"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 28.11.2019 tarihli ve 9874-PRG-99, 9630-PRG-97 sayılı iş teftiş raporunda müvekkili Şirketin 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un 17. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 7. maddesine muhalefet ettiği yönündeki tespitlerin son derece hatalı olduğunu, söz konusu tespitler sebebiyle müvekkili Şirketin idari para cezasına mahkum edildiğini, ihtirazı kayıtla ödemesi yapılan cezaya ilişkin Sulh Ceza Hakimliğine de itiraz edildiğini, raporda yer alan tespitlerin yerinde olmadığını, raporda bahsi geçen ajans personellerinin müvekkili Şirket mağazalarında satışı yapılan ürünlerinin tanıtımı için tedarikçi firmalar tarafından mağazalara gönderildiğini, müvekkili Şirketin faaliyet alanı tamamen farklı olan ajans firmalarından herhangi bir hizmet alımı yapmadığını, yapılan işin niteliği itibarıyla ajansların uzmanlık alanı çerçevesinde yerine getirilen bir tanıtım ve pazarlama işi olduğunu, müvekkili Şirket ile gerek tedarikçi firmalar gerekse ajanslar arasında geçici iş ilişkisi de dâhil yasal düzenlemelere aykırı herhangi bir ilişki bulunmadığını ileri sürerek 28.11.2019 tarihli ve 9874-PRG-99, 9630-PRG-97 sayılı iş müfettişi raporunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; açılan davada hukuki yarar bulunmadığını, inceleme raporunda davacı Şirketin hukuka ve mevzuata aykırı olarak geçici iş ilişkisi kurduğunun tespit edildiğini, özel geçici iş ilişkisi kurma izni bulunmayan ajans firmalarından hizmet alması nedeniyle davacıya idari para cezası uygulandığını, davacının 4857 sayılı Kanun'un 7. maddesine muhalefet ettiğini, teftiş raporlarının aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğunu, davacının raporun aksini ispat edemediğini, raporda yapılan tespitlerin yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2022 tarihli kararı ile; 4857 sayılı Kanun'un 7. maddesinde geçici iş ilişkinin düzenlendiği, davacı Şirketin teftiş raporunda belirtildiği gibi geçici iş ilişkisinde bulunduğu ajans personelini (promotör) Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürlüğünden izin almadan istihdam ettiği anlaşıldığından 4857 sayılı Kanun'un 7. maddesine muhalefet ettiği kanaatine varıldığı, aynı zamanda itiraza konu teftiş raporuna göre promotör olarak çalışanların tedarikçi firma tarafından kendi işçileri veya ajanslara ait işçilerin kendi markalarına ait ürünlerin tanıtımı için davacıya ait mağazalarda görevlendirildiğinin anlaşıldığı, promotörlerin mağazada tanıtım dışında başka işler de yaptığı, promotörler ile birlikte mağazada aynı işi yapan davacının asıl çalışanlarının da bulunduğu, promotörlerin tanıtımını yaptıkları ürünler dışında mağazanın ürünlerinin de satışını ve bilgilendirmesini yaptıkları, bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu itiraza tâbi raporun usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 26.10.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 08.03.2023 tarihli kararı ile; davacı Şirketçe İŞKUR Genel Müdürlüğünden izin alınmaksızın geçici iş ilişkisinde bulunulduğu promotörlerin istihdam edildiği ve 4857 sayılı Kanun'un 7. maddesine muhalefet edildiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.03.2023 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davacı Şirket ile dava dışı tedarikçi firmalar arasında geçerli konsinye sözleşmesi bulunmakta olup davacı Şirket ile ajanslar arasında sözleşme imzalanmadığı gibi aralarında geçici iş ilişkisi de bulunmadığı, buna göre davaya konu iş müfettişi raporunun davacı Şirket ile dava dışı ajans firmaları arasındaki iş ilişkisinin 4857 sayılı Kanun'un 7. maddesine aykırı geçici iş ilişkisi olduğuna yönelik tespit ve değerlendirmelerin yerinde olmadığı anlaşılmakla raporun bu kısmının iptaline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda davacı Şirket ile dava dışı tedarikçi firmalar arasında geçerli konsinye sözleşmesi bulunduğu, geçici iş ilişkisi olgusunun davalılarca ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Dava konusu teftiş raporunun tamamının iptaline karar verilmesi gerekirken kısmen iptaline karar verilmesinin hatalı olduğunu,
b. İşçilik alacaklarına ilişkin yapılan itirazlar değerlendirilmeden eksik inceleme ile verilen kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde;
a. Davacının asıl işi olan perakende satış işini yaparken dava dışı tedarikçi firmalar ile protokoller imzalamak suretiyle personel edindiğinin müfettiş raporundan ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığını,
b. Davacı Şirketin asıl işi olan perakende satış işini bölerek dava dışı Şirketlere verdiği ve işçi temin ettiği, ayrıca dava dışı Şirketlerin bu işçileri temini hususunun da 4857 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen geçici iş ilişkisine aykırı olduğu dikkate alındığında davacı Şirketin dava dışı Şirketler ile kurduğu hukuki ilişkinin muvazaalı olduğunu,
c. Dava konusu teftiş raporu hukuka ve mevzuata uygun olduğundan verilen kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı Bakanlık tarafından düzenlenen teftiş raporunun iptali istemi ile davalılara harç yükletilmesine ilişkindir.
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalılar ... ile Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünün harçtan muaf olduğu hüküm fıkrasında belirtilmesine rağmen yargılama giderleri içerisinde aleyhlerine harca hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine;
"4-Davacı tarafından yapılan 3.324,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ile 54,40 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde davacıya iadesine," bendinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
26.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.