Logo

9. Hukuk Dairesi2024/9110 E. 2024/11059 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işveren değişikliği sebebiyle ücret, yıpranma primi ve yasal ilave tediye farkı alacakları davasında, Yargıtay’ın daha önceki bozma kararlarına uygun hesaplama yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın, davacının net ücret üzerinden yaptığı ıslaha uygun olarak alacakların hesaplanması gerektiği yönündeki bozma kararına rağmen, mahkemenin brüt ücret üzerinden hesaplama yaparak hüküm kurması ve önceki bozma kararlarının gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle, yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/36 E., 2024/81 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Tes-İş Sendikası üyesi olarak Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü 8. Bölge Müdürlüğünde 15.03.1996 tarihi itibarıyla amele (8. grup) olarak işe başladığını, 31.12.1997 tarihinde sondaj işçisi olarak (5. grup) kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini, davacının geçmiş dönemde mevsimlik işçi olarak çalıştığını, 31.12.1997 tarihinde kadrolu daimi işçi statüsüne geçirilirken ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek davacının daimi kadrolu işçi statüsüne geçirilirken yapılan intibakların yanlış olduğunun tespiti ile buna bağlı olarak ücret farkı, yıpranma prim farkı ve yasal ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf, cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.12.2015 tarihli ve 2014/17 Esas, 2015/801 Karar sayılı kararı ile; davacının, 1987-1997 yılları arasında geçici amele pozisyonunda çalışmakta iken 7. Sondaj Müdürlüğünün 06.05.1997 tarihli ve 232 sayılı yazıları ile sondaj işçisi pozisyonuna geçirilmesinin istendiği, 08.05.1997 tarihli iş sözleşmesindeki not kısmında "İlgilinin pozisyonu bundan böyle sondaj işçisi olarak değiştirilmiştir. İlgiliye 2 grup arasındaki farkın verilmeyeceği bildirilmiş olup, kabullenmiştir." şeklindeki ibarenin yazılı olduğu ve bu durumun davacı tarafından kabul edilmesiyle ve imzalanmasıyla yeni iş sözleşmesinin oluşturulduğu, davacının görev ünvanı ve görev derecesi ile yevmiyesinde herhangi bir değişiklik yapılmadığı, aynı şartlarda daimi kadroya alındığı, muvakkat işçiler için toplu iş sözleşmesine göre pozisyon değişikliği sınavının mümkün olmadığı, sadece kadroya geçmek için sınavın yapıldığı, ayrıca davacının aradan 17 yıl geçtikten sonra böyle bir talepte bulunmasının iyiniyetle bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 24.01.2019 tarihli ve 2016/3246 Esas, 2019/1855 Karar sayılı ilâmıyla; davacı vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek 01.03.1997-28.02.1999 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi'nin 36 ncı maddesinin daimi kadroya alınmayı ve pozisyon değiştirmeyi; 48 inci maddesinin ise pozisyon değişikliği hâlinde verilecek yevmiyeyi düzenlediği, Toplu İş Sözleşmesi'nin 36 ncı maddesinin (II) numaralı bendine göre pozisyon değiştirme daimi işçiler için ve sınavla mümkün olup geçici işçiler için pozisyon değişikliği sınavı imkânı bulunmadığı, ancak aynı maddenin (III) numaralı bendine göre ilk iki bende uyulduktan sonra boş olan kadrolar için geçici işçilerin sınava katılabileceğinin düzenlenmiş olduğu, 48 inci maddede ise daimi-geçici ayrımı yapılmaksızın üst dereceli gruba dâhil bir pozisyonun sınavına katılarak başarılı olan işçinin taban yevmiye farkı arasındaki yevmiyenin de yevmiyeye eklenerek yeni yevmiyesinin belirlenmesi gerektiğinin tespit edilmiş olduğu, dolayısıyla toplu iş sözleşmesinin 48 inci maddesine göre davacının üst dereceli gruba dâhil bir pozisyonun sınavına katılarak başarılı olması nedeniyle taban yevmiye farkı arasındaki yevmiyenin de yevmiyeye eklenerek kadroya alınması gerekmekte olup toplu iş sözleşmesinin 36 ncı maddesine göre pozisyon değiştirme sınavının sadece geçici işçilere tanınmış olması gerekçesiyle talebin reddinin yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu, dosya içerisinde bulunan 08.05.1997 tarihli iş sözleşmesinde sondaj işçisi (5. grup) olduğu belirlenen davacının bu tarihten önce amele (8. grup ) olmasına karşın iki grup arasındaki ücret farkının verilmeyeceği ve davacının bu durumu kabullendiği yazılı olup davacının da bu notun altını imzaladığı, davacının ... göstermiş olduğu gerekçesiyle 25.12.1997 tarihinde yapılan sınav sonucuna göre yevmiye artışı yapılmadan kadroya alınmış ise de davacının kadroya geçirildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında "toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe hizmet akdinin toplu iş sözleşmesine aykırı olmayacağı, hizmet akdinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesinin alacağı" hükmünün düzenlendiği, buna göre iş sözleşmesinde sondaj işçisi (5. grup) olduğu belirlenen davacının bu tarihten önce amele (8. grup) olmasına karşın iki grup arasındaki ücret farkının verilmeyeceğinin düzenlenmesinin toplu iş sözleşmesinin 48 inci maddesine aykırı olduğu; hâl böyle olunca Mahkemece dava dilekçesinde talep edilen ücret, yıpranma prim ve yasal ilave tediye fark alacaklarının hesaplatılıp sonucuna göre talepler hakkında hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı DSİ Genel Müdürlüğü olmasına karşın karar başlığında Orman ve Su İşleri Bakanlığının davalı gösterilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 09.11.2022 tarihli ve 2021/92 Esas, 2022/286 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak devam edilen yargılamada alınan 18.07.2022 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 05.06.2023 tarihli ve 2023/2542 Esas, 2023/8573 Karar sayılı ilâmıyla; taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, dosya kapsamına göre davacının 21.10.2015 tarihli dilekçesi ile alacak kalemlerine ilişkin talep tutarlarını, 27.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için olmak üzere yapılan net hesaplamaları esas alarak artırdığı, buna rağmen Mahkemece, talep edilen alacaklar yönünden bozma sonrası alınan 18.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda yapılan brüt hesaplamalar esas alınarak hüküm kurulması talep aşımı mahiyetinde olduğundan hatalı olduğu, Mahkemece davalı lehine hüküm altına alınan vekâlet ücretinin ıslah edilen tutar dikkate alınmadığından hatalı hesaplandığının anlaşıldığı, bozma sonucuna göre vekâlet ücretinin bu husus dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 01.11.2023 tarihli ve 2023/150 Esas, 2023/232 Karar sayılı kararı ile; 27.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların net tutarları hüküm altına alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.01.2024 tarihli ve 2024/584 Esas, 2024/944 Karar sayılı ilâmıyla; davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, Dairemizin 05.06.2023 tarihli bozma kararında, hükme esas alınan 18.07.2022 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemi ve belirlenen miktarlar bakımından bir bozma yapılmadığı; 18.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda, alacakların sadece brüt olarak hesaplanmasının hatalı olduğu, ayrıca net tutarların da belirlenmesi gerektiği ve davacının da net tutarlara göre ıslah yaptığı dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, buna rağmen Mahkemece 27.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların net tutarlarının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu gerekçesi ile kararın üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyulduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının 08.05.1997 tarihinde rızası ve iş sözleşmesini kabul ettiğine dair imzası neticesinde yevmiye artışı olmadan iş sözleşmesinde belirtilen yevmiyesi, geriye dönük tüm intibakları yapılarak muvakkat dönemden gelen yevmiyesi ile kadrolu olarak çalışmaya başladığını, davacının pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadığı için yevmiyesi artırılmadan 25.12.1997 tarihinde yapılan imtihan sonucuna göre de sondaj işçisi olarak kadroya geçirildiğini ve söz konusu kadroya geçmeden önce davacının müvekkili Kurumdan alacağı olmadığının açık olduğunu, bu sebeple müvekkili Kurumun davacıya ödemesi gereken ücretin söz konusu olmadığını, Mahkemece eksik ve hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının ücret farkı, yıpranma prim farkı ile yasal ilave tediye farkı alacaklarının hesaplanmasına ve hüküm kurulurken talebin aşılıp aşılmadığına ilişkin bozma ilâmının gereğinin yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan Mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Bozma ilâmına uyulduğunda, bozma kararı lehine olan taraf için usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, Mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilerek karar verilmesi zorunludur.

3. Dairemizin 23.01.2024 tarihli bozma ilâmında açıkça; 05.06.2023 tarihli bozma ilâmı ile 27.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu alacakların intibak tarihinden itibaren ve dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için olmak üzere iki seçenek hâlinde hesaplandığı; davacının 21.10.2015 tarihli dilekçesi ile alacak kalemlerine ilişkin talep tutarlarını, 27.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için olmak üzere yapılan net hesaplamaları esas alarak artırdığı, buna rağmen Mahkemece, talep edilen alacaklar yönünden bozma sonrası alınan 18.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda yapılan brüt hesaplamalar esas alınarak hüküm kurulmasının talep aşımı mahiyetinde olduğunun belirtildiği buna rağmen bozmaya uyulmadığı belirtilerek yeniden bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulduğu belirtilmesine rağmen bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.

Şöyle ki Dairemiz bozma kararında, hükme esas alınan 18.07.2022 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemi ve belirlenen miktarlar bakımından bir bozma yapılmamış; 18.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda alacakların sadece brüt olarak hesaplanmasının hatalı olduğu, ayrıca net tutarların da belirlenmesi gerektiği ve davacının da net tutarlara göre ıslah yaptığı dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna rağmen Mahkemece 27.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların net tutarlarının hüküm altına alınması hatalı olup kararın üçüncü kez bozulması gerektiği açıklanmıştır.

4. Mahkemece Dairemizin gerek 05.06.2023 tarihli bozma ilâmına gerekse 23.01.2024 tarihli bozma ilâmına uyulmasına rağmen; hiçbir şekilde bozma gereklerinin yerine getirilmemesi ve herhangi bir açıklamama yapılmadan 01.11.2023 tarihli karardaki gibi hüküm kurulması hatalı olup bozma gereğinin yerine getirilmesi için hükmün dördüncü kez bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.