Logo

9. Hukuk Dairesi2025/38 E. 2025/2782 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı çalışanın, davacı şirketin servis şoförü olarak çalıştığı dönemde şirketi zarara uğratacak eylemlerde bulunup bulunmadığı ve bu eylemlerden dolayı davacı şirketin maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı çalışan hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkûmiyet kararı bulunmasına rağmen, davacı şirketin manevi tazminat talebinde bulunabilmesi için gerekli olan kişilik hakkına saldırı unsurunun ve manevi zararın ispatlanamaması gözetilerek, manevi tazminatın kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/449 E., 2024/2159 K.

Limited Şirketi vekili Avukat ...

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 3. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/513 E., 2022/907 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkili işveren bünyesinde servis şoförü olarak çalıştığını, müvekkili Şirkete ait servis aracının deposunu uzun bir süre boyunca (günde birkaç kez akaryakıt bayisine uğrayıp taşıt tanıma sistemi aracılığıyla) işverenin bilgisi dışında doldurarak bu akaryakıtı başkalarına sattığını, başka bir ifadeyle davalının servis aracının gerçek tüketiminin çok üzerinde yakıt alımları yapmak suretiyle müvekkili Şirketin güvenini kötüye kullandığını, fazla yakıtı satarak haksız kazanç elde ettiğini, davalının bu eylemlerinin tespiti üzerine hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı hakkında zincirleme şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kamu davası açıldığını, davalının fazladan aldığı yakıtı satarak haksız kazanç elde ettiğini ve müvekkili işvereni çok büyük zararlara uğrattığını iddia ederek maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile ilgili olarak İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/478 Esas, 2022/154 Karar sayılı kararı ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verildiği, ceza dosyası ve Mahkeme dosyasına alınan raporlar, ceza dosyasındaki gerekçe ve tüm dosya kapsamına göre davacı işyeri çalışanı olan davalının kullanımındaki araca aldığı fazla yakıt nedeniyle davacı Şirkete verdiği maddi zararın ispatlanması karşısında maddi ve manevi zararın kabulüne karar vermek gerektiği, zarar veren davalının pozisyonuna göre yasal faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında hatalı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

a. Aracın deposuna yakıtı boşaltmak için haricen müdahale edilip edilmediğinin açıklığa kavuşturulmadan karar verildiğini,

b. Ceza mahkemesinde dinlenen tanıkların beyanlarının dikkate alınması gerektiğini,

c. Yeterli araştırma yapılmadan ceza mahkemesi kararının delil kabul edilmesinin hukuka uygun olmadığını,

d. Tüzel kişi olan davacının hukuken manevi tazminat dava açma hakkı olsa da davayı kabul anlamına gelmemek üzere 50.000,00 TL manevi tazminatın fahiş olduğunu, manevi tazminat kararının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde;

a. Müvekkili Şirketin tacir olup dava konusu alacağın ticari işletmesi ile ilgili olduğunu, bu nedenle hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatlar için ticari temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu,

b. Manevi tazminat talepleri 100.000,00 TL olduğu hâlde İlk Derece Mahkemesince 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı çalışanın davacı işyerinde servis şoförü olarak görev yaptığı sırada davacıyı zarara uğratacak eylemlerde bulunup bulunmadığı ve bu eylemleri sebebiyle davacının maddi ve manevi zararının oluşup oluşmadığına ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) "B. Kişiliğin korunması" " II. Saldırıya karşı" kenar başlıklı 24. maddesi şöyledir:

"Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.

Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır."

4721 sayılı Kanun gerçek kişi veya tüzel kişi ayrımı yapmaksızın kişilerin kişilik haklarını hukuken koruma altına almıstır.

Ticari ... ve haysiyetin çiğnenmesi, tüzel kişiliğin ekonomik yaşam içindeki yerini ve itibarı durumunu sarsabilir. Tüzel kişilerin ya da bir kuruluşun kişilik haklarının zarar görmesi hâlinde, kişilik haklarına saldırıda bulunan kişi veya kişilere karşı yetkili organları aracılığıyla, kişilik haklarında ortaya çıkan azalmanın giderilmesi için dava açabilmesi, uygulama ve Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.

Dosya içeriğine göre davacıya ait işyerinde servis şoförü olarak çalışan davalının, kullandığı araca gerçek tüketimin çok üzerinde fazladan mazot aldığı ve bu suretle menfaat edindiği, söz konusu olay nedeniyle hakkında ceza yargılaması yürütüldüğü ve İzmir 30. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/478 Esas, 2022/154 Karar sayılı dosyası ile davalının zincirleme şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, tarafların konumu ve olayın gerçekleşme şekli itibarıyla davacının manevi tazminata hak kazandığı belirtilmiş ise de bu yöndeki kabul dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira manevi tazminat talep edebilmek için, bir kimsenin kişilik hakkına hukuka aykırı bir saldırı yapılmalı, bir manevi zarar bulunmalı, saldırı ile zarar arasında illiyet bağı olmalı ve davalının sorumlu olmasını gerektiren veya kusursuz sorumluluğunu gerektiren bir hâl bulunmalıdır. Somut olayda manevi tazminatın koşulları oluşmamış, davacının kişilik haklarına ne tür bir saldırıda bulunulduğu açıkça ortaya konulamamıştır. Bu nedenle davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.