"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1935 E., 2025/118 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 5. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/144 E., 2024/371 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin işveren nezdinde uzun yıllar çalışması sonrasında emekliliğe hak kazandığını, davalı işvereninin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bağlanan emeklilik aylığı dışında Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil etmek üzere emeklilik aylığı bağlandığını, 01.07.1974 tarihli Ataş Anadolu Tasfiyehanesi AŞ (Ataş AŞ) Hizmetleri İştiraksiz Emeklilik, Ölüm, Tam ve Daimi Malüliyeti Yardımları Talimatnamesi (01.07.1974 tarihli Talimatname) ile 28.03.1983 tarihli Ataş AŞ Emeklilik, Ölüm, Tam ve Daimi Malüliyeti ile İlgili Karşılıksız Yardım Talimatnamesi'nden (28.03.1983 tarihli Talimatname) anlaşılacağı üzere emekliliğe hak kazanan işçilere "emeklilik tahsisatı" adı altında bir emeklilik aylığı ödenmesi hükmü getirildiğini, 28.03.1983 tarihli Talimatname ile emeklilik aylığının hesaplama usul ve esaslarında iyileştirmeye gidildiğini, aynı durumun işçiye verilen muvafakatnamede de yer aldığını, davacıyla aynı konumda olan.... gibi işçilere bu taahhüdün verildiğini, bu durumun işyeri şartı hâline geldiğini ve Şirket politikası olduğunu, davalı işverenin işyeri şartı hâline geldiği üzere her yıl enflasyon oranında zam yapması gerektiğini, davacının emekli aylığına çok cüzi oranlarda zam yapıldığını, Emekliliğe Yönelik Taahhütte Bulunan Kuruluşların Aktüeryal Denetimi Hakkında Yönetmelik'in 6. maddesinde hizmet sunucusunun temel yükümlülükleri, ekonomik varsayımların kapsamı ve enflasyon oranının diğer değişkenlerinin bir sonucu olduğunu, aktüerin bu veriyi seçebileceğinin yer aldığını, BP Petrolleri AŞ.'nin emeklilik programında da enflasyon oranının esas alınması gerektiğinin yer aldığını, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin benzer bir uyuşmazlığa ait 11.01.2005 tarihli ve 2004/33577 Esas, 2005/470 Karar sayılı kararının olduğunu, Mersin 2. İş Mahkemesinin 31.03.2017 tarihli ve 2014/637 Esas, 2017/214 Karar sayılı kararına davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2017 tarihli ve 2017/1776 Esas, 2017/2086 Karar sayılı kararı ile esastan reddine karar verildiğini iddia ederek davacının emekliliğe hak kazanmasından sonra almaya başladığı emekli aylığına yıllık bazda zam yapılması gereken tarihten başlanarak aylara göre tespit edilecek enflasyon rakamları üzerinden hesaplama yapılması ile ödenmesi lazım gelen emekli aylıklarının ilgili rapor tarihini de kapsayacak şekilde ve her ay için ayrı ayrı gösterilmek üzere tespitine, davacıya eksik ödenen emeklilik aylık tutarlarının da tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunulduğunu, davacının tüm emeklilik hakları ödenerek emekliye ayrıldığını, ihtirazı kaydının olmadığı bordrolarla emekli aylığını aldığını, aylıkların enflasyona göre artırılacağına dair düzenleme olmadığını, özel emeklilik programının tek taraflı jest niteliğinde olduğunu, 28.03.1983 tarihli Talimatname'nin 7. maddesindeki hükmün akdi mahiyette olmadığını ve benzer davaların işveren lehine sonuçlandığını; BP Petrolleri AŞ aleyhine aynı emeklilik sistemi nedeniyle açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesinin 2013/862 Esas, 2014/35 Karar; 2013/879 Esas, 2014/39 Karar; 2013/863 Esas, 2014/36 Karar ve 2013/140 Esas, 2013/139 Karar sayılı kararları ile İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2013/131 Esas, 2014/204 Karar sayılı kararlarının sunulduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma kararlarının sunulduğunu, uyuşmazlık konusunun aynı olduğunu, davacı tarafça sunulmuş olan ve davaya dayanak alınmış olan emsal mahiyetteki Mersin mahkemelerinde yapılan tüm yargılamaların hatalı hukuki değerlendirmeye dayalı ve emsal alınması gerek hukuken gerek hakkaniyet anlamında mümkün olmayan kararlar olduğunu, talebin dürüstlük ilkesi ile bağdaşmadığını, davacının tüm alacaklarını alarak davalıyı ibra ettiğini, artık hiçbir ad altında talep hakkı olmadığını, ek emekliliğin yasal bir zorunluluktan doğmadığını, davacıya bugüne kadar gerekli artışların yapıldığını, aylıkların herkes için aynı oranda artırıldığını, davacının yıllardır emekli aylığı aldığını ve itiraz etmediğini, mevzuata aykırı talepte bulunulduğunu, bu durumun hakkın kötüye kullanması olduğunu, Şirkette üretim faaliyetinin olmaması ve uzun yıllar enflasyonun altında ücret zammının kabul edilmiş olmasının zımni irade olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2023 tarihli kaldırma kararı sonrası yapılan yargılamada, Şirket çalışanı olan dava dışı emsal işçilerle davacının aynı konumda emekli oldukları, davacı ve dava dışı diğer Şirket çalışanlarının aylıklarına aynı oranda yıllık artışlar yapıldığı, sadece ...'ya da davacı gibi Mahkeme kararı uygulandığı için enflasyon oranında zam yapıldığı üstelik nitekim 28.03.1983 tarihli Talimatname'de de enflasyon oranında zam yapılması yönünde bir hüküm bulunmadığı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 13.03.2024 tarihli ve 2024/3295 Esas, 2024/4807 Karar sayılı ilâmının da aynı doğrultuda olduğu, buna göre davacının eksik ödenen emekli ücreti tespiti ve ödenmesi talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı Şirket politikası gereği erken emeklilik uygulaması kapsamına alındığı, taraflar arasında belirlenen ilave emeklilik aylık miktarının Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince yıllık enflasyon ayarlamalarına esas teşkil edeceğinin ifade edildiği, taraflar arasında erken emeklilik sebebiyle düzenlenen ilgili belge içeriğinde işverence emeklilik aylığına enflasyon oranında zam yapılacağına ilişkin bağlayıcı bir taahhüdün yer almadığı, ayrıca dosya kapsamında yer alan 01.07.1974 ve 28.03.1983 tarihli Talimatnamelerde de bu yönde bir taahhüdün bulunmadığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2024/12651 Esas, 2024/14219 Karar; 2024/9320 Esas, 2024/11971 Karar; 2024/9140 Esas, 2024/11763 Karar sayılı ilâmlarının da aynı doğrultuda olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Taraflarınca davalı Şirketten emekli aylığı alan işçiler arasında ayrım yapıldığının ve eşitlik ilkesine aykırı davranıldığının ileri sürülmediğini, aksinin kabulü hâlinde dahi Şirketçe Mahkeme kararı olmaksızın resen enflasyon oranında zam yapılan işçilerin durumlarının yeterince araştırılmadığını,
2. Benzer konulardaki davalarda verilen kabul kararlarının onanarak kesinleştiğini, bütün yurtta hukuku aynı şekilde uygulamakla görevli Yargıtay dairelerinin kendi kararları arasında ve kendi kararları ile diğer dairelerin kararları arasında uyum gerektiğini, kararlar arasındaki çelişkinin adalet duygusunu zedeleyeceğini,
3. BP Petrolleri AŞ'den farklı olarak davalı ... AŞ tarafından her bir müvekkile enflasyon oranında zam yapılacağına ilişkin taahhüt verildiğini,
4. 01.07.1974 tarihli Talimatname ile işveren nezdinde çalışıp da emekliliğe hak kazanan işçilere "emeklilik tahsisatı" adı altında bir emeklilik ücreti ödenmesi hükmü getirildiğini, 28.03.1983 tarihli Talimatname ile de bu emeklilik ücretinin hesaplanma usul ve esaslarında iyileştirmeye gidildiğini,
5. Şirket içi talimatnamelerin varlık sebebinin, SGK tarafından bağlanan emeklilik ücretleri ile emeklilerin hayatlarını idame ettirmelerinin hayli zor olması ve ülkenin daimi sorunu olan enflasyon gerçeğinden kaynaklandığını, davalının emeklilerine ahde vefa gereği, ilave emeklilik aylığı ile enflasyon altında ezilmelerinin önüne geçme isteği ile geliştirilen sistemin ve açık açık enflasyon oranında zam yapacağını taahhüt etmesinin başka bir sebebi bulunmadığını, davalı işverenin müvekkiline verdiği taahhüdü yerine getirmeyip kendi iç düzenlemelerine aykırı davrandığını, işyeri şartı hâline gelen uygulamayı usul ve kanuna aykırı biçimde uygulamadığını, ayrıca ve açıkça "enflasyon" kelimesine yer verilmesinden, başka türlü bir anlam çıkarılamadığını,
6. Talimatnamenin hâlen yürürlükte olduğunu, işverenin baştaki taahhüdüne aykırı yeni bir taahhüdü olmadığını veya ileri sürüldüğü üzere taahhütnamede bu konuda bir değişiklik olmadığını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davalı Şirketin ilave emeklilik politikası gereğince davacıya ödediği emekli aylığına her yıl enflasyon oranında zam yapmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda davacının fark alacağının bulunup bulunmadığı konularına ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.