"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Devlet Su İşleri Müdürlüğü nezdinde geçici işçi olarak çalıştığı tarihten itbaren . - ... Sendikasına üye olduğunu, daha sonra aynı Müdürlükte kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini, ancak kadrolu işçi statüsüne alındığında geçici mevsimlik işçi olarak geçen çalışmalarının kıdem hesabında dikkate alınmadığını, yeni işe başlatılmış gibi hesaplama yapıldığını, davacının daimi kadrolu işçi statüsüne tüm hak ve alacaklarıyla beraber geçirildikten sonra da gerçek pozisyon ve derecesine göre işçilik haklarından yararlandırılmadığını veya eksik yararlandırıldığını ileri sürerek ağır vasıta tazminatı, ücret farkı, yasal ilave tediye farkı, akdi ilave tediye farkı, iş güçlüğü tazminatı, yıpranma prim farkı ve hizmet teşvik primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının intibakının yapılarak alacaklarının eksiksiz ödendiğini, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, arabulucuya başvuru gerçekleştirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, aynı mahiyette açılan emsal davalarda davacıların herhangi bir alacağı bulunmadığının belirlendiğini ve davaların reddedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının kıdemi ve davalının zamanaşımı savunması esas alınarak 28.02.2017 tarihi ve sonrası için günlük yevmiyesine göre davacının yasal ilave tediye farkı ve akdi ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğu, davacıya ait bordrolarda yasal ilave tediye ve akdi ilave tediye adı altında herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davacının ücret ve iş güçlüğü tazminatlarının ödendiği, davacının yaptığı iş dikkate alındığında yıpranma prim farkı ve ağır vasıta tazminatı alacaklarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvurusunda; alacakların eksik ve hatalı hesaplandığını, süresinden sonra sunulan evrakın dikkate alınmasını kabul etmediklerini, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının tüm alacaklarının eksiksiz ödendiğini, toplu iş sözleşmesinin imzalanmadığı dönemlerde işçilerin bordrolarının eski toplu iş sözleşmesine göre tanzim edildiğini, yeni sözleşme imzalandıktan sonra geriye dönük olarak fark alacakların tamamıyla işçiye ödendiğini ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu ödemelerin dikkate alınmadığını, belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru gerçekleştirilmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili İdare tarafından yapılan yargılama giderlerinin Mahkemece dikkate alınmadığını, müvekkili lehine hüküm altına alınan vekâlet ücretinin sembolik ve hukuka aykırı olduğunu, aynı mahiyette açılan emsal davalarda davaların reddine karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde yasal ilave tediye ve akdi ilave tediye adı altında herhangi bir ödemenin yapılmamış olduğu, davacının ücret ve iş güçlüğü tazminatlarının ödendiği, yıpranma prim farkı ve ağır vasıta tazminatı alacaklarının davacının yaptığı iş dikkate alındığında bulunmadığı, ancak fark ücret bordrolarında ilave tediye ve akdi ilave tediye ödemelerine rastlanmadığından tespit edilen alacağın dosya kapsamına uygun olduğu, davanın kısmi alacak davası olarak açıldığı, dava konusu alacaklar yönünden arabulucuya başvuru şartının yerine getirildiği, hüküm altına alınan ve reddedilen miktar itibarıyla vekâlet ücreti hesaplamasında bir hata bulunmadığının anlaşıldığı, ancak yargı harçlarından muaf bulunan davalı Kurum aleyhine harca hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişi tarafından fark bordroların yanlış değerlendirildiğini, sunulan fark bordrolarda "13 İkramiye" başlığı altında ödenen tutarların ilave tediye, "20 İkramiye" başlığı altında ödenen tutarların ise akdi ilave tediye olduğunu, yani tediye ile ikramiye alacakları aynı olup tüm tediye ödemelerinin yapıldığını ve bordrolarda ikramiye adı altında gösterildiğini, davacının hizmet teşvik primi alacağının da ödendiğini, yapılan ödemeler nazara alınmadan hatalı bilirkişi raporunun esas alınması hâlinde davacının sebepsiz zenginleşeceğini, müvekkili İdarenin yaptığı yargılama giderlerinin hükümde gösterilmediğini, İdarenin yaptığı yargılama giderlerinin davacıdan tahsili gerektiğini, İdare lehine eksik vekâlet ücretine hükmedildiğini, aynı mahiyette açılan emsal dosyalarda davaların reddedildiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının akdi ve yasal ilave tediye fark alacaklarının davalı Kurum tarafından eksiksiz ödenip ödenmediğine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 1 vd. maddeleri.
4. 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Yürütülen Hizmetler Hakkında Kanun'un, 7139 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 6 ncı maddesi ile değişik 49 uncu maddesi.
5. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasında davacının akdi ve yasal ilave tediye alacaklarının eksiksiz ödenip ödenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
3. Somut uyuşmazlıkta; davalı işveren tarafından toplu iş sözleşmesinin imzalanmasından sonra yapılan fark ödemelerin yer aldığı fark ücret bordroları dosyaya sunulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişi tarafından fark bordrolarda bu kalemlere dair herhangi bir ödeme bulunmadığı belirtilerek akdi ve yasal ilave tediye alacakları hesaplanmıştır. Davalı Kurum yargılama aşamasında da ileri sürdüğü itirazlarında, fark bordroda yer alan ikramiye ödemelerinin ilave tediye alacaklarını da kapsadığını, davacının ödenmeyen alacağı bulunmadığını belirterek davanın tamamen reddine karar verilmesini talep etmiş ise de davalı tarafça ileri sürülen bu itirazlar değerlendirilmemiştir.
4. Dosyada mübrez fark ücret bordroları incelendiğinde; "13 İkramiye" ve "20 İkramiye" başlığı altında ikramiye ödemelerinin yapıldığı, "13 ikramiye" kaleminin 13, "20 ikramiye" kaleminin ise 30 gün üzerinden hesaplandığı tespit edilmiştir.
5. Dava konusu alacak kalemlerinin dayanağını oluşturan ve işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin 91 nci maddesi “6772 sayılı Yasa ile öngörülen ilave tediyeler yasa hükümlerine göre ödenir. Bu ilave tediyeler dışında işçilere 03 Nisan, 08 Eylül tarihlerinde 30'ar günlük çıplak yevmiyeleri tutarında ikramiye ödenir. İkramiyelerin ödenmesinde 6772 sayılı İlave Tediye Kanununun öngördüğü usul ve esaslara uyulur.” şeklindedir.
6. Bu delil durumu karşısında fark bordrolarda yer alan "13 İkramiye" ve "20 İkramiye" başlıklı ödemelerin ikramiye, akdi ve yasal ilave tediye fark alacaklarından hangi kalemlerin karşılığı olarak ödendiği açıklığa kavuşturulduktan sonra, dosyada yer alan fark bordrolarda yapılan ödemelerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre yasal ve akdi ilave tediye fark alacakları hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.