"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1872 E., 2024/2251 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 10. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/206 E., 2023/12 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait işyerinde bazı çalışanların şikayeti üzerine İŞKUR'un çalışma başlattığını ve rapor tanzim ederek müvekkiline 21.05.2018 tarihinde tebliğ ettiğini, müvekkili firmada sigortasız eleman bulunmadığını, tüm elemanların hak ettikleri ücret ve diğer haklarının ücret bordrolarında gösterilerek kendilerine yasal haklarının banka vasıtasıyla ödendiğini, söz konusu raporun müvekkiline verilmediğini ve tebliğ de edilmediğini, müvekkili ile şikayette bulunan bazı çalışanlar arasında sorunlar yaşandığını, işten kıdem tazminatı alarak çıkmak isteyen bu şahısların işten çıkarılmak için haksız ve mesnetsiz iddialarda bulunduklarını, işyeri resmî kayıtlarının incelenmesinde çalışan bazı kişilerin yalan söyleyerek işten çıkarılmak için gerekçe oluşturmaya çalıştığının görüldüğünü, Kuruma şikayette bulunan çalışanlardan ..., ... ve ...'nun işyerini ibra ederek haklarını aldıklarını iddia ederek 14.02.2018/7977-İNC-03, 9205-İNC-03 sayılı rapora itirazlarının kabulü ile raporun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı İŞKUR vekili cevap dilekçesinde; iş müfettişleri raporlarına karşı açılan davaların işçilerin bireysel başvuruları üzerine iş müfettişi tarafından işçi alacaklarına ilişkin yapılan tespitlere karşı olduğunu, bu tespitlere karşı işçi tarafından yapılan tespitin eksik olduğu ve daha fazla alacağının olduğu gerekçesiyle itiraz edilmesinin ... davası niteliğinde, söz konusu tespite işveren tarafından yapılan tespitin hatalı olduğu ve kısmen ya da tamamen borçlu olmadığı gerekçesiyle yapılan itirazın ise menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, dolayısıyla iş müfettişi raporlarının işçi alacaklarına yönelik kısımlarına karşı, işçi ya da işveren tarafından açılacak davalarda işçi ve işverenlerin taraf olarak yer alması gerektiğini, Türkiye Çalışma ve İş Kurumu Genel Müdürlüğü ile Bursa İl Müdürlüğünün bu davalarda taraf sıfatının bulunmadığını, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddi gerektiğini, teftişe yetkili müfettişler tarafından düzenlenen tutanak ve raporların aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğunu, bu tutanak ile kayıt altına alınan hususların aksini ispat edecek herhangi bir delil ibraz edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Dâhili davalı ... cevap dilekçesinde; davada taraf sıfatına haiz olmadıklarını ve rapordaki tespitlerin doğruluğunun davacı tarafından da imza ile teyit edildiğini savunarak davanın husumetten veya esastan reddini istemiştir.
3. Diğer dâhili davalı işçiler davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2023 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine davacı vekili tarafından verilen 26.12.2018 tarihli dilekçe ile davaya dâhil edilmeleri talep edilen ..., ..., ..., ..., ... ve ... dâhili davalı olarak dosyaya eklenmiş, istinaf kararından sonra davalı ... davaya dâhil edilerek; davacı tarafça iddiasını ispatlar mahiyette herhangi bir delil ve tanık bildirilmediği, Bursa Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünce yapılan tespitin aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı, davacı Şirketin iş müfettişi tarafından işçi alacaklarına ilişkin yapılan tespitlere karşı dava açabileceği, bu davalarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının taraf sıfatının bulunmadığı, davalı ...'nın ise şikayetine rastlanmadığından bu davalılar yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2023 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2023 tarihli kararı ile davada, Kurum tarafından düzenlenen raporda yer alan tespitlerin aksine, çalışma saatlerini gösteren kayıtlar sunulmadığından, davalı işçi ...'dan fesih tarihinden bir gün sonra alınan ibraname niteliğindeki belgenin geçerliliğinden söz edilemeyeceği, dosyaya sunulan bordroların bir kısmında fazla çalışma tahakkuku bulunmadığı ve tahakkuk bulunan bordroların ise tespit ve beyanlarla örtüşmediği, yargılama aşamasında dinlenen davalı tanıkları fazla çalışma olgusunu doğruladığı, davacı tarafından dayanılan İdare Mahkemesi kararı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen 31.10.2017 tarihli rapora dayalı, 13.01.2018 tarihli 645850 sayılı işlemin iptaline ilişkin olduğundan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusu iptale ilişkin rapor, işçi şikayeti üzerine işyerinin genel uygulamasını belirlemeye yönelik olarak ... iş müfettişliğince hazırlanmış olup Bakanlık aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu iş/işlem, davalı Bakanlık yetkililerince yapıldığından, davalı Bakanlık aleyhine açılan ve kanıtlanamayan davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın ... yönünden husumet nedeniyle reddine, Bakanlık ve diğer işçiler yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2023 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili ve davalılardan Bakanlık ve İŞKUR vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, 10.01.2024 tarihli karar ile; İlk Derece Mahkemesi kararının davalı İŞKUR vekiline usulune uygun olarak tebliğ edilmediği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesi kararının İŞKUR vekiline tebliği sağlanarak yasal süre içinde istinaf yoluna başvurulması hâlinde istinaf incelemesi yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle usulden bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemiz bozma ilâmı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uyularak, dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilerek kararın İŞKUR vekiline usulüne uygun tebliği sağlanmış ve İŞKUR vekilinin istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... İŞKUR vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile davada taraf olmaktan çıkarılan İŞKUR Genel Müdürlüğünün bu dava açısından taraf sıfatı kalmasa da aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermediği açık olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124/3 hükmü gereğince İŞKUR Genel Müdürlüğü lehine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın ... hakkında husumet nedeniyle reddine, Bakanlık ve diğer işçiler yönünden ise davanın esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. İşyeri kayıtları gerçeği yansıttığı halde bordrolar, banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmamasının hatalı olduğunu,
2. İŞKUR hakkında husumetten ret kararının ve davalılar yararına vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 14.02.2018 tarihli müfettiş raporunun iptaline karar verilip verilmeyeceği ve husumete ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.