddesinde “Evli bulunan Devlet memurlarına aile yardımı ödeneği verilir.(Değişik: 27/6/1989 - KHK - 375/10 md.) Bu yardım, memurun her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan eşi için 1500, çocuklarından herbiri için de 250 gösterge rakamının (72 nci ay dahil olmak üzere 0-6 yaş grubunda yer alan çocuklar için bir kat artırımlı) aylık katsayısı ile çarpılması sonucu elde edilecek miktar üzerinden ödenir. (Mülga ikinci cümle: 13/2/2011 - 6111/117 md.) Eşlerden birine iş akdi veya toplu sözleşme gereği çocukları için yapılan aile yardımı ödeneği daha düşük ise, yalnız aradaki fark ödenir. (Ek: 9/4/1990 - KHK-418/7 md.; İptal: Anayasa Mahkemesinin 5/2/1992 tarihli ve E. 1990/22, K. 1992/6 sayılı Kararı ile, Yeniden düzenleme: 18/5/1994 - KHK-527/9 md.) Bu fıkrada yer alan gösterge rakamlarını 3 katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir. Dul memurların çocukları için yukarıki fıkralar hükmü uygulanır. Boşanma veya ayrılık vukuunda mahkeme bu yardımın hangi tarafa ve ne oranda verileceğini de kararında belirtir. Devlet memurunun, geçimini sağladığı üvey çocukları için de bu ödenek verilir.” şeklinde düzenlemenin yer aldığı, dosya kapsamından davacının dava konusu dönemde bekar olarak çalıştığının anlaşıldığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince; Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 22.09.2022 tarihli kararına istinaden aile yardımından toplu iş sözleşmesi kapsamındaki tüm işçilerin yararlanması gerektiğinin belirtildiği ve tarafların gerçek iradelerinin sosyal yardım olgusuna ilişkin olduğunun kabulünün zorunlu olduğu belirtilmiş ise de anılan Yargıtay kararının hüküm kısmında uyuşmazlık konusu toplu iş sözleşmesinin 45 inci maddesinin birinci ve ikinci paragrafında yer alan aile ve çocuk yardımının 657 sayılı Kanun'da öngörülen esaslar doğrultusunda uygulanması gerektiğinin tespitine karar verildiği, 657 sayılı Kanun'un 202 nci maddesinde de bekar olarak çalışanlara aile yardımı ödemesi yapılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, tüm işçiler tabirinin aile kavramı içinde düşünülmesi ve aile sahibi tüm işçilere ayrım yapılmaksızın aile yardımı ödenmesi gerektiği, bekar ve çocuksuz çalışanlara ise bu yardımın yapılamayacağının açık olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince gerekli inceleme yapılarak verilen hükmün doğru olduğunu, kararın hukuka ve toplu iş sözleşmesinin ruhuna uygun gerekçeler içerdiğini, Bölge Adiye Mahkemesince ilgili kararın yanlış yorumlandığını, toplu iş sözleşmesinde hiçbir şekilde atıf veya ayrım yapılmaksızın uygulanması gereken ve tamamen tarafların serbest iradesi ile oluşturulup imzalanan madde hükmünün hiçe sayıldığını, zira ilgili madde hükmünde özellikle toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçiler vurgusunun yapıldığını, bu hususta başka bir mevzuat hükmüne atıf yapılmadığı gibi evli, bekar, çocuklu ya da çocuksuz ayrımı da yapılmadığını, aksine toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçiler yönünden koşul içermeyen bir düzenleme getirildiğini, aile yardımı alacağının davacıya ödenmesinin tek şartı davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanması olup davacının bu tek şartı zaten sağladığını, netice olarak toplu iş sözleşmesi hükmünde aile yardımının bekarlara ödenmeyeceği gibi bir ibarenin bulunmadığını, hiçbir şekilde atıf yapılmamış olan ve hukuken tamamen farklı statüde olan 657 sayılı Kanun gerekçe gösterilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, aile yardımının müvekkiline ödenmemesinin eşit işlem borcuna aykırı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunan bekar işçinin, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen aile yardımı alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 33, 36 ve 39 uncu maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.