Logo

9. Hukuk Dairesi2025/2261 E. 2025/2814 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacının asıl işveren olmadığını iddia ederek, kıdem, ihbar, iş güvencesi tazminatı, ücret, boşta geçen süre ücreti, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarından sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hafta tatili alacağının miktarının hatalı hesaplanmasının tespiti ve bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2024/237 E., 2024/455 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı işveren bünyesinde değişen işverenler nezdinde sigortalı olarak gösterildiğini, davalı ile diğer işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunun mahkeme kararı ile tespit edildiğini, iş sözleşmesinin haksız feshi üzerine davacının davalı Şirketteki işe iadesine karar verildiğini, davacının süresinde işe başvurmasına rağmen işverence işe başlatılmadığını ileri sürerek kıdem, ihbar ve iş güvencesi tazminatı, ücret, boşta geçen süre ücreti, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirketin ihale makamı konumunda olduğunu, davacının davalı Şirketin çalışanı olmadığını, bu sebeple Şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacıya fazladan bir çalışma yaptırılmayıp sunulan sözleşmeler ve eki niteliğindeki şartnamelerde belirlenen çalışma şartlarına uyulduğunu, bordrolarda belirtilen ücret miktarının gerçek ücret olduğunu, davacının iş güvencesi tazminatı ve boşta geçen süre alacağının ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2018 tarihli kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9 Hukuk Dairesinin 21.04.2021 tarihli kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.04.2021 tarihli kararının süresi içinde davalı Şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 05.10.2021 tarihli ilâmı ile; davacının ayda 20 gün çalıştığı ve çalışılan günler için işverence harcırah adı altında ödemeler yapıldığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, hâl böyle olunca davacının gerçek ücretinin belirlenmesinde davacıya fiilen ödenen harcırah miktarları dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerektiği, fiilen ödenen harcırah tutarının belirlenememesi hâlinde ise bir günlük harcırah tutarının fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpıldıktan sonra asgari ücrete ilave edilerek ikisinin toplamının davacının gerçek ücretini yansıttığının kabul edilmesi gerektiği, geçersiz fesih tarihindeki ücretin o dönemde geçerli asgari ücrete oranlanarak bu oranın başlatmama suretiyle fesih tarihinde geçerli asgari ücret ile çarpılması suretiyle son ücretin hesaplanmasının hatalı olduğu, yine aynı hatalı hesaplama yöntemi ile başlatmama suretiyle fesih tarihindeki geniş anlamda ücretin belirlendiği gerekçesi ile kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 14.11.2023 tarihli kararı ile; bozma doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairece 17.04.2024 tarihli karar ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra yıllık izin alacağına esas ücretin tespitinde önceki bozma ile oluşan usuli kazanılmış hakkın gözetilmesi gerektiği, Mahkemece hafta tatili alacağının brüt 15.139,35 TL olduğu belirtildikten sonra; "...alacağın 5.000,00 TL sine dava tarihi olan 13.01.2017 tarihinden itibaren, bakiye miktarı olan 15.551,00 TL sine ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesine" karar verilerek davacının toplamda 20.551,00 TL alacağının kabul edildiği sonucu oluşturacak biçimde hatalı hüküm tesis edildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda; bozma ilâmında belirlenen temel ücret üzerinden bilirkişi raporuyla hesaplanan alacakların hüküm altına alındığı, ancak hafta tatili alacağı yönünden hüküm ile bilirkişi ek raporundaki miktarların farklı olduğu, bu durumun maddi hata sonucu yapıldığı, kısa karar hazırlanırken sehven bozmadan önceki kararın hükme geçirilip onaylandığı, kısa karar ile gerekçeli kararın çelişmemesi için gerekçeli kararda işbu maddi hataya değinilmekle yetinildiği açıklanarak davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Müvekkili Şirketin talep konusu yapılan alacaklardan sorumluluğu bulunmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olmayıp, ihale yoluyla hizmet alımı yapılan alt işveren Şirket nezdinde çalıştığını, müvekkilinin asıl işveren değil ihale makamı olduğunu,

2. Davacının dava konusu alacaklara hak kazanmadığını, yapılan hesaplamalarda esas alınan ücrete ilişkin değerlendirmelerin hatalı olduğunu,

3. Alacak hesabına esas alınan giydirilmiş ücretin hatalı belirlendiğini, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesaplamalarının hatalı olduğunu,

4. Davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, çalışma süresince hiç izin kullanmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,

5. Davacı tarafın işe başlatmama ve boşta geçen süre ücretine ilişkin ödemelerin kanuni süresi içerinde ödendiğini, bakiye alacak iddiasının haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek kararının bozulmasını gerektiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 05.10.2021 tarihli bozma ilâmı ile oluşan usuli kazanılmış haklara uygun karar verilip verilmediğine ve hafta tatili ücretine ilişkindir.

1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporunda, hafta tatili alacağının 15.139,35 TL olarak hesaplandığı, raporun Mahkemece de benimsendiği anlaşılmaktadır. Buna rağmen hüküm altına alınan hafta tatili alacağının miktarının, bozma öncesinde olduğu gibi hatalı şekilde yazılması bozmayı gerektirir.

Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2 hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinde yer alan “15.551,00 TL" ibaresinin çıkartılarak yerine “10.139,35 TL” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.